40. Bölüm

4.6K 435 285
                                    


''Buraya gel Yixing!'' Scott, kapıyı açmaya çalışan çocuğu gördüğünde arkasından seslendi. Yüzünde alaylı bir gülümseme vardı. ''Geliyorum Xing''

Lay, elinin titremesini engelleyemediği için kapının kilidini açamamıştı. Kapının hangi ara kilitlendiğini bile bilmiyordu. ''Lütfen, lütfen açıl.''

Sonunda kapının açılma sesini haber veren melodiyi duyduğunda, son hızda kapıdan çıktı.

Scott, dışarı kaçmaya başlayan çocuğu gördüğü anda, hızını artırıp hemen peşinden gitti. Lay, olağanca kuvveti ile bahçe kapısına doğru koşarken, arkasına baktığında, sinirli ve kızgın bir şekilde ona koşarak gelen Scott'u gördü. Kalbi, adrenalin yüzünden deli gibi atarken, vücudundaki tüm enerjinin bacaklarına aktığını hissetti. Hemen buradan çıkıp gitmeliydi.

''Xing kaçma benden, kötü bir şey yapmayacağım.'' Scott arkasından koşmaya devam ederken söylediğinde, Lay, çoktan kapıdan çıkıp, sokağa doğru koşmaya başlamıştı. Scott da olağanca kuvveti ile onun peşinden gitti..

Lay, onun gerçekten böyle kötü biri olabileceğini hiçbir zaman düşünmemişti. Scott, hep ona yardım eden birisi olmuştu. Arada ondan ürktüğü zamanlar olmuyor değildi, ancak ilk defa Scott ona karanlık olan tarafını gösteriyordu. Lay, tüm gücü ile koştu. Eğer şu an Scott onu yakalarsa, emindi ki hiç hoş olmayan şeyler yapacaktı.

''Xing ciddiyim dur, seni ben yakalarsam fena olacak. Daha kötü şeyler yapmamı istemiyorsan dur!''

Arkasından gelmeye devam eden adamın sesini duydu. Lay, daha önce hiç bu şekilde birisinden kaçtığını hatırlamıyordu. Aklına gelen yüz ona kaçmasını söylüyordu. Keşke sabah Kris'i dinleyip, buraya hiç gelmeseydi ya da onunla birlikte gelmiş olsaydı. Evin olduğu sokaktan çıktığında, arabaların hızla ilerlediği caddeye geldi. Nefes nefese durup, sağına ve soluna baktı. Geriye dönüp baktığında Scott'un sadece 100 metre arkasında, hızla ona doğru geldiğini gördü. Lay, hemen sağ tarafa doğru koştu. Eğer kalabalığın arasına karışabilirse, muhakkak ki izini kaybettirirdi. Onun tersi yönde gelen insanların omzuna çarpmadan ilerlemek çok zordu. Kaldırımın sonuna geldiğinde, karşı tarafa geçmesi gerekiyordu ve yayalara yanan kırmızı ışık yüzünden beklemek zorundaydı.

''Xing!'' ona bağıran adamın sesini duyduğunda yeniden geriye baktı. Çok fazla yaklaşmıştı ve bir an önce karşıya koşması gerekliydi. Yeşilin yandığını haber veren ses ile hemen koşmaya başladı. Karşıya geçmeyi bekleyen iki üç kişi daha vardı, onun dışında çok kalabalık değildi. Karşıya ulaşıp geri arkasına baktığında yeniden araçların hareket etmeye başladığını gördü. Scott, ona durması gerektiğine dair el işareti yapıyordu. Lay, cebindeki telefonu aldı. Kris'i aramalıydı. Aklına gelen tek kişi oydu. Kris onu kurtarırdı. Lisedeyken onu zorbaların elinden kurtardığı gibi şimdi de Scott'un elinde kurtarırdı. Telefonun tuş kilidini açıp, rehbere tıkladığında numarayı aradı. Kulağına götürdü. Telefon çalmaya başladığında, arkadan yükselen, sert bir fren sesi ve çığlıklar duymuştu.

Lay, kocaman olan gözleri ile yavaşça arkaya baktı. Tüm trafik durmuştu ve insanlar yerde yatan birinin başına doğru gitmeye başlamıştı.

''Yixing benim'' telefondan Kris'in sesi geliyordu. Lay, yerde yatan adamın kim olduğunu anladığında tam anlamıyla dünyadan soyutlanmıştı.

''Yixing, iyi misin? Yixing cevap ver. Yixing!'' Kris endişeli sesi ile sormaya devam ediyordu.

Lay, cevap vermek istese bile konuşacak gücü kendinde bulamıyordu. Scott, gözleri ona doğru bakacak şekilde, yerde kanlar içinde yatıyordu ve bir şeyler söylemeye çalışıyordu.

EL DORADO √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin