(daha uzun bölümler yazmaya çalışacağım)bu bölümün şarkısı: NAHİDE BABASLHLI- NEREDESİN AY YÜZLÜM speed up
- 20 benim 15 senin.
- Üzgünüm teğmenim ama hızlı olan kazanır.
- Bak sen komutan. İstediğin olsu komutanım.
Susturucuyu taktım ve sessizce ilerleyip karşıma çıkana sıktım.
- Ben başladım.
Temizleyerek ilerledim.
- 14 oldu KARACA.
Hafifçe sırıttım.
- 15. 1-0 öndeyim KORKMAZ.
Devam ettim ve binaya sessizce girdim.
- 16.
- 17.
Sırıtmama engel olamadım.
- Arkanı kollaman lazım KARACA.
Arkamı döndüm ve yerde yatan bedenle gözlerimi Pars'a diktim.
- 17.
🌌
Güzel bi operasyondan sonra karakola dönmüş ve dosyaları bitirmiştim eve geçip uzandım.
- İrem ya operasyonda olacağın tuttu.
Başımı koltuğa bastırdım.
- Ben tekken niye bu kadar sıkılıyorum?
Telefonumu aldım.
Parss: Sıkıldın mı yine
Siz: Evetttttt
Parss: Gece kapatmam lazım operasyondayız.
Siz: Allah'a emanet
Parss: Sende güzelim
İçime bi kurt düştü kalbim sıkışmaya başladı. Bacaklarımı kendime çektim zor da olsa uyudum sabahın 3'ünde kalktım ve karakola gittim.
- Parsgilden haber var mı?
- Yok telsizleri kapalı ses vermiyorlar.
- Pe-peki yaşıyorlar mı?
- Bilmiyoruz.
İçime daha büyük bi kurt düştü harekat merkezine geçtim.
- Pars duyuyorsan eğer ses ver.
Sustu.
- Pa-Pars yaşıyorsan eğer lütfen ses ver.
Babam gibi sustu.
- Pars! Cevap ver bana!
Neyseki kimse yoktu.
- Pars... Lütfen lütfen cevap ver. Bak iki gündür haber alınamıyor sizden. Bana cevap vermek zorundasın Üsteğmen! Anladın mı beni! Zorundasın!
Sustu. Ne ses geldi ne görüntü.
- Bana bak Üsteğmen eğer cevap vermezsen oraya gelir ağzına ederim senin!
Sustu yine sadece sustu.
- Gölge! Operasyona çıkıyoruz!
- EMREDERSİNİZ.
En son sinyal alınan yere gittik.
- Hâlâ bi iz yok mu?
- Yok. Ama bulucam oğlum bulmazsam şerefsizim ya onları canlı bulucam ya da naaşını.
Ortalık buz kesti. Derin bi sessizlik hakim oldu ilerlemeye devam ettiğimizde bir yer patladı.
- Pars....
Diye mırıldandım. Temizleyerek ilerledik. Sadece yerde yatan o vardı diğeri yavaş yavaş uyanıyordu yanına koştum nabzına baktım.
- Lan seni öldürürüm! Seni gebertirim Pars!
🌌
Uzun bir süre geçti daha yeni özel odaya alıyorlardı. Uyanmıştı, sadece boş duvara bakıyordu.
- Pars.
Başını bana çevirdi ve doğruldu.
- Güzelim.
- Bana bak üsteğmen seni gebertirim.
Yanına yaklaştım.
- Kafana sıkarım senin ya senin benle ne derdin var.
Yanına oturdum.
- Söyle bi bana illa kalbime indereceksin.
- Açma konuyu lütfen.
- İyi misin?
- Değilim. Benim yüzümden tüm tim gidecekti.
- Ama gitmedi üsteğmen.
Başını yastığa bastırdı.
- Kokunu özledim..
Hafifçe gülümseyip başımı boynuna yaklaştırdım. O kokumu içine çekerken kokusuyla doldurdum ciğerlerimi kolları bedenimi sardı yavaşça.
- Bana bak üsteğmen misin nesin bir daha olursa seni ben vururum.
Güldü.
- Neden olmasın.
Yerime tekrar oturdum.
- Şimdi 2 gün burdayız tepemin tasını attırma olacaklardan ben sorumlu değilim yoksa.
- Komutan sensin.
İlacına uzandığımda yüzü buruştu.
- Hayır o olmaz.
- Olur.
- Gece ama ya tadı çok kötü.
- 29 yaşına gelmişsin yaptığın hareketlere bak.
- Olmaz içmem onu.
- Pars.
- Olmaz Gece ya Allah Allah.
- Öyle bi içersin ki üsteğmen hem hani komutan bendim?
- İste dünyayı yakayım ama o ilacı içmem.
- İçersin.
Dedim ve burnunu kapattım. Umutsuz vakaya bakar gibi baktı ardından nefes almak için ağzını açtığında ilacı deptim ve burnunu bırakıp suyu uzattım.
- Böyle içirirler.
Tadıyla yüzü buruştu.
- İşgence edeydin daha iyiydi.
- Sus bakim. Sinirlendirme beni bana mı sordun naneleri yerken.
Doğruldu yine.
- Özlemişim.
- O nasıl ruh değişimi lan?
- Sana da ruh beğendiremiyoruz güzelim olmaz böyle.
- Şunun dediğine bak bi ya.
- Yalan mı?
- Kuru iftira(!)
Ardından tim girdi odaya.
- Komutanların padişahı!
- Uzatma söyle yine ne halt yedin?
- Şeyy Sümbülle biraz tartıştık.
- Ee?
- Dedi ki git Pars komutanından bir daha çapkınlık yapmayacak yazılı bir kağıt al gel öyle affederim dedi.
- Yaz?
- İmza lazım.
- Siktir git. Çapkın emin de olamıyoruz ki.
- Komutanım ya!
- Bizde genetik galiba biliyor musun?
- Ney genetik?
- Hepimiz koskaca Türkiye Cumhuriyeti'nde gidip asker bulmuşuz hemde ne hikmetse hepsi bizim buralardan.
- Vallahi doğru.
- Şikâyetin varsa söyle Pars.
Bana döndü.
- Onu nerden çıkardın?
- Ne bileyim öyle bi halin vardı da.
- Yanlış anlamışsın bizde olmaz öyle.
- İnşallah.
- Komutanım sizde elden gittiniz yenge bu arada helal sana bu adamı çok güzel yola getirdin.
- Siktir git lan! Neyimi gördün?!
- Hemen sayıyorum..
- Say yengem ben varım dokunamaz sana.
Sende mi bakışı attı bana.
- Operasyonlarda fena çapkındır.....
Senin ben bakışı attı.
- Eee?!
- ..... Sonraa bi kadın ciddi ciddi gel beni neyse dedi.
- Sonra!?
- Komutanım operasyon içindi merak etmeyin.
- İyi iyi demi sevgilim?
- Gece yokken ne bok yiyeceksin acaba?
- Götüme sıkacaksınız.
- Yok canım ben mi ne alaka altı üstü ebeni....
- Sülalemi bir güzel neyse.
- Aferin aferin hadi şimdi siktirin gidin.
- Aaa Pars.
- Ben bu hayvanları 7 24 görüyorum ya yeter.
- Demiyorsunuz ki yengeyle yalnız kalıcam...
- Yoo diyorum siz siktirin gidin ben Gece'yle yalnız kalmak istiyorum. Yeterli mi?
Çıkarak verdiler cevabı.
- Hayvan herifler.
Ayağa kalktım.
- Sen trip mi atıyorsun bana mı öyle geldi?
- Aynen öyle yapıyorum.
- Güzelim operasyon içindi.
- O operasyonu sana sokarım. İnsan söylerdi en azından.
- Gereksiz bişeydi gerek duymadım.
- İyi halt yedin. Sen yat uyu biraz hava alıcam ben.
- Gece ciddi olamazsın.
- Gayet ciddiyim.
Dedim ve çıktım. Koridorlarda biraz gezdikten sonra odaya döndüm. Döndüğümde çoktan uyumuştu rahatsız etmeyecek şekilde yanına oturdum ve alnından öptüm.
- Gece?
- Hım?
- Şaka mısın cidden bu yüzden bana trip atıyor olamazsın.
Diye mırıldandı ve yan döndü.
- Atmıyorum.
Dedim.
- Tabi tabi.
Mırıldanarak söylendi.
- Atmıyorum dediysem atmıyorum.
- Bende salağım ya.
- Neye inanıyorsan ona inan ama ben atmıyorum trip falan.
- Anladımğ.
Dedi ve derin bi nefes aldı.
- Güzel ben sana su falan bişeyler alıp geliyorum tamam mı?
Başıyla onayladı yavaşça. Kantinden bişeyler aldıktan sonra odaya geri çıktım uyanmıştı maç izliyordu.
- Ben geldim!
- Hoşgeldin güzelim.
Aldıklarımı masaya koyduğumda heyecanla ayağa kalktı.
- Sonunda be!
- Pars! Yat geri!
- Emredersiniz.
Dedi ve uzandı. Haline gülmeden edemedim suyu ve kolayı alıp ona uzattım.
- Sağol güzelim.
Sudan bi yudum aldı.
- Beşiktaş alacak bu maçı.
- Nah alır kadromuz çok iyi.
- Görücez üsteğmen.
🌌
Ben kahkaha atarken o yüzü beş karış oturuyordu.
- Nah alır ayneen!
Gülmeye devam ederken bakışlarını bana çevirdi.
- Of Gece ya keşke başka bişey deseydin ulan son 5 dakika saldık attıkları gole bak!
Gülmeye devam ettim.
- Sen yapma bari ya haftaya fener maçı var o zaman görüşürüz Fenerbahçe güzeli.
- Görüşelim Üsteğmenim görüşelim.
- Suyu verir misin?
- Bi soğuk su iç sen.
Ayağa kalktım ve suyu alıp ona uzattım. Suyu almak yerine bileğimden çekip altına aldı beni.
- Siktirbak hep böyle oluyor bi anda böyle buluyorum kendimi.
Güldü ve bileklerimi başımın iki yanında sabitledi.
- Herife bak gören yaralı değil normal zannedecek. Kalksana ya üstümden.
- Bi düşüneyim.. hayır.
- Ne demek hayır?
- Basbaya hayır.
- Kalk ya üstümden deli midif nedir.
- Bu sefer öyle kolay kaçış yok.
- Bana bak Pars yaralı demem sevgilim demem eğitimimi aynen sana uygularım.
- Uygula.
Bacağımı kendime çektiğimde düzeltip beni sıkıştırdı.
- Pars kalk üstümden ya.
Cıkladı.
- Öyle bi niyetim yok.
Kapı çaldı. Pis bir ifadeyle sırıttım.
- Pars bey kontroller için gelmiştim.
Güldüm.
- Şimdi kalkma bakayım.
Oflayarak kalktı.
- Diğer sefer bu kadar kolay kurtulamayacaksın güzelim.
Ardından hemşire girdi odaya. Konrtrolleri yapıp odadan çıktı ve bakışlarını direk bana dikti.
- İllaki yakalarım.
- Nah yakalarsın yemezler aslanım.
- Görüşürüz o konuda güzelim.
- Görüşürüz üsteğmen.
Yoo öyle bi niyetim yok. Doğruldum ve biraz sohbet ettikten sonra yine zorla ilacını içirdim.
- Pars.
- Efendim?
- Diyorum ki.
- Ne diyorsun bakalım.
- Sen hastaneden çıktıktan sonra.
- Ee?
- Alpay ve Buket'in arasını yapsak?
- Olacaksa zaten olur güzelim.
- Ya onlar çok inatçı ikiside yaralar aynı olunca uğraşma isteği gelmiyor diyor ama yine kavga ediyorlar.
- Bakarız.
- Parsğ nolurr.
- Bakma bana öyle Gece konuştuk bunu.
Çocuk gibi bakmaya devam ettim.
- Gece.
- Nolur.
- İyi tamam.
Gülümsedim hafifçe.
- Teşekkür ederim.
- Kuru kuru olmuyor.
Yanağından öptüm.
- Oldu mu?
- Oldu.
Zaferle sırıtmaya devam ettim.
- Ama bu görüşme meselesini unutacağım anlamına gelmez.
Yutkundum hafifçe.
- Görüşüruz üsteğmen yakalarsan tabi.
- Öyle bi yakalarım ki.
Böyleyiz şuan. Tüm yorumlarınıza cevap verebiliyorum artıkkkk o yüzden merhaba bile yazabilirsinizzzz hepsine cevap vericemmm❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEĞMEN
HumorYeni karakola yeni bir tim gelir ama iki timin komutanları son derece inatçı ve dik kafalıdır ikisi de en yakınını şehit haberiyle sarsılır. Gece yetimhanede büyür çok küçük yaşta hayat onu yere serer. Pars ise babasıyla büyür ama sevgiyi çok az bil...