17. Bölüm

5.5K 533 240
                                    


Chanyeol, tanıdık figürün peşinden köşeyi döndü. Bal rengi saçları olan ufak beden, ilerdeki lavaboların olduğu yere girmişti. Neden onu takip ettiğini bilmiyordu ama, içinden bir his şuan bunu yapması gerektiğini söylüyordu. Lavaboya girmek yerine kapının önünde durup , onun kendisini göremeyeceği bir yere geçti.

Baekhyun, ne yapacağını bilemediği için lavaboya gelmişti. Kai ve Sehun'un birbirine gülerken ki görüntüsü gözünün önüne geldikçe, kalbi sıkışıyordu. Baekhyun, geçmişte Kai'den hoşlanıyordu ancak onu atlatacağına dair kendine sayısız söz vermişti. Ama haline bakılırsa hiçte kendini verdiği sözü tutmuş gibi durmuyordu. Ağlamamak için kendini kastığı her halinden belliydi. Lavabo da kimsenin olmaması onun için iyi bir şeydi. En azından yalnız kalmıştı. Aynanın önüne gelip yüzüne baktı. Gözleri kırmızı bir renk almıştı. Burnu da kızarmıştı. Bu halde Kai'nin yanına giderse bir sürü şey soracaktı.

Dün Sehunlardan çıktıktan sonra taksi ile eve giderken, Kai onunla konuşmaya çalışmıştı ama Baekhyun, ona iyi olduğunu ve sadece biraz zaman vermesi gerektiğini söylemişti. Kai'nin kendisine değer verdiğinin farkındaydı ancak, Kai onu sadece küçük kardeşi olarak görüyordu. Bunun da farkındaydı ama insan kalbine nasıl söz geçirirdi ki...

Hepsi o çakma sarı kafa yüzündendi. Neden karşılarına çıkmıştı ki sanki... Kai hep onundu. İstediği şekilde olmasa bile öyleydi. Baekhyun, bunları düşünürken ağlamaya başladığının farkında bile değildi. Aynadaki yansımasına bakınca görmüştü. Lavaboya tutundu.

Chanyeol onu izlediği yerden çıkıp çıkmama konusunda karasızdı. Ama onu ağlarken görünce düşünmeden içeri girip kapıyı kapattı. Yavaşça ona yaklaşıp arkasında durdu. Baekhyun ses ile aynadan baktı.

''Ne i-işin var burada?'' titreyen sesi ile sormuştu.

''Herkese açık bir yer olduğu için olabilir.''

''Uğraşamayacağım seninle.'' Burnunu çekip ona doğru döndü. Dışarı çıkıp gitmek için hamle yapınca, Chanyeol ona engel oldu.

''Çekil önümden.''

''Neyin var? Neden ağlıyorsun?'' aslında Chanyeol az çok ne için olduğunu tahmin ediyordu.

''Yok bir şeyim.'' Elinin tersi ile akan göz yaşını sildi. Chanyeol'un yüzüne bakmıyordu.

''Bir şeyin olmadığı için mi ağlıyorsun?'' Chanyeol ona doğru yaklaşıp eli ile çenesini kaldırdı. Baekhyun, bu nedenle ona bakmak zorunda kalmıştı.

''Rahat bırak beni'' çenesini onun elinden kurtarıp başını çevirdi.

''Neden ağladığını söyle, bırakayım''

''Önemli bir şey değil'' gitmek istiyordu Baekhyun. Eve gidip odasına kapanmak ve depresyonun en dibine inip, çıkmamak istiyordu. Buraya neden gelmişti ki zaten. Kai onu zorla getirmişti. Yanımda ol diye getirmişti.

''Baekhyun o zaman neden bu haldesin? Kai yüzünden mi?''

''Ne? Onunla ne alakası var?'' Chanyeol bir şey mi anlamıştı.

Chanyeol, yüzüne bakan Baekhyun'un kızaran gözlerine baktı. Hala nemliydiler. ''Ondan hoşlanıyorsun değil mi?''

''Ha-hayır'' Baekhyun bakışlarını kaçırmıştı.

Chanyeol onun yüzüne doğru yaklaşıp, kendine bakmasını sağlamak için yine çenesini kavrayıp başını kaldırdı. ''Öyle değil mi?''

Baekhyun , zaten böyle bir şeyi bekliyormuşcasına, eve sakladığı yaşları bırakıvermişti. Koca oğlanın gözünün içine bakarak ağlıyordu. ''Be-ben ... '' diyebildi sadece. Chanyeol, ona şefkat dolu bir şekilde bakıp gülümsedi. Baekhyun'un yüzüne göre kocaman olan elleri ile yüzünü kavradı. Baş parmağı ile akan yaşları sildi.

EL DORADO √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin