6.Bölüm

2.5K 256 114
                                    

Ruhsuzun odasını güzelce temizledim.Pizza ve içeceklerin siparişini de verdim.Birazdan gelir.Şimdi bana düşen görev planıma başlamaktı.Vee pizzalarla beraber planımın en önemli unsuruda geldi. "Müsil ilacı." Bunun için pizzacı çocuğu çok zor ikna ettim ama buna değdi.Ben çıkıp alamazdım çünkü bay zebani her dakika gelip ne yaptığımı kontrol ediyordu.

Neymiş efendim odasında arkadaşlarıyla kutlama yapacakmış.Odadaki masanın üzerine  pizzaları,çatal ve bıçakları yerleştirip masayı hazır hale getirdim.İşte bay zebani yine geldi:

"Ne kadar uyuşuksun sen,daha bitiremedin mi?"

Gülerek cevap verdim."Her şey hazır,arkadaşlarınız gelir gelmez içeceklerinizi servis edeceğim." Ne yapıyorum ben ya.Sevinçli olduğumu ona belli etmemeliyim.

Yine her zaman ki tavırlarıyla;"Hayret senin gibi aptal biri masada hazırlayabiliyormuş."dedi. Sinirlenmeyeceğim sen birazdan görürsün masa hazırlayabiliyor muymuşum.Her şey hazırdı.Ve tam zamanında arkadaşları geldi.Üç tane serseri tipli erkek,iki tanede boya kutusuna düşmüş iki kız geldi.Önce tuhaf tuhaf selamlaşıp, gülüştüler.Bizim ruhsuza bak sen,meğer gülebiliyormuşta.Hazır herkes meşgulken bende o sırada içecekleri hazırlıyordum. Selamlaşma faslından sonra aç kurtlar gibi hemen pizzalara saldırdılar.

Kızlardan esmer olanı ruhsuza yaklaşarak, "uzun zamandır yoksun Ateş seni özledik."dedi.Üzerindeki kırmızı elbise dudağındaki kırmızı ruj ile  bütünleşmişti.Saçları ise uzun ve düzdü.Hemen ardından sarışın olan kızda ruhsuza yaklaştı.Bu kız sanırım elbise giyinmemişti.Çünkü giyiseydi o bacaklar o kadar açık olamazdı.İyice yaklaştı,sarı  saçları  ruhsuzun  yüzüne değiyordu.Neredeyse adamın içine düşecekti.Konuşmaya başladı;

"Sahi Ateş nerelerdeydin sen ya,çok özledim seni."dedi.Erkek arkadaşları "vavvvv"diye bağırdılar.

Neden bilmiyorum ama bu kız sinirimi bozmuştu.Birde ağzını yamultarak  çocuklar gibi, Ateş nirilirdeydin,sini çık ızledim demez mi.Ruhsuz birden bana doğru baktı.O bakmasaydı sap gibi kaldığım yerden beni kimse farketmeyecekti.İçeceklerin olduğu yerde ayakta bekliyordum.Çünkü arkadaşları gelmeden önce ruhsuz bana bu köşede beklememi ve içecekleri servis eder etmez ayaklarının altında dolaşmadan gitmemi söylemişti.Aslında ben burda kalıp olanları seyretmek istiyordum ama olmadı.

Ruhsuz eliyle icecekleri getirmem için işaret etti.Tepsiyi elime alarak yanlarına doğru ilerledim.Vee planım başarıyla gercekleşmek üzereydi.Bütün  bardaklara müsil koymuştum.Hepsi tek tek bardaklarını aldı.Bir tek ruhsuzun içeceğini masaya bıraktığımı söyledim.Tam dönüp geliyordum ki ruhsuzun sesiyle oracıkta kaldım.

"Aptal bardağımı elime vermeden nereye gidiyorsun sen?"diye bağırdı.Herkesin içinde aptal demesi canımı daha çok yakmıştı.Geri döndüm hiç kimseye bakmadan bardağı masadan alıp uzattım."Buyrun."

"Bir daha arkadaşlarımın yanında bana böyle bir saygısızlık yapma sakın.Şimdi defol git.Ayak altında dolaşıpta tadımızı kaçırma."

Kendime hakim olamamıştım.Ağlıyordum.Herkes susmuştu.Sessizliği sarışın olan kız bozdu: "Ne o Ateş artık iş yerine de mi hizmetçi almaya başladın?" Ruhsuzun konuşmasına fırsat vermeden dayanamayıp ben cevap verdim."Ben hizmetçi değil sekreterim."dedim. Kahkahalarla güldü.Ardından da yine ağzını yamultarak konuştu; "Burdan hiç öyle görünmüyor ama canım."diyerek gülmeye devam etti.Beni böyle aşağılamaya hakkı yoktu.Tamam ruhsuza mecburdum ama bu aptal sarışına değil. "Aa! Öyle mi,burdan bakınca sende tam bir aptala benziyorsun canım."dedim.Aslında daha fazlasını derdim de sustum.

Kız hemen kavgayı çıkarıp sonrada korkup annesinin arkasına saklanan yaramaz çocuklar gibi Ateş'e; "Ateş bakar mısın bana ne dedi.Bu kız kim oluyor da bana böyle hakaret edebiliyor."diye mızmızlandı. Ruhsuzun hemen yanındaydım.Birden elindeki bardağı masaya bırakarak kolumu tuttu."Ahh! Kolum."diye bağırdım.O kadar sıkı tutuyordu ki kolum çok acıyordu."Çabuk Ayça'dan özür dile."dedi.

"Bırak kolumu özür falan dilemem.Benim bir suçum yok.O bana hakaret etti."dedim.Yine gözleri alevler fışkıracak gibi kızarmış,saçları alnına dökülmüştü.Ben haklıydım.Her şey gözünün önünde olmuştu.Neden bana özür dilettiriyor ki şimdi.Bir yandan gözyaşlarımı siliyor,bir yandan da elimi kurtarmaya çalışıyordum.Kimse çıtını çıkarmıyordu.Anlaşılan onlarda ruhsuzdu.Ayça denen sarışın ise gülüyordu.

Ruhsuz yaratık tekrar "Sana hemen özür dile dedim."diyerek bağırdı.Bende ona bağırdım; "Dilemem."

Kolum çekerek kapının dışına götürdü.Kapının önüne atarak, "O zaman kovuldun.Defol git ve bir daha da sakın karşıma çıkma."dedi.Bu olamazdı.Bir kaç gün sonra kiramı vermek zorundaydım.Ben bu işe mecburum.Tam kapının kolunu açarak içeriye girecekti, "Durrr" dedim.Kapının kolunu bırakarak bana döndü. "Tamam özür dileyeceğim."dedim.Kabul etmiş olacak ki bir şey demeden içeri girdi.Bende arkasından içeriye girdim.Ruhsuz, az önce ki yaratık halinden eser kalmamış bir şekilde "Önce bardağımı ver."dedi.Bardağını verdikten sonra gözlerimden süzülen yaşlarla beraber Ayça denen kızdan özür diledim.

Ayça dahil hiç kimse oralı bile olmadı.Çantamı alarak hemen odadan çıktım.Ağlayarak merdivenleri iniyordum.Hiç kimseye bakmadan hızlı adımlarla holdingten çıktım.Bir an önce eve gitmek istiyordum.Yaptığım plan için bile sevinecek halim kalmamıştı.Beter olsunlar.Eve girer girmez kapıyı hızla çarparak,kendimi yatağıma attım.Ağlayarak uyumuşum.Alarm sesiyle uyandığımda her yerim tutulmuş ağrıyordu.Zorla yataktan kalktım ve üzerimi değiştirip holdinge geldim.Kapıda beklemeye başladım ama gelen olmadı.Bu kadar dakik olan ruhsuz,bir saat oldu gelmedi,iki saat oldu gelmedi.Artık merak etmeye başlamıştım.Sonunda saat 8'de herkes işe gelince başka bölümde sekreter olan Gamze'ye sordum: "Merhaba gamze,Ateş beyden haberin var mı?" der demez yüksek sesle: "Aa! Senin haberin yok mu?Dilşah."dedi ve devam etti."Ateş bey dün gece hastahaneye kaldırılmış.Sanırım yediği bir şey dokunmuş."Ruhsuzun hastahaneye kaldırıldığını duyunca panik olmaya başladım.Aman Allah'ım yoksa...

YABANİNİN AŞKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin