31. Bölüm(M)

8.9K 467 476
                                    

Öncelikle ilanı aşla başlıyorum. Bölümü ithaf ettiğim sevimli varlık seni seviyorum. :3 

*******

Yarışta yaşanan talihsizlik yüzünden Sehun ve takım, büyük bir hayal kırıklığına uğrasa da, onlar için önemli olan asıl yarışa, hala zaman vardı. Bu süre boyunca takımdaki her bir üye, kendine düşen sorumluluğu yerine getirmek için azimle çalışıyordu.

Ancak Kai için işler biraz farklıydı. Arabada ki hatayı fark edebileceği halde, yarıştan önce kontrolü bizzat yapmak yerine, yerine çocuklara bırakmasını kendi suçuymuş gibi düşünüyordu. Ufak bir kesik yüzünden, Sehun'un kaybetmesine neden olmuştu.

Yarıştan hemen sonra ufak bir basın açıklaması yapılmıştı. Sabotajdan şüphelenildiğini söylememişlerdi. Eğer öyle bir şey yapılırsa, yarışa katılan diğer takımların zan altında kalacağını ve bu durumun tüm Grand Prix için kötü olacağını; Komite deki yetkililer belirtmişti. Başta Chanyeol ve Kai bunu yanlış bulsa da , sessiz kalmak zorunda bırakılmıştı.

Şimdilik Japonya'daydılar. Onlar için kiralanan iki katlı evde vakit öldürüyorlardı. Sehun zamanının çoğunu antrenman yaparak harcarken, Kai de aynı hatanın tekrar etmemesi için sürekli tamirhane de kalıyordu. Sehun'un antrenman yapmasında ki en önemli etken tabi ki de Kai'nin kendisiydi. Çünkü yarışı kaybetmesine neden olan şeyi, kendi hatası gibi görüyordu. Sehun da onu yalnız bırakmamak için, Kai ile birlikte alana gidiyordu.

Baekhyun da evde oturmaktan çok sıkılmıştı. Çünkü Chanyeol hep işi ile ilgilenmek için dışarı çıkmak zorunda kalıyordu. Az da olsa Japonca biliyordu ama yine de yabancı olduğu bir ülkede, tek başına çıkıp dolaşmak ona ürkütücü geliyordu. Evin salonunda telefonu ile uğraşırken dış kapının açılma sesi ile kapıya koştu.

" Sen miydin? " Baekhyun onun Chanyeol olduğunu düşünmüştü. İstemsiz olarak yüzü düşmüştü.

" Ne o? Beni gördüğün için üzülmüş gibi bir halin var?" Lay elindeki poşetleri girişe bırakıp kapıyı kapattı.

"Hayır ondan değil de... üzgünüm yani ben... Chanyeol olduğunu sanmıştım. " Baekhyun mahcup bir şekilde söyledi.

Lay ona bakıp gülümsedi. " Sorun değil. Tek kaldığın için sıkılmış olmalısın."

" Biraz. Hepiniz bir yere gittiğiniz için yalnız kalıyorum. "

Lay poşetleri alıp mutfağa doğru ilerledi. " Anlıyorum seni."

Baekhyun onun elindeki poşetlere bakıp, " Ne aldın? Yemek mi yapacaksın? " Sordu. Lay'in peşinden mutfağa geçti.

" Evet. Akşam için şöyle güzel bir sofra hazırlamak istiyorum. Malum, olan şeyden sonra hepimiz için moral olur diye düşünüyorum. " poşetlerin içindeki malzemeleri çıkarıp tezgaha koyarken söyledi.

" Süpersin. " Baekhyun neşeyle söyledi. " Çin yemekleri mi yapacaksın peki?"

" Kore ve Çin karışık. Bu arada Baekhyun, Sehun hangi yemeği sever biliyor musun?"

" Hayır tabi ki de. Sehun ile aramızın hala limoni olduğunu biliyorsun."

" Pardon , geçen gün Playstation oynarken baya yakın gelmiştiniz de bana. " Lay kıkırdadı.

" Ne ? Yok öyle bir şey." Baekhyun sadece onunla maç yapmak istemişti. Belki biraz eğlenmişlerdi ama yine de Sehun ile yakın olmak , tüylerini ürpertiyordu.

" Anladım" Lay gamzesini gösterecek şekilde gülümsedi.

" Yardım etmemi ister misin? Baekhyun önerdi.

EL DORADO √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin