24

126 11 0
                                    

(daha uzun bölümler yazmaya çalışacağım)bu bölümün şarkısı: NAHİDE BABASLHLI- NEREDESİN AY YÜZLÜM speed up
- 20 benim 15 senin.
- Üzgünüm teğmenim ama hızlı olan kazanır.
- Bak sen komutan. İstediğin olsu komutanım.
Susturucuyu taktım ve sessizce ilerleyip karşıma çıkana sıktım.
- Ben başladım.
Temizleyerek ilerledim.
- 14 oldu KARACA.
Hafifçe sırıttım.
- 15. 1-0 öndeyim KORKMAZ.
Devam ettim ve binaya sessizce girdim.
- 16.
- 17.
Sırıtmama engel olamadım.
- Arkanı kollaman lazım KARACA.
Arkamı döndüm ve yerde yatan bedenle gözlerimi Pars'a diktim.
- 17.
🌌
Güzel bi operasyondan sonra karakola dönmüş ve dosyaları bitirmiştim eve geçip uzandım.
- İrem ya operasyonda olacağın tuttu.
Başımı koltuğa bastırdım.
- Ben tekken niye bu kadar sıkılıyorum?
Telefonumu aldım.
Parss: Sıkıldın mı yine
Siz: Evetttttt
Parss: Gece kapatmam lazım operasyondayız.
Siz: Allah'a emanet
Parss: Sende güzelim
İçime bi kurt düştü kalbim sıkışmaya başladı. Bacaklarımı kendime çektim zor da olsa uyudum sabahın 3'ünde kalktım ve karakola gittim.
- Parsgilden haber var mı?
- Yok telsizleri kapalı ses vermiyorlar.
- Pe-peki yaşıyorlar mı?
- Bilmiyoruz.
İçime daha büyük bi kurt düştü harekat merkezine geçtim.
- Pars duyuyorsan eğer ses ver.
Sustu.
- Pa-Pars yaşıyorsan eğer lütfen ses ver.
Babam gibi sustu.
- Pars! Cevap ver bana!
Neyseki kimse yoktu.
- Pars... Lütfen lütfen cevap ver. Bak iki gündür haber alınamıyor sizden. Bana cevap vermek zorundasın Üsteğmen! Anladın mı beni! Zorundasın!
Sustu. Ne ses geldi ne görüntü.
- Bana bak Üsteğmen eğer cevap vermezsen oraya gelir ağzına ederim senin!
Sustu yine sadece sustu.
- Gölge! Operasyona çıkıyoruz!
- EMREDERSİNİZ.
En son sinyal alınan yere gittik.
- Hâlâ bi iz yok mu?
- Yok. Ama bulucam oğlum bulmazsam şerefsizim ya onları canlı bulucam ya da naaşını.
Ortalık buz kesti. Derin bi sessizlik hakim oldu ilerlemeye devam ettiğimizde bir yer patladı.
- Pars....
Diye mırıldandım. Temizleyerek ilerledik. Sadece yerde yatan o vardı diğeri yavaş yavaş uyanıyordu yanına koştum nabzına baktım.
- Lan seni öldürürüm! Seni gebertirim Pars!
🌌
Uzun bir süre geçti daha yeni özel odaya alıyorlardı. Uyanmıştı, sadece boş duvara bakıyordu.
- Pars.
Başını bana çevirdi ve doğruldu.
- Güzelim.
- Bana bak üsteğmen seni gebertirim.
Yanına yaklaştım.
- Kafana sıkarım senin ya senin benle ne derdin var.
Yanına oturdum.
- Söyle bi bana illa kalbime indereceksin.
- Açma konuyu lütfen.
- İyi misin?
- Değilim. Benim yüzümden tüm tim gidecekti.
- Ama gitmedi üsteğmen.
Başını yastığa bastırdı.
- Kokunu özledim..
Hafifçe gülümseyip başımı boynuna yaklaştırdım. O kokumu içine çekerken kokusuyla doldurdum ciğerlerimi kolları bedenimi sardı yavaşça.
- Bana bak üsteğmen misin nesin bir daha olursa seni ben vururum.
Güldü.
- Neden olmasın.
Yerime tekrar oturdum.
- Şimdi 2 gün burdayız tepemin tasını attırma olacaklardan ben sorumlu değilim yoksa.
- Komutan sensin.
İlacına uzandığımda yüzü buruştu.
- Hayır o olmaz.
- Olur.
- Gece ama ya tadı çok kötü.
- 29 yaşına gelmişsin yaptığın hareketlere bak.
- Olmaz içmem onu.
- Pars.
- Olmaz Gece ya Allah Allah.
- Öyle bi içersin ki üsteğmen hem hani komutan bendim?
- İste dünyayı yakayım ama o ilacı içmem.
- İçersin.
Dedim ve burnunu kapattım. Umutsuz vakaya bakar gibi baktı ardından nefes almak için ağzını açtığında ilacı deptim ve burnunu bırakıp suyu uzattım.
- Böyle içirirler.
Tadıyla yüzü buruştu.
- İşgence edeydin daha iyiydi.
- Sus bakim. Sinirlendirme beni bana mı sordun naneleri yerken.
Doğruldu yine.
- Özlemişim.
- O nasıl ruh değişimi lan?
- Sana da ruh beğendiremiyoruz güzelim olmaz böyle.
- Şunun dediğine bak bi ya.
- Yalan mı?
- Kuru iftira(!)
Ardından tim girdi odaya.
- Komutanların padişahı!
- Uzatma söyle yine ne halt yedin?
- Şeyy Sümbülle biraz tartıştık.
- Ee?
- Dedi ki git Pars komutanından bir daha çapkınlık yapmayacak yazılı bir kağıt al gel öyle affederim dedi.
- Yaz?
- İmza lazım.
- Siktir git. Çapkın emin de olamıyoruz ki.
- Komutanım ya!
- Bizde genetik galiba biliyor musun?
- Ney genetik?
- Hepimiz koskaca Türkiye Cumhuriyeti'nde gidip asker bulmuşuz hemde ne hikmetse hepsi bizim buralardan.
- Vallahi doğru.
- Şikâyetin varsa söyle Pars.
Bana döndü.
- Onu nerden çıkardın?
- Ne bileyim öyle bi halin vardı da.
- Yanlış anlamışsın bizde olmaz öyle.
- İnşallah.
- Komutanım sizde elden gittiniz yenge bu arada helal sana bu adamı çok güzel yola getirdin.
- Siktir git lan! Neyimi gördün?!
- Hemen sayıyorum..
- Say yengem ben varım dokunamaz sana.
Sende mi bakışı attı bana.
- Operasyonlarda fena çapkındır.....
Senin ben bakışı attı.
- Eee?!
- ..... Sonraa bi kadın ciddi ciddi gel beni neyse dedi.
- Sonra!?
- Komutanım operasyon içindi merak etmeyin.
- İyi iyi demi sevgilim?
- Gece yokken ne bok yiyeceksin acaba?
- Götüme sıkacaksınız.
- Yok canım ben mi ne alaka altı üstü ebeni....
- Sülalemi bir güzel neyse.
- Aferin aferin hadi şimdi siktirin gidin.
- Aaa Pars.
- Ben bu hayvanları 7 24 görüyorum ya yeter.
- Demiyorsunuz ki yengeyle yalnız kalıcam...
- Yoo diyorum siz siktirin gidin ben Gece'yle yalnız kalmak istiyorum. Yeterli mi?
Çıkarak verdiler cevabı.
- Hayvan herifler.
Ayağa kalktım.
- Sen trip mi atıyorsun bana mı öyle geldi?
- Aynen öyle yapıyorum.
- Güzelim operasyon içindi.
- O operasyonu sana sokarım. İnsan söylerdi en azından.
- Gereksiz bişeydi gerek duymadım.
- İyi halt yedin. Sen yat uyu biraz hava alıcam ben.
- Gece ciddi olamazsın.
- Gayet ciddiyim.
Dedim ve çıktım. Koridorlarda biraz gezdikten sonra odaya döndüm. Döndüğümde çoktan uyumuştu rahatsız etmeyecek şekilde yanına oturdum ve alnından öptüm.
- Gece?
- Hım?
- Şaka mısın cidden bu yüzden bana trip atıyor olamazsın.
Diye mırıldandı ve yan döndü.
- Atmıyorum.
Dedim.
- Tabi tabi.
Mırıldanarak söylendi.
- Atmıyorum dediysem atmıyorum.
- Bende salağım ya.
- Neye inanıyorsan ona inan ama ben atmıyorum trip falan.
- Anladımğ.
Dedi ve derin bi nefes aldı.
- Güzel ben sana su falan bişeyler alıp geliyorum tamam mı?
Başıyla onayladı yavaşça. Kantinden bişeyler aldıktan sonra odaya geri çıktım uyanmıştı maç izliyordu.
- Ben geldim!
- Hoşgeldin güzelim.
Aldıklarımı masaya koyduğumda heyecanla ayağa kalktı.
- Sonunda be!
- Pars! Yat geri!
- Emredersiniz.
Dedi ve uzandı. Haline gülmeden edemedim suyu ve kolayı alıp ona uzattım.
- Sağol güzelim.
Sudan bi yudum aldı.
- Beşiktaş alacak bu maçı.
- Nah alır kadromuz çok iyi.
- Görücez üsteğmen.
🌌
Ben kahkaha atarken o yüzü beş karış oturuyordu.
- Nah alır ayneen!
Gülmeye devam ederken bakışlarını bana çevirdi.
- Of Gece ya keşke başka bişey deseydin ulan son 5 dakika saldık attıkları gole bak!
Gülmeye devam ettim.
- Sen yapma bari ya haftaya fener maçı var o zaman görüşürüz Fenerbahçe güzeli.
- Görüşelim Üsteğmenim görüşelim.
- Suyu verir misin?
- Bi soğuk su iç sen.
Ayağa kalktım ve suyu alıp ona uzattım. Suyu almak yerine bileğimden çekip altına aldı beni.
- Siktirbak hep böyle oluyor bi anda böyle buluyorum kendimi.
Güldü ve bileklerimi başımın iki yanında sabitledi.
- Herife bak gören yaralı değil normal zannedecek. Kalksana ya üstümden.
- Bi düşüneyim.. hayır.
- Ne demek hayır?
- Basbaya hayır.
- Kalk ya üstümden deli midif nedir.
- Bu sefer öyle kolay kaçış yok.
- Bana bak Pars yaralı demem sevgilim demem eğitimimi aynen sana uygularım.
- Uygula.
Bacağımı kendime çektiğimde düzeltip beni sıkıştırdı.
- Pars kalk üstümden ya.
Cıkladı.
- Öyle bi niyetim yok.
Kapı çaldı. Pis bir ifadeyle sırıttım.
- Pars bey kontroller için gelmiştim.
Güldüm.
- Şimdi kalkma bakayım.
Oflayarak kalktı.
- Diğer sefer bu kadar kolay kurtulamayacaksın güzelim.
Ardından hemşire girdi odaya. Konrtrolleri yapıp odadan çıktı ve bakışlarını direk bana dikti.
- İllaki yakalarım.
- Nah yakalarsın yemezler aslanım.
- Görüşürüz o konuda güzelim.
- Görüşürüz üsteğmen.
Yoo öyle bi niyetim yok. Doğruldum ve biraz sohbet ettikten sonra yine zorla ilacını içirdim.
- Pars.
- Efendim?
- Diyorum ki.
- Ne diyorsun bakalım.
- Sen hastaneden çıktıktan sonra.
- Ee?
- Alpay ve Buket'in arasını yapsak?
- Olacaksa zaten olur güzelim.
- Ya onlar çok inatçı ikiside yaralar aynı olunca uğraşma isteği gelmiyor diyor ama yine kavga ediyorlar.
- Bakarız.
- Parsğ nolurr.
- Bakma bana öyle Gece konuştuk bunu.
Çocuk gibi bakmaya devam ettim.
- Gece.
- Nolur.
- İyi tamam.
Gülümsedim hafifçe.
- Teşekkür ederim.
- Kuru kuru olmuyor.
Yanağından öptüm.
- Oldu mu?
- Oldu.
Zaferle sırıtmaya devam ettim.
- Ama bu görüşme meselesini unutacağım anlamına gelmez.
Yutkundum hafifçe.
- Görüşüruz üsteğmen yakalarsan tabi.
- Öyle bi yakalarım ki.
Böyleyiz şuan. Tüm yorumlarınıza cevap verebiliyorum artıkkkk o yüzden merhaba bile yazabilirsinizzzz hepsine cevap vericemmm❤️

TEĞMEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin