( normalde bunu yarın yayınlayacaktım ama kısa olduğundan benden olsun bu bölüm) bu bölümün şarkısı= YÜKSEK SADAKAT- KAFİLE
- Ulan bi sabah ne kadar kötü olabilir!
Güne Kayra ve İrem'in kaçırılmasıyla başladım çok çok iyi(!)
- Yürü hadi gidip alalım benim Asteğmenle senin pöhü.
İREM ARSLAN
Kafasına tekrar vurdular. Normalde içimin yağları erirdi ama bu sefer canım acımıştı.
- Kolaysa konuştur it herif! Salak! Konuşur muyum lan ben sence?!
O an sırtıma saplanan şeyle yüzüm buruştu ve acıyla inledim.
- İrem.
Gözleri bana döndüğünde sadece acı vardı bana bişey oldu diye korkmuş muydu cidden şaşırdım. Sırtıma saplanan şey çıktı.
- Ah! Hayvan herif!
Tenimde hissettiğim sıvı sırtımdan belime kadar indi. Ordan kıyafetime karıştı. Nefeslerim azaldı.
- İrem bana bak lütfen.
Başımı hafifçe oma çevirdim ardından sırtıma bişey de saplandı.
- Ananı...
Bıçak sırtımda döndü ardından çıktı. Gözlerim kapanırken bi ses çınladı kulağımda..
~~~~~~~~~~
Uyandığımda hastanedeydim ve yanımda yüzünde birkaç yara olan Kayra duruyordu.
- Lan?
- İrem doğrulma sakın daha yeni dikiş atıldı.
Alnımdan öptü ve tekrar yerine oturdu.
- İyi misin?
- Ne kadar iyi olunursa işte.
Dudakları hafifçe kıvrıldı. Buz küpüne bak sen.
- Ne zaman çıkıyorum?
- 1 haftan var.
- Yuh. Hayır olmaz.
- Öyle olacak nokta.
- Noktaymış sıkılırım ya ben!
- Ben kalıcam.
- Desene Allah'ın her günü tartışcaz.
- Yok istemiyorum artık.
- İsteyerek mi yapıyordun Kayra?!
- Belki biraz. Tamam ya evet seninle uğraşmak hoşuma gidiyor ben napayım.
- Ebeni! Ama görürsün bundan sonra.
Elimi elinden çektiğimde elimin avcunda kaybolduğunu fark ettim. Neyse sinirliyim hâlâ. Uyuz. Başımı yastığa koyduğumda sırtımdaki dikişlerin acısıyla yüzüm buruştu.
- İyi misin? Canın mı yandı? İrem dikişlerin mi acıdı? Bişey söyle ya.
- Konuşmama izin var mı.
- Var.
- Allah razı olsun. İyiyim,canım acımadı,dikişlerim biraz acıdı bitti mi.
- Tamam iyisin ama demi?
- Evet?
Alnımdan öptü tekrar nolmuş lan buna neyse yakında çıkar kokusu.
- Ne düşünüyorsun yine?
- Hiiç. Sırtıma kaç dikiş atıldı?
- 25.
Gözlerim açıldı bi an.
- Sırtımı orda bırakmışım?
- Yani biraz öyle oldu.
Acaba bunu kafasına vurduklarında bunda yan etki mi yaptı. Olabilir. Geceler geldi.
- Napıyorsunuz çifte kumrular.
- Ne kumrusu be? Biz çıkmıyoruz.
- At yalanı neyse.
- Aa bana diyene bak hem sevgilisiniz hemde yoo diyonuz.
- Biz en azından yo diyoruz siz? Daha siz bile bilmiyorsunuz ne olduğunuzu.
- Herkes burdayken sorayım.
Bakışlarımız ona döndü.
- İrem benimle çıkar mısın?
- Acaba kafana çok mu vurdular.
- Ne?
- Bunu kafasına çok vurdular galiba bi baksanıza...
Onlara döndüm.
- ...Bi baktırın kafasına ya.
- İrem benim kafam yerinde.
- Yok yok çok vurmuşlar senin kafaya.
- İrem...
- Biz çıkalım siz konuşun.
Onlar çıktıktan sonra bana döndü.
- Tamam.
- Tamam mı?
- Hıhım.
Bi kolunu diz kapaklarımın altından diğerini de sırtımın altından geçirdi.
- Lan. İmdat! Deli var!
- Kızım ne bağırıyorsun.
İçeri girdiler.
- Dikişlerim acıyor bıraksana ya beni!
Bıraktı.
- Ah! Acıdı lan yavaş.
Güldüler.
- Ne gülüyorsunuz ya. Dikişlerim acıdı. Deli yemin ediyorum deli!
Omuz silkti.
- Sayende.
- Sayemdeymiş tövbe ya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEĞMEN
فكاهةYeni karakola yeni bir tim gelir ama iki timin komutanları son derece inatçı ve dik kafalıdır ikisi de en yakınını şehit haberiyle sarsılır. Gece yetimhanede büyür çok küçük yaşta hayat onu yere serer. Pars ise babasıyla büyür ama sevgiyi çok az bil...