42. Bölüm (M)

6.7K 368 333
                                    


" Kulaklarım çınlıyor. " Kris, Lay için mutfakta yiyecek bir şeyler hazırlarken söyledi. Lay, önünde yarısı dolu olan su bardağını oynuyordu. Suyun aldığı şekle bakarak düşünüyordu.

" Bir şey mi dedin Kris?" Lay kendisini izleyen adama sordu.

"Kulaklarım diyorum, çınlıyor. Bizimkiler gitmediğimiz için ikimiz hakkında konuşuyorlar galiba. " Kris, porselen tabağın içinde olan sandviçi, Lay'in önüne bıraktı. " Ye hadi, sabahtan beri düzgünce bir yer yemedin"

Lay , tabağa şöyle bir bakıp, başını salladı. " Canım istemiyor."

"Canın istemediği için hafif bir şey yaptım zaten. Ya onu yersin ya da ben sana zorla yediririm Yixing. " Kris tek kaşını kaldırıp, kesin bir tonda söyledi.

Lay dudak büküp, " Ama istemiyo-" dediğinde, Kris sandviçi almak için hamle yapmıştı.

" Tamam yiyeceğim. " Lay, onun gözlerine baktı.

Kris düz bir ifade ile ona baktı. " Hadi başla o zaman, ben meyve suyu koyayım sana." buzdolabından meyve suyu kutusunu almak için ilerledi.

Lay, uzun adamın kollarının hareketine göre kasılıp, gevşeyen sırt kaslarına baktı. Beyaz gömleğin üzerinden belli oluyorlardı. İç çekip, önündeki ekmeği aldı. Ucundan bir ısırık alıp, çiğnemeye başladı. Ağzında dağılan ekmeğin tadı hoştu.

" Al bakalım. " Kris bardağa doldurduğu meyve suyunu, tabağın yanına bıraktı. Lay'in, isteksiz de olsa, yaptığı şeyi yediğini görmek hoşuna gitmişti. Yan taraftaki yere geçmeden önce kendisi için de hazırladığı tabağı masaya bırakıp, oturdu.

Lay, üçüncü ısırığı alırken aklına Kris ile olan anıları gelmeye başlamıştı. Okuldan sonra onun yanına gidip, araçları tamir etmesine yardım ettiği, onun için yemek yapıp götürdüğü zamanlar... Güzel anılardı. Çünkü Lay, o zamanlar onca şeyi yapmamıştı. Scott ile tanışmıyordu. Her şey bambaşkaydı. Scott için üzgündü. Yaptığı şeyler affedilmez de olsa ölümü hak etmemişti. Ancak elinden de bir şey gelmiyordu.

" Yixing! Beni duyuyor musun?" Kris, ona iki kere daha seslenmişti, ama onu duymamıştı. Başka bir alemde gibi duruyordu.

Lay, sesin sahibine bakmak için kafasını kaldırdı. " Efendim, bir şey mi de demiştin?" Gözlerini kırpıştırdı.

Kris şefkatle gülümseyip, başını yana eğdi. "Yixing benimle içmek ister misin?" Onun aklını dağıtmak için basit bir yoldu.

"İçmek derken? Sarhoş olmak mı?" safça sordu.

" Hmm . Çok güzel bir şarap almıştım. Eğer bana eşlik edersen güzel olur. Böylece birazda rahatlamış olursun. " Kris çenesini eli ile destekleyip, dirseğini masaya yasladı.

" Benim alkole karşı zayıf olduğumu biliyorsun. " Lay hiç dayanıklı değildi. Bir kutu bira bile leyla olmasına yetiyordu.

" Biliyorum, sadece sormak istemiştim. İçmek istemiyorsan sorun değil. "

Kris'in yüzünden, hayal kırıklığına benzer bir duygu geçtiğini görünce Lay, onun için üzgün hissetmişti. " Hayır hayır , içmek istemediğimden değil sadece sarhoş olunca aptal gibi davranıyorum. " Lay yanaklarını şişirip, bakışlarını kaçırdı. " Senin yanında sarhoş olmak sorun değil, ama daha sonra utanacağım bir şey yapmak istemiyorum. "

Kris onun sevimli haline tebessüm etti. " Daha önce de seni sarhoş gördüm ve sen, gayet iyi bir durumdaydın. " Kris aklına gelen şey ile yanağının içini ısırdı. Bir keresinde Lay sarhoş olup, sana tecavüz etmek istiyorum, diyerek onu soymaya kalkmıştı. Ama bunu ona hiç anlatmamıştı, çünkü utanacağını biliyordu. " O yüzden yemeğini bitir ve içelim"

EL DORADO √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin