26. Bölüm

6.2K 524 258
                                    

Lay'in kötü adam olduğunu öğrendiğinizde şok oldunuz değil mi *evilsmile* Luhan mı olsa diye düşündüm ama sonra Lay'in daha iyi olacağına karar verdim. Emin olun iyi olacak. Bu sayede fic 100 bölüm falan olur ama siz sıkılmadığınız sürece bence sorun yok :D

Birde bu bölüm de birinden kurtuluyoruz gözümüz aydın. Yani ben yazabildiysem kurtulduk T.T

******

Lay, onlarla çalışmaya başlayalı iki gün olmuştu. Bu süre içinde garip bir şekilde herkesle iyi anlaşamaya başlamıştı. Ekipteki tüm üyelere güler yüzlü davranıyordu. Hatta şimdiden bir lakabı bile olmuştu. Gamzeli melek diye bahsediyorlardı. Lay bunu ilk duyduğunda gülmemek için kendini zor tutmuştu. Acaba buraya geliş nedenini bilseler ne diyeceklerdi. Gamzeli ölüm meleği mi... Yalnız tek bir pürüz çıkaran kişi vardı. Kai...

Nedendir bilmiyordu ama onun bakışlarında anlam veremediği bir soğukluk vardı. Yeni geleni dışla olarak düşünmek istemişti ilk başta, ancak daha sonra fark etmişti ki Kai ve Sehun'un arasında bir şeyler vardı. Lay, Sehun'a yakın davrandıkça, Kai'nin dik dik bakışlarına maruz kalıyordu. Şimdilik kendine düşman edinmek iyi bir fikir değildi ancak Lay'in süresi de sınırlıydı. Sıralama turlarına çok kalmamıştı. Sehun'un o yarışı birincilik ile tamamlamasına izin verecekti. Böylelikle asıl yarışta amacını gerçekleştirebilirdi.

Lay boş durmayıp, Kai hakkında daha fazla şey öğrenmek için küçük bir araştırma yaptığında, onun bir zamanlar parıltılı olan geçmişi hakkında oldukça iyi bilgelere ulaşmıştı. Bir şeyi anlamakta zorlanmıştı. Kai'nin idolü olan adam Sehun'un babasıydı ve Kai şu an onun oğlunun baş teknikeriydi. Yanlış çıkarım yapmıyorsa -ki baya uzak bir olasılıktı bu- Kai ile Sehun birlerinden hoşlanıyordu. Ya da Kai, Sehun dan hoşlanıyor ; Sehun, karşılık vermiyordu.

Kai eskiden yarış pilotuydu. Şimdi tamir ediyordu. Kazadan sonra uzun bir tedavi süresi geçirmişti. Ancak hale araç kullanamıyordu. Üstelik ayda bir kez, 2 saatliğine terapiye gidiyordu. Yani hala iyi durumda değildi. Sessiz bir tip gibi görünüyordu ancak nedense kurnaz bir yanının olduğunu seziyordu. Ona karşı dikkatli olsa iyi olacaktı.

Sehun'a gelecek olursak, o cidden hala aynı çocuktu. Lay'in tanımı ile tam bir sürtük... Üstelik onu tanımaması cidden şaşılacak şeydi. Gerçi Lay bunun için görünümünü tamamen değiştirmek zorunda kalmıştı. Uzun süren estetik operasyonlar, diyet ve spor programı... Lay için tamamen bir işkenceydi. Ama yapmak zorundaydı. Elindeki kağıtları dosyaya koyup masasının altındaki dolaba kilitledi.

Koltuğunda geriye yaslanıp iç çekti. ''Benim elimden aldığın şeylerin, benim için ne kadar değerli olduğunu sana söylememe rağmen benimle dalga geçmenin ne demek olduğunu, sanırım tüm kemiklerin kırıldığı vakit öğreneceksin Oh Sehun.'' Şeytanca bir gülümseme ile pencereye konan güvercine bakmaya devam etti.

*****

''Baekhyun ile randevuya çıkacağınızı duydum. N'oluyor hyung?'' Sehun, mutfak tezgahına dayanıp, Chanyeol'un elindeki su bardağını aldı ve tepesine dikti.

Chanyeol 'den kötü ve ayıplayan bakışlara maruz kalıyordu. ''Benim suyumdu o'' tıslayarak söyledi. Sonra da Sehun'un omzuna vurdu.

''Yaa, su içiyorum neden vuruyorsun ki'' son anda boğulmaktan kurtulduğunda söyledi.

''Az bile sana,'' yeniden başka bir bardak alıp, su doldururken yanıtladı Chanyeol.

''Eee randevun mu var yani'' yeniden sordu Sehun.

''Senin nereden haberin oldu?'' tek kaşını kaldırıp Sehun'a baktı.

''Hyung benim her şeyden haberim olur, bilmiyor musun'' övünerek söyledi.

EL DORADO √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin