24.Bölüm

2K 58 75
                                    

Ne zaman uyudum,ne kadar uyudum bilmiyorum ama koridorda ruhsuzun sesiyle daha doğrusu kükremesiyle yatağımdan sıçramam bir oldu.Birilerine bağırıyordu. Hayret,bu adam sadece bana özel bağırıyor, sanıyordum. Şaşırdım doğrusu.İyice yaklaşarak kapıya kulağımı dayadım.Konuşmayı şaşkınlıkla dinliyordum.

"Ben size söylemedim mi yere attığınız şeylere dikkat edin diye.Yerde cam parçası ne arıyordu?Bu hanginizin suçu,hanginizin ihmalkárlığı?Çabuk cevap verin! "

Ben şokk.Bu adam şimdi bana üzülmüş mü yani anlamıyorum.Adamlarına benim için mi kızıyor.Yok yok benim ayağımdan bahçesine kan aktı.Bahçe kirlendi o yüzden kızıyor.Benim için telaşlanacak hali yok ya,bende ne kadar safım ya.Yok artık dur bir dakika.Ruhsuz benden bahsediyor.Kelimesi kelimesine duymam lazım diye iyice kapıya yapıştım.

"O kızın saçının teline zarar gelseydi eğer şuan aldığınız bu nefesler son nefesleriniz olurdu.Ona göre ayağınızı denk alın.Şimdi defolun karşımdan." 

Kısa süreli bir şok geçirdiğim için yerimden kıpırdayamıyordum.Bu da neydi şimdi.O kız diye bahsettiği ben miydim yani? Hayır yani o kız bensem,ben kimim?Bu adam benden nefret etmekten ne ara vazgeçti.Ben ne ara kıymetli oldum.

Beynimin bütün hücrelerinde koşarak dolaşan bu soruları peşlerinden kovalarken kapının tıklatılmasıyla her şey durdu.Hemen hızlıca yatağıma geçtim.

Kendimi toparlayıp sakince "gir" deyiverdim.

Ruhsuz yabani ağır adımlarla yanıma doğru geldi ve yatağımın kenarına oturdu.Ayağımdan dolayı dinlenmem gerekiyormuş.Ruhsuz öyle dedi.Bende mecburen yataktaydım.

Ben ona bakıyordum,o ise öylece duruyordu.Öhü..Öhü diyerek "Sadede gel ruhsuz bey, sıradaki cezam ne?" anlamında sahte bir öksürük bıraktım, odanın duvarlarına doğru.

Birden kendine gelir gibi yaptı.Günlerdir tuhaf bir tavrı vardı.Ya bütün yaptıklarından dolayı büyük bir pişmanlık duyuyordu ya da bana çok büyük bir ceza verecekti.

Nihayet konuşmaya başlıyordu.Gözlerim, sabırsızlık içinde ruhsuzun gözleri ve dudakları arasında git gel yapıyor, Dudağından çıkacak sözleri bekliyordu.İşte geliyordu.

"Bundan sonra bahçede yürürken biraz daha dikkatli yürü.Önüne bakarak yürü.Çocuk değilsin sen,bu kadar dikkatsiz olamazsın,olmamalısın."

Sesi sakin çıkıyordu.Sanki beni korumak ister gibiydi.O yüzden kızmadan cevap vermeyi tercih ettim. "Dikkat etmiştim aslında.Ama tamam bundan böyle daha da dikkat ederim."

"Aferim akıllanmaya başlamışsın.Sevdim bunu." diyerek hafiften sırıttı.Bu da neyin nesiydi şimdi.Tam ağzımı açacaktım ki o konuşmaya başladı.

"Sen benimsin! Senin canını bir tek ben yakabilirim.Onun dışında hiç kimse ya da hiç bir şey sana zarar veremez.Vereni yok ederim.Bahçedeki bütün otlar biçildi.Ve her yer temizlendi.Bundan sonra daha dikkatli ol.Senin canını yakmak benim hakkım.Bu zevk sadece bana ait.Beni anladın mı? "

Öylece kalakaldım.Ruhsuzun ruhu geldi,insan oldu sanmıştım.Bu zevk bana ait dedi ya.Hayır yani bu neydi şimdi psikopatlıkta level atlamak mıydı?

"Ahh!"  Saçımın çekilmesiyle kendime geldim.

"Bana bak ahmak kız.Seni bir daha uyarmayacağım.Bunu aptallığına veriyorum.Şimdi bana hemen cevap ver beni anladın mı?"

"Evet efendim sizi anladım." der demez saçımdaki pis elini çekerek odamdan çıktı.Ona karşı sesimi çıkaramamak beni deliye dönderiyordu.

Sinirlerim o kadar bozulmuştu ki hıçkıra hıçkıra ağladım.Adam haklı, ben aptal olmasam hemen iki lafıyla insana döndü demem.Ne kadar da safım.

***

Arkadaşlar bu bölümü kısa tutmak zorunda kaldım.Ama artık düzenli ve uzun bölümlerle geleceğim.Yorumlarınızı bekliyorum.

YABANİNİN AŞKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin