11 yıl sonra
- Koğuş kalk!
- Pars rahat bırak çocukları!
Ateş gözünü araladığında Asel aldırmadan uyumaya devam etti.
- Ben uyandırırım onu baba.
- Seni boşamamı istemiyorsan buraya gel Pars!
Bana döndü şokla.
- Gece şimdiden alışsınlar.
- Neye?
- Bak güzelim kaç defa kaçırıldın?
- Saymadım.
- Heh işte bilsinler kendilerini savunmayı.
- Biz neciyiz burda pardon?
- Güzelim öyle mi dedim ben.
Ateş geldi önce bana ufak bi bakış attıktan sonra Pars'ın sırtına atladı.
- Ee küçük komando.
Onu önüne alıp havaya kaldırdı.
- Bu sefer de olmadı.
- Birgün olacak binbaşım.
- Olur tabi yüzbaşım. Ateş'in göz kırptığını gördüm ardından Asel sırtına atladı.
- Abim yalnız değil!
O ikisiyle uğraşırken izledim sadece. Uzandığım yerden doğruldum ardından.
- Abi!
Diye bağırdı Asel.
- Efendim?
- Yardım etsene ya!
Yanıma oturdu Ateş.
- Tek kaldın napıcaksın şimdi?
Hemen abisinin yanına sokuldu.
- Kaçtım.
Güldü Pars o da yanıma oturdu.
- Ee güzelim kalkma gibi bir plan yok mu?
- Yok.
Başımı kaldırdıp ona baktım. Yanımda hareketlilik hissettim ardından çıktılar. Dudaklarını dudaklarımda hissettim en son.
- Günaydın güzelim.
- Günaydın binbaşım. Üstümden kalkarsan kahvaltı yapalım.
- Kalkmasam olmaz mı?
- Olmaz.
Üstümden kalktı en sonunda bende doğruldum.
- Güzelim?
- Hım?
Alnımdan öptü.
- Seni seviyorum.
- Seni seviyorum .
Kahvaltıdan sonra çocuklar bahceye çıkmıştı.
- Pars sesleri kesildi napıyorlar baksana bi.
- Tamam.
O da gidip gelmeyince bende bahçeye ilerledim. Ebesinin nikahı artık.
- Lan hani savunmayı öğretiyordun?
Ulan 7 yaşındaki çocukta nasıl bu kadar iyi dövüşebilir?
- Kesicem seni Pars!
- Naptım ben ya?
- Hani sadece savunmaydı?
Omuz silkti.
- Onu da aradan çıkarttım.
- Anne abim beni atacak!
- Ateş!
- Küçük cadı. Anne saçımı çekiyor ya bu sefer merdivenlerden sallandırıcam!
Ayağa kalktım.
- Yürüyün Masal ile Arda gelecek mutfağa.
- Vermem ben kızımı!
- Bende vermem baba kardeşimi!
- Şahtı şahbaz oldu.
- Bende seni vermem Masal ablaya!
- Masal ne alaka ya?
Göz devirdim ve mutfağa gittim. Masal ve Arda gelince onları izledim bir süre.
- Bak güzel kardeşim..
Güldü Ateş.
- Ee?
- Lan sal beni!
Aksine tuttu ve havuza atladı.
- Senin benimle ne derdin var Ateş ya?
- Bilmem ne derdim varmış senle?
Sırıttım Pars'a bakıp. Kaşları çatık Arda ve Asel'i izliyordu. Yanına ilerledim.
- Pars elden gitmiş bizim çocuklar.
- Asel'i vermem kimseye.
Güldüm.
- Görüşürüz binbaşım.
- Görüşürüz yüzbaşım.
İrem ve Kayra da gelince bakışlarını çocuklardan çekmedi.
- Pars.
- Sırıtma.
- Sırıtırım dedim ben sana.
- Ya sabır.
Çayımı yudumlarken en son Masal söyleniyor Ateş her şeye hehe diyip geçiyordu.
- Ateş!
İrkildi.
- Noluyor lan? Noldu?
- Sabahtan beri sana sesleniyorum.
- Dalmışım.
ATEŞ KORKMAZ
-Noldu?
- Bişey olmadı ben içerdeyim.
İçeri geçip merdivenlere oturdum.
- Ateş?
- Noldu Masal?
- İyi değilsin.
- İyiyim Masal biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var.
- Öyle bi şansın yok.
Kollarını göğsünde bağladı.
- Evet var.
Odama çıkıp kapıyı kapattım.
- Ateş.
- Üstümü değiştiriyorum.
- Güzel yalan ama yemezler Ateş aç kapıyı.
Oflayarak uzandığım yerden kalktım ve kapıyı açtım.
- Ne var?
- Çok kabasın.
- Alay etme benle noldu?
- Gelebilir miyim?
Çekildim ve geçmesine izin verdim.
- Noluyor Ateş aklında ne var?
Kapıyı kapattım.
- Annemim geçmişini arıyorum Masal aralamızda kalsın bunlar.
- Neden ki?
- Ne zaman çocukluğunu anlatır mısın desem konuyu değiştiriyor.
- Anlatmak istemiyordur?
- Başka bişey var hissediyorum.
- Albüm falan yok mu?
- Yok.
- Ateş annenin bi geçmişi yok.
Başımı kaldırdım.
- Ne?
- Annen yani off anlatmam ne kadar doğru bilmiyorum annemle konuşurken duymuştum. Annen önce yetimhanede büyümüş sonra evlatlık verildiği adam tarafından neyse oralara girmeyelim.
- Dedem nerdeymiş o sırada.
Öfkeyle ayağa kalktım.
- Deden gizli görev için şehit olmuş gibi gösterilmiş.
- Allah kahretmesin.
Geri oturdum.
- Neden?
- Çok üstüne gittim kadının.
Ellerimle yüzümü kapattım. Omzumda hissettiğim kolla bedenim uyuştu.
- Kendini boş yere suçluyorsun.
- Boş yere mi? Anlatmak istemiyorsa bişey vardır demek. Geç anladım.
- Takma kafanı annen şuan mutlu ama.
Ellerimi yüzümden çektim ve dirseklerimle diz kapaklarımı buluşturdum.
- Geçmişini unutmadı ama.
- Unutamaz ki. Geçmiş unutulamaz Ateş.
- Neden peki? Neden insanlar istemediği şeyleri aklından silemiyor?
- Aslında pek de öyle değil. Annenin geçmişi derinlerde artık eskisi kadar kanmayan bi yara. Baban sardı onu. İnsanlarda böyledir. Biri gelir o yarayı sarar o yara durur ama görmezden gelinir.
- Öyle mi diyorsun?
- Yani bence öyle.
- Abi!
- E yeter artık ama ya.
- Arda benim de sinirlerimi bozuyor.
Aşağıya indiğimizde Arda'nın saçını çekiyordu.
- Asel!
- Abi bana cadı diyor.
- Bi bakıma öylesin. Ama sadece ben cadı diyebilirim ona.
Asel'i alıp koltuğa otutturdum.
- Arda?
- Abla ya cadı ama.
Masal Asel'i de alıp yukarı çıktı.
- Ablamla işler nasıl?
Gözlerim açıldı.
- Ha?
- Ablamla diyorum hadi ama hepimiz ona nasıl baktığını biliyoruz.
- Saçmalama Arda.
Koltuğa oturdum.
- Saçmala Ardaymış basbaya ortada.
Göz devirdim.
- Ablan ve ben saçmalıyorsun.
- Hâlâ saçmalıyorsun diyor yukarda naptınız?
- Konuştuk?
Sırıttı.
- Sakın.
- Ama Ateş uyan artık ya. Yani bence ablam da boş değil ama neysee zaten ablam benim Ateş vermem.
- Senin ruh değişimini.
- Ateş!
Yukarı çıktık.
- Nol.. o ne lan?
- Oha.
- Örümcek.
- Abiiğ.
- Kızım terlikle vursaydınız ya?
- Kolaysa gel sen vur!
Göz devirip kağıt koparttım ve örümceği camdan aşağıya yolladım.
- Bu?
- Abi ya kocamandı.
- Küçüktü.
- Bu teğmen ne diyor Asel?
- Teğmen mi?
Asel koşmaya başladı ve Arda kapıyı kapatıp kitledi.
- Onlar bizi mi kitledi?
- Evet. Asel aç kapıyı!
- Yoo.
- Arda! Seninle evde görüşüz.
- Görüşelim abla!
- Abi yedek anahtar da bende.
- Cadı!
- Sensin cadı!
Ayak seslerinden uzaklaştıklarını anladım.
- Sizinle görüşmezsem bana da Ateş demesinler.
- Arda'nın eti senin kemiği benim.
- Anlaştık.
- Nasıl çıkıyoruz?
- Yedek anahtar da onlarda bende bilmiyorum.
- Not buldum.
Bakışlarımı onun baktığı yere çevirdim.
- Nasıl alıcaz?
Bileğinden çekiştirerek dolabın önünde durdum.
- Şimdi bana kızma sakın.
- Ne iç... Lan indir beni!
Belinden tutup yukarı kaldırdım. Koluma takıldı gözleri bir süre sırıttım ister istemez.
- Bittiyse kolumu incelemen notu al.
- Kes sesini adama bak ya.
- Ben değildim kolumu inceleyen.
Notu aldığında bende kollarımı gevşettim. Omzuma tutundu.
- Aldım.
- Güzel. Ne yazıyor?
- Arda'nın yazısı lan bu. Oyun başladı yazıyor.
- Bu ne demek?
- Bilmem. Buldum. Oyuncak silahın var mı?
- Ayıp ediyorsun olmaz mı?
Kollarımı geri çekip dolabı açtım.
- Asel'e söylemek falan yok.
- Anlaştık.
Diğer notu da aldığı gibi kapı açıldı.
- Bu sefer seni sallandıracağım Asel!
Kucağıma aldığım gibi merdivenlere ilerledim.
- Hayır merdiven olmaz! Masal abla!
- Arda'yı da sallandırabiliyor muyuz?
Şokla ona döndü.
- Hain.
- Sensin lan hain.
- Canıma minnet.
- Arda!
- Bir daha de bakayım.
- Yok ben almayayım.
Güldüm.
- E cezanı hafifletelim çünkü kıyamıyorum sana. Masal senindir.
- Keşke sıkaydın kafama.
🌌
- Bişey yapmayacağınız düşünüyorum.
- Anne lütfen napabiliriz? Ayrıca Asel ve Arda niye dipdibe?
- Sen niye ablamla dipdibesin?
- İyi geceler.
Küçükler uyuduktan sonra yavaşça uzandığım yerden doğruldum.
- Nereye?
- Bahçeye. Sen niye uyumadın?
- Sen niye uyumadın?
Asel kıpırdanınca ona döndüm. Kızım yanımda sen varken nasıl uyuyayım?
- Annemler naptı acaba?
- Dönerler merak etme.
- İnşallah.
Yüzü düştü.
- Hava alalım mı?
Başıyla onayladığını seçtim karanlıkta. Bahçeye çıktık.
- Al şunu üstüne hasta olacaksın?
- Sen?
- Ben iyiyim böyle al şunu.
Üstünü örtü.
- İçeri geçelim bizimkiler anlamasın yokluğumuzu.
🌌
Sabah uyandığımda başını göğsüme yaslamış bana sarılıyordu. Bende ondan farksız değildim yani. Yanaklarımın kızardığını hissettim. Diğerlerine baktığımda hâlâ uyuyordu.
- Düzgün dur.
Diye mırıldandığımda gülümsemeden edemedim.
- Duruyorum işte.
Başını daha çok göğsüme bastırdı. Bana diyene bak asıl. Saçlarının kokusunu merak edip kokladım. Fazla güzel be.
- Masal..
- Hı?
Kıyamadım uyandırmaya. Saçlarını kokladım yine gizliden gizliye.
- Ateş..
- Hım?
- Yorgunum..
Cevap vermek yerine çenemi başının üstüne koydum ve gözlerimi kapattım. Hissettiğim kıpırdanmayla gözlerimi açtım.
- Saat kaç ya?
-7.
Tekrar yerine yerleşti.
- Tabi senin için erken.
Ben kalkınca huzursuzca kıpırdandı.
- Masal?
Biraz sarstım.
- Masal? Masal uyan.
Sıçradı. Titrek bi nefes bıraktı.
- İyi misin?
- Hıhım kabus sadece.
Arda'ya döndü.
- Kabus.
Bileğinden çekiştirerek mutfağa ilerledim ve kapıyı kapattım.
- Masal noluyor?
- Kabus dedim ya Ateş.
- Arda'yla alakalı biliyorum.
- Bişeyin patladığını gördüm.
Çenesiyle dışarıyı işaret etti.
- Orda. Arda ordaydı. Sonrası yok.
- Kahve ister misin?
- Olur. Ateş.. Arda şehit olmaz demi?
Ona döndüm.
- Bunu da nerden çıkardın?
- Son zamanlarda rüyalarım arttı ben artık..
Gözlerini kapatıp masaya yaslandı ve derin bi nefes bıraktı.
- Cidden hiçbirşey bilmiyorum.
Gözündeki yaşı gördüğümde sarıldım ve başını boynuma gömüp saçlarını okşadım.
- Olmaz..
- Artık hiçbirşeyden emin olamıyorum.
Kollarını bedenime sardı.
- Bundan emin ol. Eğer onun komutanı olursam sana söz veriyorum Masal onun kılına zarar gelmesine izin vermem.
- Söz mü?
- Söz.
Ayrıldığında kızarmış gözlerine baktım.
- Özür dilerim beni böyle görmeni istemezdim.
Gözyaşlarını sildim parmağımla.
- Çok sinirlerimi bozuyorsun ağlamanla.
- Allah Allah ben sana diyor muyum saçma sapan şeyler düşünmen sinirlerimi bozuyor diye.
Tezgahın önüne çektim onu.
- E de.
- E deymiş Allah Allah desek suç demesek suç...
Onu kaldırıp tezgaha otutturduğumda şaşkınlıkla baktı.
- Sorgulama annem söylenirken babam yapıyordu işe de yarıyor en azından annemde.
Güldü.
- Ne diye söyleniyordu annen?
- Fenerbahçe Galatasaray kavgası.
Daha yüksek güldü.
- Annem en son babamla Arda oyun oynarken söyleniyordu.
- Ne diye?
- Arda bu aralar çok oyun oynuyor. O çocuğa bi ara kızmam lazım. Kıyamıyorum ama.
- Bizde de durumlar öyle.
- Kıyamıyor musun Asel'e?
- Hıhım çok tatlı bakıyor.
- Arda'ya bak sen iyi bulmuş kızı.
Ona döndüm.
- Vermem ki.
- Ben alırım.
- Sen istesen bile vermem güzelim zorlama.
- Ben alırım teğmen.
- Alamazsın teğmenim.
- Öyle bi alırım ki teğmenim aklın şaşar.
Burnuna dokundum.
- Bende öyle bi vermem ki Asel'i.
- Sen vermezsen o kaçar.
- Kaçamaz çünkü abisini ezemez o. O kadar değil.
- Görüşürüz teğmenim.
- Görüşelim teğmenim.
Aşağıya indi.
- Abi.
Gözlerini ovarak geldi.
- Güzelim.
Kucağıma aldım ve kollarını boynuma sarıldı.
- Annemler gitti mi?
- Evet güzelim.
- Hıığ.
Başını omzuma yasladı.
- Uyanamadın mı?
- Hıhım.
Su taşınca Masal bana döndü.
- Ver sen onu bana.
Asel'i alıp sandalyeye oturdu bende kahveleri yaptım.
- Ardağ da uyuyorğ dahağ.
- Anlaşıldı senin daha uykun var.
Onu yatırıp geri geldi.
- Bu kızı bu saatte uyandırmayın ya.
- Babam haftasonları koğuş kalk diye giriyor odaya?
- Pars abi mi?
- Evet?
- Yuh be.
- Ama güzel oluyor sabah.
Kahveden sonra bizimkiler oyun oynarken sadece onları izledi.
- Sen iyisin demi?
- Aklımda hâlâ sorular var.
- O sorular mı?
- Korkuyorum Ateş. Ona bişey olmasından korkuyorum.
- Boş yere korkuyorsun. Bişey olmayacak ona oynuyorlar işte.
- Doğru oynuyorlar işte.
Zar zor gülümsedi.
- Gel bakalım sen benle.
Koridora ilerledim.
- Noldu?
- Öncelikle içtenlikle gülümsediğin gibi gülümseyereksin. İkincisi ağlamak yok.
- Oldu paşam başka emriniz var mı (!)
- Şimdilik yok.
Giderken yanağından öptüm. Sonradan naptığımı anladım.
- Siktir.. napıyorum ben.
Yanağımdan öptüğünde irkildim ve bizimkilere döndüm. Güzel hiçbiri farketmedi.
- Bişey yaptığın yok.
Karşıma oturdu. Gözlerimi kaçırdım bir süre.
- Korkak.
- Sensin korkak.
- Gözlerime bak o zaman.
Gözlerine baktım bi anlık cesaretle.
- Abi. Bu bitti yenisini açar mısın?
Asel sırası mıydı güzelim? Çizgi filmi değiştirdim. Asel'e göz kırptı Arda.
- Öhöm öhöm.
- Asıl sana öhöm öhöm görmekdik mi zannediyorsunuz. Korkak demeler..
- Sensin korkak demeler.
- Gözlerime bak demeler.
- Bakmalar.
- Yanaktan öpmeler..
Masal öksürünce mutfağa gitti. Göz kırptım ikisine de.
- Aramızda.
- Aramızda.
Ardından bende mutfağa gittim.
- Utandın mı sen bana mı öyle geldi.
- Alay etme ya utandım evet.
Güldüm.
- Utanmana gerek yoktu güzelim.
- Gerek yokmuşmuş.
Su içti tekrar.
- Uyuz.
Güldüm.
- Sevgiline uyuz demek. O da iyiymiş.
- Ben çıkma teklifi aldığımı hatırlamıyorum Ateş efendi?
- Onu da ederiz güzelim.
Özel bölümle geldimm. Şunu lütfen yazın yoruma ikinci kitap olsun mu?? Yani Masal ve Ateş'i anlatan bi kitap?? Ona göre yazabilirimmm görüşmeyeli nasılsınızz?? Ateş için turuncu kalp bırakıyorumm bu arada 2000' e çok az kaldı TEĞMEN AİLESİİ🧡🧡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEĞMEN
HumorYeni karakola yeni bir tim gelir ama iki timin komutanları son derece inatçı ve dik kafalıdır ikisi de en yakınını şehit haberiyle sarsılır. Gece yetimhanede büyür çok küçük yaşta hayat onu yere serer. Pars ise babasıyla büyür ama sevgiyi çok az bil...