Bu şarkılar da olmasa kendimi nasıl iyi hissedecektim bilmiyorum. Ayaklarım öyle ağrıyordu ki ayağa kalkmak bile istemiyordum.İnşallah bu yürüyüşü her gün yapmayız diye dua etmeye başladım.Saat henüz 10.00 ve benim gözlerim kapanmak üzere.
Şarkılar ninni gibi gelmeye başladı. Mecburen yataktan kalktım.Pencereden bahçeye baktım.Öyle güzel görünüyordu ki kendime bir kahve alarak aşağıya indim.Havuz kenarında biraz keyif yaptıktan sonra bahçeyi gezmeye başladım.Biraz ileride kocaman bir ağaç vardı.İnanamıyorum bir salıncak.
Hemen binmek için koşmaya başladım.Ahh! Ayağım.Tabikide düştüm.Bazen çocuk gibi davranabiliyorum ama salıncağa karşı zaafım var benim.Ayağa kalkarak tekrar koştum.Harika görünüyordu.Tam biniyordum ki ruhsuzun korumalarından biri koşarak yanıma geldi.
"Bu salıncağa binemezsiniz."
"Nasıl yani?" diyerek şaşkınlığımı dile getirdim.
"Ateş Bey'in kesin talimatı var.Siz bu salıncağa binemezsiniz." Bu ne saçma bir emir anlamıyorum.Nerden biliyor ki ben salıncağa bineceğim de önceden emir veriyor.Acaba fazla mı çocuk gibi davrandım.
O salıncağa binmeden dönmek,beni fazlasıyla öfkelendirmişti.Gidip kapıyı tıklatmak değil de kafasını kırmak istiyordum.Tekrar odama geldiğimde saat 11.30 olmuştu.Öfkeden bir sağa bir sola gidip geliyordum.
Ateş'in ağzından;
Bunca zaman bekledim ama buna değdi.Artık o kız elimde.Ve ben ne istersem onu yapmaya mecbur.Bundan böyle kedinin fare ile oynadığı gibi bende onunla oynayacağım.Doğduğuna pişman edeceğim onu.
Ama o kız evime geldiğinden beri bir garip hissediyorum. İçimde ona karşı sonsuz bir öfke besliyorum.Ama o kızda değişik bir şey var.Bunu anlayamıyorum.
Ona yaklaştığımda kendimi yemyeşil bir ormandaymışım gibi hissediyorum.Öyle ferahlatıcı bir kokusu var.Çok sakar ve çok çabuk panik oluyor.Panik olunca da çocuklar gibi eli ayağına dolaşıyor.Ve bazen küçük bir kız çocuğu gibi davranıyor. Şuan olduğu gibi.Ağaçtaki salıncağı görür görmez koştu.Ama yine düştü.Ona rağmen tekrar koşarak salıncağa gitti.
Tabi o salıncağa binmesine izin verecek değildim.Ona karşı bunları düşünüyor olmam,onun babamın katili olduğu gerçeğini değiştirmez.
Yani asla onun bu masum hallerine acımayacağım.Madem bu kadar masumdu.Babamdan ne istedi.Hayır ona karşı asla yumuşamayacağım ve onu yaşarken öldüreceğim.Yakında annemi de çağıracağım.Biliyorum bana kötü diyor ama o daha annemle tanışmadı.
Ahh! Sanırım saat 12.00 aptal kız, kapıyı tıklatmaya başladı.Demek ki korkmuş.Tam zamanında geldi.Neyse ben biraz televizyon izleyeyim.Sonra kalkar bakarım kapıya.Bakalım dayanabilecek mi?
*****
Ee,daha ne kadar tıklatacağım kapıyı böyle.Tam on dakikadır tıklatıyorum.Manyak mıdır nedir ya.Hayır yani uyusa anlayacağım da televizyon açık, sesi geliyor.Aa! Acaba televizyon açık bir şekilde uyuya mı kaldı? Ne yapsam bilemedim ki.Ben kapıyı açana kadar kapıyı tıklat deyip durdu.
"Ateş Bey ! Kapıyı tıklatmamı söylemiştiniz.Uyuyor musunuz acaba?"
"Kes sesini ve tıklatmaya devam et."
Yuhhh yani! Bu nasıl bir psikopatlıktır anlamadım ki.Yahu ben tıklattığım halde benim burda sinirim bozuldu.Bu nasıl bir zevktir.
İyi madem diyerek var gücümle kapıya vurmaya başladım.Öyle vuruyordum ki gıcık eder cinsten.Birden kapının açılmasıyla sendelenim ama kendimi çabuk toparladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANİNİN AŞKI
Genç Kurgu"Farkındaysan eğer şuan benim kapsama alanımdasın Dilşah. Ben izin vermediğim sürece bu alandan çıkamazsın.Bütün çıkışlar iptal." "Bu ne saçmalık!" diyerek yataktan fırladım ama kolumu çekmesiyle bu sefer kucağına düştüm. Hemen doğrulmaya çalıştım...