16

216 13 0
                                    

bu bölümün şarkısı: MOR VE ÖTESİ- BİR DERDİM VAR speed up
Bi kız koşarak Pars'a sarıldı. Eski sevgilisi.
- Uzak durur musunuz.
- Pars sevgilim.
- Bırak.
- Se....
Uzaklaştım. Napabilirim yani ne bekliyorsunuz. Eve doğru ilerledim. Kapıyı kapatmak üzereyken bi el kapıyı tuttu.
- Konuşalım mı?
- Gel.
İçeri geçti. Ihlamuru yapıp içeri geçtim. Ihlamurları masaya koydum.
- Sağol.
Koltuğa oturdum. Bir süre anlattıktan sonra operasyon için karakola geçtik.
- Beyler kadınları etkileyin tenhada cehenneme yollayın.
- EMREDERSİNİZ.
Onlar çıkarken bende arkalarından gittim. İçeri geçtim. Kızlarla bir süre oturduk. Ardından İrem telaşla girdi.
- Bizimkiler açığa çıkmış.
- Hadi gidiyoruz.
- Emir?
- Bekleyemeyiz.
Hazırlanıp çıktık. Kesin bi ceza alıcaz ama hadi hayırlısı. Silahımı arkama attım ve bıçağımı aldım. Yavaşça ilerleyip hallettim. Binaya sessizce girdim.
- Kızlar siz bizimkileri bulun. Ben kapıyı halletcem.
İREM ARSLAN
Bizimkilerin yanına gittiğimizde kapıyı açtım sessizce.
- Beyler tatil bitti.
- İrem?
- Gece ve Zeynep.
- Nası tek mi geldiniz?
- Evet Pars başka soru?
- Gece nerde?
- Kapıdakileri hallediyor.
- Onu nasıl tek bırakırsınız!?
- Kes be sesini! Kendi istedi.
Onları alıp Gece'nin yanına gittiğimizde elinde bıçak yerde sekiz beden yatıyordu.
- Noldu beyler ilk defa mı görüyorsunuz?
- Komutanım bıçakla belki ve bunların hepsi yan yana.
- Alpay komutanım deme bana. Geceyim ben.
- Affettin mi?
- Evet.
- Oh be!
- Seni değil!
- Yine ne bok yedim?!
- Konuşucaz az kaldı önce şurdan çıkalı.....
GECE KARACA
Ve patlama sesi geldi. Hepimiz ayrı bi yere savrulduk. Gözlerimi açtım ve etrafa baktım. Hepimiz iyiydik. Onun dışında.. Pars zaten diğerlerine göre daha fazla yarası vardı. Zar zor ayağa kalktım. Yanına çöktüm.
- Pars...
Nabzını kontrol ettim.
- Gelsenize!
Nabzı oldukça düşüktü. Helikopter geldi. Babamın şehit oluşu canlandı gözlerimde. Elini tuttum sıkıca.
- Ulan koskaca üsteğmensin şu haline bak.
Alnından öptüm yavaşça ve elini daha da sıktım.
- Hani gitmeyecektin? Pars sana hani gitmeyecektin dedim!
Hepsi bi an bana döndü.
- Bana bak üsteğmen hele bi git seni doğduğuna pişman ederim. Duydun mu?!
- Komutanım sizde de ne aşk varmış ya.
- Ne?
Bayram' a döndüm.
- Komutanım siz konuştukça siz onu öptükçe sarıldıkça her neyse işte bu adamın nabzı artıyor.
Ona döndüm.
- Doğruyu söyle lan bu da mı oyun? Bak valla kızmıcam. Söyle sen.
🌌
Hastaneye yetiştiğimizde zar zor elimi bırakmıştı. Kendimi her yere atasım geliyordu şuan. Lafa tutmasaydım olmayacaktı. Bir süre sonra çıktı. Yoğun bakım gibi bir yerdeydi. Timler benim girmemi istedi. Üstümü değiştirip içeriye girdim ve kapıyı kapattım.
- Pars ben geldim. Ulan üsteğmen yaptın yapacağını.
Yanındaki sandalyeye oturdum. Elini yavaşça tutup başımı boynuna yakın bir yere koydum.
- Uyansan ne kadar güzel olacak. Ama uyanmıyorsun. Neden uyanmıyorsun?
Sustu. Babam gibi sustu. Babam gibi uyumasından korkuyordum.
- Pars... Babam gitti. Annem gitti. Abim gitti. Sevdiğim herkes gitti. Sen gitmesen olmaz mı? Hım? Olmaz mı?
Burnumu çektim.
- Gitme. Gitme bak affedicem seni. Ama o eski sevgili olayını konuşucaz. Ondan kaçış yok. Kalk hadi. Babam gibi olma. Çok uyuma. Susma. Kalk. Burdayım de. Yaşıyorum gitmedim de. Lütfen..
Gözlerimi kapattım. Gözyaşım omzuna düştü. Hemen ardından birşeyler öttü. Kafamı kaldırdım. O... O gidiyordu..
- Doktor! Doktor yok mu!? Eylül!
Eylül Pars'ın kardeşiydi. Ben çıktım.
Evettt. Durum bu. Şarkı bulmakta cidden zorlanmaya başladım. Ben bitireyim artık seviliyorsunuz hepiniz oylarınızı gördükçe havalara uçuyor bu yazarr♥️

TEĞMEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin