bölümün şarkısı= CARTY- SIKILDIM KAFAMDA FARKLI FARKLI DÜŞÜNCE speed up
Alpay geldi kızın yanına.
- Gece. Abin miydi?
- Hıhım ev ayarlamıştı bana anahtarı verdi.
- İyi.
- Alpay akşam bana gelsene yemek yeriz konuşuruz.
- Olur geleyim.
~~~~~~~~~~
Akşam olmuş ve eve geçmiştiler. Yemekten sonra koltuğa oturdular.
- Anlat bakalım.
Arkasına yaslandı. Pars ise daha yeni evine geçmişti. Niye bu kadını bu kadar önemsiyordu ki? Sevmeyi bi kere bilmişti o. Hemde çok sevmişti ama en yakın arkadaşıyla aldatmıştı kız onu. Düşüncelerinden sıyrıldıp dosyaya tekrar baktı. Okudukları pek güzel değildi.
GECE KARACA
- Öyle işte.
- Anlıyorum. Ben gideyim artık saat geç oldu.
- Tamam yarın görüşürüz.
Onu gönderdikten sonra kendime kahve yapıp balkona geçtim. Telefonumdan elime gelen titreşimle başımı telefona çevirdim. Oflayarak açtım.
- Teğmen Gece KARACA.
- Gece ben...
- Efendim teğmenim?
- Özür dilerim yani bilmiyordum.
- Sorun değil. Anlık patladım.
- Özür dilerim yaranı deşmiş oldum.
- Sorun değil dedim ya teğmenim.
Telefonu kapatıp yanıma koydum. Sorundu. Gitmesin istiyordum yine. Odamdaydı ben yataktaydım.
- Git lütfen istemiyorum seni.
- Bebeğim ama çok güzelsin.
- Git!
- Bağırma bana!
~~~~~~~~~~
Çığlıkla uyandım. Ağlamak istiyordum. Çocuk gibi saatlerce ağlamak istiyordum. Ağlayamadım. Hazırlanıp karakola geçtim.
- Senin ebeni sikeyim İsmail!
- Ne bağırıyorsunuz yine!
Yanımdan gelen sese dönmeden yanlarına adımladım.
- Lan başlarım bağırmana çay döküldü ananı!
- Alpay?
- Güzelim?
- İsmail?
- Komutanım?
- Ulan timde niye düzgün insan yok ya.
Yanına ilerledim.
- Lan demliği mi boşalttın naptın?
- Biraz öyle oldu.
- Ne?
- Şimdi çay koyuyordum televizyona dalmışım o da hissetmeyince sonuç bu.
Televizyona döndüm.
- ŞAKA MISINIZ?
Müge Anlı mı şaka mı bu ya.
- Git üstünü değiştir gel ben odamdayım.
- Tamam güzelim.
O üstünü değiştirmeye giderken teğmene döndüm.
- Timimle olan derdini onlarla değil benle konuş bundan sonra.
- Emredersiniz başka bi isteğiniz var mı(!)
- Var. Mümkünse gerekmedikçe muhattap olmayalım.
- Benim içinde iyi olur.
- İyi.
Arkamı dönüp ilerlerken gözlerinin üzerimde olduğunu hissedebiliyordum. Antrenman alanına geçtim. Arkamdan gelen teğmene baktım.
- Yarışa var mısın?
- Tamam.
Ortaya geçtik.
- Başla bakalım küçük hanım.
- Öyle olsun.
Yüzüne tekmemi geçirken sağ kaydı ve tekmesini bana doğru kaldırdı . Sola yakıp dirseğimi yüzüne geçirdim.
- Ah! Tamam madem sert oynuyoruz oynayalım.
Yüzüme inen yumrukla biraz geriledim.
- Hadi Gece!
- Pars hadi!
Bu sefer ben tekmemi kaldırdığımda yerdeki bacağıma tekme atmasıyla yere düşerken onu da kendime çektim. Üstüme düşerken kolunu yere yasladı. Elimi kaldırdığımda iki bileğimi yakalıyıp başımın hizasında birini sağ diğerini solumda sabitledi.
Gözlerimin içine bakarken ikimizde hızlı hızlı nefes alıyorduk. Bacağımı kendime çekip onu ittim. Geriye savrulurken hızlıca ayağa kalktım.
- Tamam böyle giderse hiç bi bok yapamayacağız. Ayrılın artık yeter. Sıkıldım.
- Başlarım sıkılmana sonra devam edelim işlerim var.
- Hatırlatırım.
- Hatırlat.
Çıkışa doğru ilerledim.
- Abim!
- Güzelim.
Boynuna atladım. Beni indirdiğinde çardaklara doğru ilerledik ardından Kılıç ve Gölge timi geldi.
- Teğmen Pars KORKMAZ.
- Cumhuriyet Savcısı Eren KARACA.
- Memmun oldum.
- Bende teğmenim.
Bakışları bana döndü.
- Delilik mi yaptın yine?
- Yoo ne alaka?
- Gece?
- Ne abi ya?
- Adam dövmüşsün?
Yutkundum.
- Sen nerden....
- Adam kapıma geldi?
- Napayım abi ya! Herif gelmiş küçücük kıza el kaldırıyordu tutamadım kendimi!
- Gece.
- Efendim?
- Özür dilerim.
- Niye?
- Geç kaldım.
- Abim.
Boynuna sarıldım.
- Geç meç kalmadın yapabileceğin bişey yoktu.
Yanağından öptüm ve geri çekildim.
- Ama adamı nası dövdüysen topallıyordu en son.
- Gebersin şerefsiz. Abi benim doldurmam gereken evraklar var ben geliyorum.
- Tamam güzelim.
Odama doğru ilerledim. Evraklardan bir tanesinde Pars'ın da imzası lazımdı. Evrağı alıp odasına adımladım. Kapısını çaldım ve durdum. Cevap gelmeyince tekrar çaldım ve içeri girdim.
- Teğmenim evrak....
Başımı ona çevirdim.
- ..... Boşver evrağı iyi misin sen?
Kapıyı kapattım.
- Evet.
Evrağı alıp göz gezdirdi ve imzayı attı.
- Al.
Evrağı alıp masaya tekrar koydum ve yanına geçtim. Onu kendime döndürdüm.
- Teğmenim. Bişey olmuş belli.
- Yok bişey.
- Bak benim sabrımı çok sınıyorsun.
- Gerekmedikçe muhattap olmayalım diyen sendin.
- Bu öyle değil.
Telefona baktım. ŞEHİT HASAN GÜLER.
- Yakının mıydı?
- Kardeşim gibiydi.
Gözünden bir damla yaş daha süzüldü. Dayanamadım. Kollarımı boynuna doladım ve başımı hafiften boynuna gömdüm. Sıcaktı burası. Eve benziyordu. Güvenli gibi duruyordu. Kollarını yavaşça belime doladı ve başını boynuma gömüp gözyaşları bıraktı. Kim bilir en son ne zaman içini dökmüştü. Bir elim saçına çıktı ve saçını okşadım, yavaşça dizine oturdum. Kokusu burnuma dolarken güvende dolmuştu içime. Sıcaktı bedeni. Kollarımı daha çok sardım boynuna daha çok gömdüm başımı boynuna. Çaktırmadan kokusunu içime çektim. Burnunu boynuma bastırdı.
PARS KORKMAZ
Noluyor bilmiyorum ama güven veriyordu,huzur veriyordu kokusu. Burnumu boynuna daha çok bastırdım ve kokusuyla ciğerlerimi doldurdum. Sevdim be adam sevdim! Sen sus uyuz. Kollarımı beline daha çok sardım. Dizime oturmuş bi vaziyetteydi ve ben kollarımı onun beline dolamış ve başımı boynuna gömdümmüş,ağlar bi şekildeydim. O da kollarını boynuma dolamış, başını boynuma gömmüş ve dizimde oturur bi vaziyetteydi. Ağlıyordum ben en son kimin yanında kimin boynunda ağlamıştım ki? Hiç. Ama ağlıyordum işte şuan. İçimdekileri döküyordum. Utanmadan,acaba beni zayıf görür mü diye düşünmeden.
- Gece....
- Hım?
- İlk defa birinin yanında ağlıyorum,birinin omzunda ağlıyorum.
- Geçen gün bende ilk defa birinin göğsünde ağladım.
Hafifçe gülümsedim.
- Seni öpsem kızar mısın?
- Hayır galiba.
Dudaklarımı boynuna bastırdım. Kendini kucağıma yerleştirdi iyice. Geri çekildiğimde geri çekilip gözlerini gözlerimde sabitledi.
- Tekrar soruyorum....
Bakışlarımı dudaklarında sabitledim.
-....... Seni öpeyim mi?
- Didişmelerimiz devam edecekse....
Gözlerini dudaklarımda sabitledi.
- Öp beni.
Hafifçe gülümsedim. Lan kızla iki saniye önce kavga ediyordunuz! Engel olamıyorum öpecem lan! Hafifçe dudaklarına yaklaştım. Gözlerimiz kapanırken dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Ve uyandım. Ne? Lan rüya mıydı bu?! Kahretsin!
- Uyandın mı?
Başımı göğsünden kaldırdım.
- Noldu ya enson?
- Enson boynundan öpebilir miyim dedin tamam dedim sonra annem küçükken beni göğsünde uyuturdu uyusam sorun olur mu dedin ona da tamam dedim ve uyudun bişey olmadı.
Ne işin var rüyamda? Neyse tamam sakinim. Başımı göğsüne tekrar koydum.
- Teşekkür ederim.
- Ne için?
- Rahat bi uyku oldu.
- Rica ederim.
Başımı kaldırdım.
~~~~~~~~~~~••
GECE KARACA
Operasyon emriyle merkeze geçmiştik.
- Biliyorsunuz keskin nişancılar önden başka bi timle gitti. Gece.
- Emredin komutanım.
- Baban Türkiye'nin en iyi keskin nişancılarındanmış.
Keskin nişancı. Boğazıma bi yumru oturdu. Zorlukla yutkundum.
- Evet komutanım.
- Silahı burda.
Bakışlarımı ona çevirdim ve kaşlarım çatıldı.
- Ne?
- Kullanabilir misin?
- Psikolojik nedenler dolayı kullanamıyorum hatta keskin nişancılık yapamıyorum.
- Gece bu önemli bi operasyon ve senden daha iyi şuan kimse kullanamaz onu.
- Babam gözlerimin önünde elinde o silahla şehit oldu benden bunu beklemeyin.
- Gece senin kullanman lazım.
- Üz....
- Gece sana seçim hakkı vermedim! Vatan evlatları orda Şehit olmak üzere!
- Komutanım bir sürü adam var onu kullanacak! Yapamam ben!
- Bu bir emirdir asker!
- Emrinize karşı çıkıyorum.
- Yakarım askerliğini.
Ayağa kalktım.
- Beni askerliğimle tehtid etmeyin!
- Gece bak kızım,ne yaşadıklarını biliyorum. Babanla aynı timdeydik o silahını sana bıraktı yapmak zorundasın biraz yalnız kal yinede yapamam diyorsan tamam.
Çıktı. Yumruğumu masaya vurdum.
- Sakin ol.
- Sakin makin olamam! Babamın silahımı kullanmamı istiyor ya gözlerimin önünde şehit olan babamın! Adam askerliğimle tehtid ediyor beni!
- Gece.
Ayağa kalktı ve yanıma ilerledi.
- Annemi bu vatan için şehit verdim. Baban bu vatan için şehit oldu. İntikam fırsatın var niye kullanmıyorsun?
Başımı ona döndürdüm.
- Yapamam çünkü.
- O kadar korkak mısın(!)
- Korkak falan değilim! Sen olsan napardın?!
- Fırsatı kullanırdım. Ama belli ki çok korkuyorsun(!)
- Alpay! Kızıl'ı getir! Hemen!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEĞMEN
فكاهةYeni karakola yeni bir tim gelir ama iki timin komutanları son derece inatçı ve dik kafalıdır ikisi de en yakınını şehit haberiyle sarsılır. Gece yetimhanede büyür çok küçük yaşta hayat onu yere serer. Pars ise babasıyla büyür ama sevgiyi çok az bil...