48.Bölüm

409 16 0
                                    

Üç testi geçen adam buna uyanacak değildi ya diyordum içimden.Ama durum öyle olmadı sanırım.
Bunu şuan da bana bakan iki çift mavi gözden anlayabiliyordum.Açılan gözlerle yanağındaki elimi hemen çekiyordum ki belimdeki elini çekerek yanağındaki elimin üzerine koydu.Ee, ne oldu şimdi? Uyuyor muydu, uyumuyor muydu bu adam? Hayır yani uyuyorsa onca şeyi duymadı duymadı da bunu nasıl duydu.

"Sen kimsin? Yatağımda ne işin var? Elin neden yanağımda? "

Hadi şimdi çık işin içinden Dilşah.Buyur buyur önden git.Hadi söyle, bir daha söyle belki duymamıştır adamcağız.Onu ne kadar çok sevdiğini haykırsana.

Hiç vakit kaybetmeden görevinin başına geçmişti iç sesim.Ama haklıydı. Nasıl çıkacaktım ben bu işin içinden.

Yanağındaki elimi çekmeye çalışıyordum ama ısrarla bırakmıyordu. Elimi bırak desem sesimden tanır. İyi ama illaki kim olduğumu öğrenecek. Offf!! Ne yapacağım ben şimdi?

Evet,tamam, sakinim.Halledeceğim şimdi. Kesin halledersin Dilşah.Bundan zerre şüphem yok.Her işi hallettiğin gibi bunu da kesin halledersin! Sen konuşmazsan olmaz zaten iç sesim.Hatta istersen gel sen durumu düzelt. MaşaAllah her şeye benden daha fazla vakıfsın.Her olaya benden önce atlıyorsun.

Kafamı kumamı gömsem acaba? Onu deve kuşları yapıyor Dilşah deve kuşları... Ben bilmiyorum sanki iç ses ben bilmiyorum...

"Sana söylüyorum, duymuyor musun beni? Kimsin diyorum? Elin neden yanağımda? Yatağımda ne işin var?"

Sanki elimi kendi eline kelepçelemişti.Öylesine sıkı tutuyordu.Ne kadar dirensemde elimi, elinden kurtaramadım.Birden gülümsemeye başladı.

"Tabi ya! Sensin.Senden başka kim buna cesaret edebilir ki? "

Eee, neden sustun be adam.Bana da söyle kim olduğumu.Yavaşça sımsıkı tuttuğu elimi bıraktı ve elini yanağımın üzerine koydu.O kadar ani oldu ki ne ordan kaçabildim ne de eline engel olabildim.

Gülerek yanağımı okşamaya başladı.Ardından saçlarıma doğru ilerledi parmakları.Bütün parmakları narince saç tellerimin arasından geçiyordu. Sonra parmaklarının tersiyle saçlarımı kulağımın arkasına yerleştirdi ve tekrar yanağıma koydu elini.

"Özlettin kendini güzellik."

Güzellik mi? Kim bu güzellik ya kim? Kimle karıştırıyor beni bu adam? Bir an önce bu durumdan kurtulmam gerekiyor. Hadi bakalım Dilşah göster kendini. Kesin gösterirsin.Merakla bekliyorum.Hadi göster kendini! Anlaşılan bugün iç sesimle ters düşüyoruz.Artık hangimiz tersinden kalktıysa o kadarını bilemiyorum.

İçimden saymaya başladım. 1, 2, 3, 4,.....

"İnanmıyorum, yatağımdaki sen olamazsın Dilşah!"

Hıı! Ne? Kim? Dilşah ne alaka ya? Yani Dilşah alaka tabi de hatta Dilşah yine başrolde ama sen ne alaka. Nasıl anladın benim ben olduğumu? Yani Dilşah olduğumu. İyice saçmalamaya başladım. Günaydın, sabahtan beri saçmalıyorsun Dilşah.Bir an hiç farketmeyeceksin sandım. Bugün seninle uğraşamayacağım iç ses.Şuan başım dertte acilen kurtulmam lazım.

"Kiminle konuşuyorsun sen?"

Tamam şuandan itibaren iç dış komple kapsama alanı dışına çıkıyorum yoksa işin içinden çıkamayacağım.

"Farkındaysan eğer şuan benim kapsama alanımdasın Dilşah. Ben izin vermediğim sürece bu alandan çıkamazsın.Bütün çıkışlar iptal."

Bunuda mı ya bunuda mı? Nasıl bu kadar şapşal olabiliyorum ben. Buna bende şaşırıy... Sus, sakın konuşma iç ses.Yıldım artık.Sal beni.

YABANİNİN AŞKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin