BÖLÜM 21

24 6 0
                                    

Uyandığımda saat 15.22 idi. Akşama hala çok vardı. Bende kalkıp biraz bahçe ile ilgilendim. Çiçeklerin arasından yabani otları kestim, kozalak toplayıp dekor olarak eve getirip yerleştirdim, gülleri bulayıp daha da hızlı büyümelerine yardımcı oldum. Siz şimdi diyceksiniz bahçe işinden nasıl anlar diye ama unutmayın ben cocukluğumu Kars'ta yaşadım, bu işleri bilirim.
Bahçeyle de ilgilendikten sonra güzel bir duş alıp aşağı indim. İndiğimde millet toplanmıştı bile.
Ben
"Ooo ahali yoplanmış bile"
Arda
"Eveet Leyla da geldiğine göre artık açıklayabilirim"
Ben
"Ne oldu ki?"
Arda
"Anlatıyorum. Biz deryayla bu hafta sonu pazar günü nişanı yapmaya karar verdik"
Herp bir ağızdan mutluluk kahkahaları atarken babam
"Süper, hayırlı olsun oğlum. O zaman başlasın nisn hazırlıkları"
Arda
"Baba bir ay sonrada düğün yapıcaz, nişan olayını uzatmayalım diyoruz"
Annem
"Çok doğru bir karar almışsınız oğlum"
Caner
"İyi güzelde ben ne giycem?"
Ben
"Benim bir abiyem var onu giyersin. "
Hepimiz gülerken Caner
"Sen giy onu, hem benim vücut proporiyonuma uymuyor" hepimiz daha da gülerken. Mert
"O zaman yarın kıyafetlerimizi almaya AVM ye gidelim mi?"
Babam
"Olur, güzel fikir bende geliyorum sizinle. Bir gün şirkete gitmesem batmaz ya"
Ben
"Oh ohhh düğünümüz var düğünümüüüzz" diye sevinirken güle oynaya yemek masasına geçtik.
Yemeğimizi yedikten sonra yine Yiğiti odaya çekip
"Dikul bakalım, varmı bir şeyler?"
Yiğit
"Barışın bizim evin yakınlarında bir ev kiraladığını öğrendim. Hecker arkadaşım vardı ondan rica ettim o evin güvenlik kameralarına sızsın diye o da sağ olsun sızdı. Şimdi de izliyoruz, bakalım neler çeviriyor. Bir şey çıkarsa sana anlatırım zaten"
Ben
"Hmmm, anladım. Tamam şimdi topla diğer kadeşleri de oyun oynayalım. Bütün gün evde can sıkıntısından patladım. Bahçedeki işleri bile yaptım"
Yiğit
"Kıyamam ben kardeşime sen çok mi sıkıldın" diyip sarıldı. Benim dedalgınlığima geldi tam sarılıyordum ki
"Yhaaa bıraksanaaa! Ben hala sizi affetmedim. O sozlerinizzi hala unutmadım"
Yiğit
"Ama leylaaaaaa"
Ben
"Sus konuşma da hadi dediğimi yap köle"
Yiğit
"Hemen prensesim"diyip gitti. Bende o sırada göz bandını ve evde sinek vuracağı olmadığı için küçük bir oklava alıp geldim odama. Bir kaç dakika sonra herkes geldi.
Kaan
"Gülüm bizi çağırmışsın?"
Ben
"Evet, hadi gelin oyun oyniycaz"
Caner
"Bu gün Altan abinlerde oynadığını söylediğin oyun mu?"
Başımı evet anlamida sallayıp
"Evet o, eminim sizde çok eğleniceksiniz"
Arda
"Nasıl oynanıyor peki?"
Ben başladım anlatmaya, herkesin anladığından emin olduktan sonra ilk eve olmayı ben istedim. Daha iyi anlasınlar diye. Arda gözlerimi kapatıp elime oklavayi verdi. Ortamı sessizlik kapladı. Küçük ayak sesleri duyuyordum. O tarafa yönelip elimle aramaya başladım.
Evet elime birinin kolu denk geldi ve başladım vurmaya, vurduğum kişi yerinde oynuyordu, en son dayanamayıp 'zalımın kızı zalım' diye bağırınca arkadan büyük bir kahkaha patladı. Kesin gulen Canerdi. Hemen eilmdekini bırakıp oraya yöneldim. Aradım taradım ve birini daha yakaladım. Galiba bu Kaandı. İri ellerinden tanıdım diyebilirim. Hemen başladım vurmaya o kaçmaya çalısıyor ben vuruyorum. Etraftan kıs kıs gülme sesleri geliyordu. Sonra elimden kaçtı tekrar aramaya başladım. Bu seferki yakaladığımın popişinw vuruyordum. O etrafımda tur atıyor ben kendi etrafımda döne döne vuruyordum. Herkes artık dayanamayıp gülmeye başladılar. Bende kendimi tutamayıp gülmeye başladım ve gözlerimi açtığimda vurduğum kişinin yiğit olduğunu gördüm. Popişini okşuyor vaziyette odanın öbür ucuna kaçıyordu.
Hepimiz yerlerde gülerken odaya annem girdi.
"Ne oluyor çocuklar burda?" Dedi meraklı meraklı
Mert
"Anne Leyla ablamla oyun oynuyordukta , az önce yiğit abimi haşat etti"
Annem
"Ay kalkın yerden, bak bak bak hepsi nasılda gülüyor"
Ben
"Anne istersen sende katıl"
Annem
"Yok ya Rum siz oynayın, ama dikkatli de olun" diyip odadan çıktı.
Arda
"Kız Allah seni ne etmeye nasıl da vuruyordun öyle"
Ben
"Kim kimi vurdum?"
Caner
"İlk Arda abim, sonra Kaan sonra da yiğit abim"
Kaan
"O nasıl vuruş ama yaaa"
Ben
"Oyunun tadı böyle çıkar"
Arda
"Ama sen görürsün, arkadaşlar ebe benim şimdi, Leyla koru kendini, acımıycam sana"
Ben
"Sıkıysa yakala" diyip sinsi bir gülüş attım
Arda'nın gözlerini bağlayıp başladık oyuna. Ben tabiki hiç dururmuyum sandalyemi kampının yanına koymuştum ona basarak kapının üstüne çıktım. Beni gören diğerleri kıs kıs gülüyorlardı. Yiğit yanıma gelip in aşağı işareti yaptı. Ben git anlamında işaret yaptım. Yiğit sandalyeye çıkıp kısık sesle
"Kız in düşüceksin"
Ben
"Yaw bir git. Benim ömrüm kapı üştünde geçti"
Yiğit
"Düşersen görürüm seni"
Ben yaw hehe diyip geçiştirdim.

Arda ararken bazen duvara tosluyor nazende ayağını çarpıp bağırıyordu. Hepimiz gulmemeye çalışıyorduk. O sıra aklıma derya ablanın anime sakar diyidi geldi.
Neyse, Arda abim ararken merti rline geçirdi. Başladı vurmaya, mert ses çıkarmadan çırpınıp duruyordu. Kaçmaya çalışıyordu ki en sonunda kaçtı. Arda abim diğerlerine yaklaştıkça onlar yakalanmamak için orana buraya saçma sapan hareketlerle kacıyorlardı. Sonra Kazanı yakaladı. Hiç acımadan vuruyordu, bende gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Yem gulmemi tutuyor hem kendimi tutuyordum. Arda abim en son olarak caneri yakaladı, Caner uf uf uffff diye bağırınca hepimiz gülmeye başladık, Arda gözlerini açtığında beni kapının üstünde görünce şokla
"Kız nasıl çıktın oraya sen?"
Ben
"Hihihiii ben yurt kızıyım, benimle oynamak öyle kolay mı sandın"
Arda
"Valla pes" diyince
Yiğit
"Hadi gel in ordan zaten ödüm kopuyo düşucen diye"
Ben
"Tamam tavuk seni tamam iniyorum" diyip indim.
Mert
"Sıra kimde?"
Caner
"Bu sefer sayışalım" dedi ve başladı saymaya ebe yiğit oldu.
Onlar Yiğiti. Gözlerini bağlarken ben yerimi aldım bile. Küçücük olup kapağı olmayan bir dolap rafinin içine girdim. Caner beni görünce yanındaki kaanın kolunu dürtüp beni gösterdi. Kaan ağzını kapatıp gülmesini engelledi. Yiğit de baya iyi olucak ki ben dışında herkesi yakalayıp patakladi. En son baktı beni bulamıyor gözlerini açtı. Beni rafın icinde görünce

"Ooohaaaaa kızım oraya nasıl sığdın"
Ben çıkıp
"Eee ben dedim ama benle oynamak öyle kolay değil diye"
Mert
"Ama abla baya iyi saklanıyorsun. Ama ben bittim, yoruldum eğlenmekten"
Arda
"Valla bende" diyince Kaan
"Bende yoruldum"
Caner madem herkes yoruldu, ben gidip bir çay koyiyim beraber içelim"
Ben
"Ay valla çok iyi olur, gerçi ben kilimi bile kımıldatmadım ama bende yoruldum"
Diyip aşağı indik. Babamlarla hem çay içiyor hem oyunda yaşadıklarımızı anlatıp gülüyorduk.
Babam
"Ya bilseydim bu kadar eğlenceli gelir orda çayımı içerdim"
Arda
"Artık bir dahaki sefere"
Böyle böyle sohbet edip teker teker odalarımıza çıktık. Bende odama çıkıp uyudum...

Kaybolan Çicekler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin