Bölüm 6

56 10 1
                                    

Bir saat geçti. Kapıya kimse gelmedi.

Bir saat daha geçti. Crowley, Maisie'yi Aziraphale'in oldukça sevimli bulduğu bir ce-e oyunuyla eğlendirdi. 

Bir saat daha geçti. Aziraphale, Hayalet Kedi Chester'ın kısa bir süreliğine ortaya çıktığına yemin edebilirdi. Crowley ona onun hayal ürünü olduğunu söyledi. 

Dördüncü saatin sonunda Aziraphale, akşam bitmeden birinin zavallı Maisie'yi almaya geleceğine dair olan umudunu kaybetmeye başlamıştı. Geç olmaya başlamıştı ve gece geç saatlerde sarhoş olan kalabalığın yanlışlıkla kitapçıya gelmesini önlemek için çok geçmeden dükkanı kapatmak zorunda kalacağını biliyordu. 

Beşinci saatte sokaklar karanlık ve boştu ve yakın bir zamanda kimsenin kayıp bir çocuğu almaya gelmeyeceği açıktı, bu yüzden Crowley ve Aziraphale beklenmedik misafirlerini arka odaya taşıma kararı aldılar, böylece en azından ona göz kulak olurken daha rahat olabileceklerdi. 

Altı saat geçtiğinde Aziraphale haklı olarak sinirlenmeye başlamıştı. Crowley kanepede oturuyordu, bacaklarını öne uzatmıştı, Maisie ise yerde Crowley'in ona bir saat önce verdiği ve Aziraphale'in bugüne kadar var olmadıklarından emin olduğu bir takım blokla oynuyordu. Crowley tekrar telefonuna bakıyordu ve birkaç dakikada bir, tamamen önündeki işe dalmış olan Maisie'ye bakıyordu. Bu arada Aziraphale tüm durumu anlamaya çalışarak odada dolaşmak dışında yapacak hiçbir şeyi yoktu. 

"Anlamıyorum," dedi son on dakika içinde üçüncü kez. Crowley başını telefonundan kaldırıp tek kaşını kaldırdı. 

"Bu sefer gerçekten bu düşünceyi bitirecek misin?" 

"Birinin neden çocuğunu bir yere bırakıp onu aramak için geri dönmeyi düşünmediğini anlamıyorum!" 

Crowley doğruldu. "Pekala, bütün gün dükkanı işleten sendin. Onun birisiyle içeri girdiğini gördün mü?" 

"Hayır, içeri girdiğini hiç görmedim!" diye bağırdı Aziraphale. "Ama bu dükkana giren her insana dikkat etmiyorum!" 

Crowley içini çekti ve kanepeye yaslandı. Aziraphale ona dik dik bakıyordu. 

"Belki de o saçma oyun için bütün gün burada olmasaydın, orada bana yardım edebilirdin ve bunların hiçbiri olmayacaktı," dedi ve Crowley tekrar oturdu. 

"Hey, buna bana yıkma!" Aziraphale içini çekti. Haksızlığa uğradığını biliyordu. Gerçekten suçlanacak bir şey yoktu. 

Crowley sessizleşip kanepeye gömüldükten sonra, "Özür dilerim," dedi. "Öyle demek istemedim." 

"Biliyorum, Melek." Crowley yanıtladı. Ayağını kaldırdı ce yanındaki kanepenin bir noktasına hafifçe oturdu. Aziraphale yerine oturdu. Tüm bu tempo biraz yorucuydu. 

Crowley ayaklarını Aziraphale'in kucağına attı ve tekrar geriye yaslarken, Aziraphale hala önündeki bloklarla mutlu bir şekilde oynayan Maisie'ye baktı. 

"Onun korktuğunu düşünüyor musun?" diye sordu ve Crowley küçük kıza baktı. 

"Korkuyor gibi görünmüyor. Hayatının en güzel anını yaşıyor. Gerçekten endişelenmezdim. Burada her yerde olabileceği kadar güvende. Hatta daha güvende." 

Aziraphale, Crowley'in haklı olduğunu biliyordu ama o her zaman endişeli biriydi ve öyleydi. Böylece orada oturdu ve biraz daha endişelendi. 

Crowley uzanıp Aziraphale'in elini tuttu. 

Biraz daha az endişeleniyordu. 


*29.11.2023*

Rest Of Their Lives: Godfathers (Again) /CrowzireHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin