bu bölümün şarkısı ATE - DİĞER YARIM speed up
Saat nerdeyse 11'di. Gelen yok giden yok. İki saat olmak üzereyken kapı açıldı. Yorganı üstüme biraz daha çektim ve kapıya dönmedim. Bacaklarımı da kendime çekip suyumdan bir yudum aldım. İnternette gezinmeye devam ettim.
- Gece. Sen uyumadın mı?
- Uykum yok.
Yanıma oturdu ve yorganın altına girdi. Bedenimi kendine çekip telefonumu aldı ve yanına koydu.
- Nedenmiş peki?
- Bilmem.
- Gecem.
Saçlarımdan öptü.
- Uyuyalım mı?
- Olur.
Odaya geçtik ve ilk ben uzandım. Başımı göğsüne bastırdım.
- Bugün nereye gittin?
- Sürpriz bitanem.
Başını boynuma gömdü. Birkaç defa öptükten sonra çenesini kafamın üstünde hissettim.
🌌
Sabah yine kalktım ve banyoya ilerledim. Yüzümü yıkayıp içeri geçtiğimde bir kolunu gözlerinin üzerine koymuştu. Yanına oturdum.
- Pars.
- Hım?
Arkasını döndü.
- Pars. Kalk hadi.
- Hıhım.
- Ama kalkmıyorsun.
- Hıhım.
- Benden günah gitti.
Bir bardak suyu yüzüne döktüm.
- Siktir! Napıyorsun kızım suyla adam mı uyandırılır?!
- Sana da günaydın.
Başını tekrar yastığa koydu.
- Günaydın Fenerbahçe güzeli.
- Tahmini ne zaman kalkarsın?
- Şöyle yaparsak.....
Beni üstüne aldı.
- .... Hiç kalkmam.
- Lan yaralısın sen yaralı benim ne işim var senin üstünde.
- Altıma da alabilirim?
- Yürü git. Aaa.
Üstünden kalktım.
🌌
- Gece ben duşa giriyorum.
- Tamam.
Koltuğa çarpraz bir şekilde oturdum. Kapıya bakmaya gittim ve paketi aldım.
- Pars! Kargo geldi!
- Açsana sen!
Koltuğa oturup paketi açtım.
PARS KORKMAZ
Üstümü giyinip çıktım. Kolumu kapıya yasladım ve onu izledim. Paketi açtı ve notu okumasıyla yüzünde bir gülümseme yayıldı. Notu kenara koyduktan sonra kolyeyi, yüzüğü,bilekliği açıp kenara koydu. Leylağı eline aldı ve bir süre ona bakıp kokladı ardından diğerlerinin yanına koydu. Kar küresini çıkardı. Bir süre onu inceledikten sonra yanına koyup müzik kutusunu çıkardı ve güldü hafifçe. Çalan melodiyi dinledi. Koltuğa çarprazlama oturdu ve müzik kutusuyla ilgilenmeye devam etti.
- Manyak.
Güldüm. Ardından başını bana çevirdi.
- Beni mi izliyorsun sen?
- Evet.
Doğruldu ve müzik kutusunu masaya koydu. Kolyeleri ve bilekliği alıp yanıma yaklaştı.
- Taksana.
Saçını yukarda tuttu. Kolyeleri alıp önce Ay Yıldızlıyı sonra kurşun şeklindekini taktım. Ardından kollarımı beline doladım ve başımı boynuna gömdüm. Birkaç defa öptükten sonra geri çekildim ve bilekliği taktım. Bana doğru döndüğünde kurşunu düzelttim. Ay yıldız normal kolye boyutunda diğeri ise biraz daha uzundu.
- Yaralısın sen be adam niye böyle yapıyorsun.
- Bilmem.
Boynundan öptüm. Koltuğa oturduğumuzda iki bacağımın arasına oturdu ve leylağı alıp sırtını göğüsüme yasladı. Kollarım belini sardı.
- İyiki sevmişim seni.
- En son lanet olsun diyordun.
- Napayım Pars ya Allah Allah gelmiş abimle beni barıştırmaya çalışıyorsunuz. Abim gelirse annem olacak o kadın da gelir ve ben onu istemiyorum.
- Tamam güzelim sakin.
Başımı boynuna yaklaştırdım ve burnumu boynuna bastırdım. Telefonum çaldı lanet olsun ki.
- Üsteğmen Pars KORKMAZ. Emredin komutanım.
- Korkmaz Gece'yi de al operasyona gidiyorsunuz iyi misin?
- Geliyoruz.
Telefonu kapattım.
- Hadi bakalım gidip biraz çay içelim.
- Ama yaralısın.
Burnundan öptüm.
- Fenerbahçe güzeli iyi bakınca geçti.
GECE KARACA
- Beyler! Her kurşuna bir kelle!
- Lan ben böyle işin neyse!
- Ağzın değil gözün çalışsın Alpay!
Telsizden sesler geldi ardından kafamın üstünden bir F 16 geçti. Yere düşmek üzereyken kayaya tutundum.
- Şimşek! Sen buralara uğrar mıydın?
- Kardeşimizin başı sıkışmış yine.
- Hadi abi şunların amınakoy!
- Türk Hava Kuvvetleri gururla sunar! Yüzbaşı TİMUR AYDOĞAN ve ASTEĞMEN HAMZA AYDIN sadece izle küçük.
- Abi bana küçük demeyi bırak.
- Hayır.
Yanıma yaklaştı Pars.
- Bahsettiğin mi?
- Ta kendisi.
Ardından F 16 lar çalıştı. Boynumda soğuk bi bıçak hissettim ve tekmemi arkamdakinin yüzüne geçirdim. Bıçağı karnına sapladım ve çıkardım. Tam kafamın üstünden bi F16 geçince sırıttım.
- Götü yiyorsa dokunsun sana.
Sırıtarak Kızıl'ı aldım ve aşağıya indim.
- İyi misin?
- Bıçağımı unuttum.
Bıçağımı alıp geri döndüğümde araca bindik. Yol boyunca kimse konuşmamıştı. Karakola geldiğimizde normalden daha fazla asker vardı.
- Evett gelelim konuya.
Pars'ı dürttüm.
- Kaçırsana beni.
Diye fısıldadım.
- Evleneceksek neden olmasın.
- Pisliklik yapma.
- Gece. Kaçamazsın bu sefer.
Pars' a doğru yaklaştım.
- Naptın Gecem?
- Adam dövme olayı vardı ya o.
- Tamam o zaman kaçırıyorum seni.
Anlamaz gözlerle baktım.
- Komutanım o konuda Gece haklıydı küçük bir kıza el kaldırılmaz. Şimdi izninizle dosyalarda onun da imzası gerekli.
Ve ilerledik.
- Dosyaya benim imzam gerekli hangisine?
- Evlilik cüzdanına.
- Pars.
- Hiçbirine kaçırdım işte.
- Bu kaçıncı hemen sayıyorumm..... Galiba üç.
- Evet. Sanırım.
Banka oturduk. Geriye yaslandım.
- Operasyon olmayınca sıkılmam normal mi?
- Evet. Gel. Seni bir yere götürücem.
- Nereye?
- Hadi Fenerbahçe güzeli.
Ayağa kalktım. Üniformaları değiştirdikten yola çıktık.
- Bin.
Önce o bindi arkasından ben bindim.
- Düşmek mi istiyorsun güzelim?
Kollarımı beline doladım ve yanağımı sırtına yasladım. Bir süre sonra durdu. Ormanlık bi alandı. Yavaşça indim. Elimi tutup ormana dogru ilerledi.
- Buraya niye gel..... Yok ebenin nikahı!
Bir sürü leyla ve kelebek vardı burda. Zemin nerdeyse tamamıyla leylaktı. Yer yer de kelebekler vardı.
- Neresi burası?
- Ufak bir yer diyelim.
Cam kapıyı açtı ve içeri girdik.
- Annem için yaptırmış babam.
- Beni niye getirdin?
- Babam anneme olan sevgisinden yaptırdı. Annem gitmeden önce oraya gerçekten sevdiğin kadını götür demişti.
Bana doğru döndü.
- Gözlerin parlıyor.
Gözleri boynuma döndü. Ay yıldızı öptükten sonra ilerlemeye devam etti.
Bir süre sonra durdu. Başımı cama çevirdiğimde manzara nefes kesiciydi. Dağlar vardı önümüzde.
- Hava kararıyor.
🌌
Şuan şunu fark ettim ben niye burdayım bu adam madem iyileşti ben niye buna bakıyorum?
- Duşa girmem lazım.
- Ben sana havlu vereyim.
Havluyu verdi ve çıktı. Üstümdekileri çıkardım ve kenara koydum. Bedenimi kurladıktan sonra üstümü giydim ve saçlarımı kurlayarak çıktım.
- Kurutsana.
- İyi gelmiyor saçlarıma.
Yanına oturdum. Tarağı eline aldı ve hafifçe saçlarımı taradı. Boynumdan öptü ve bir süre başını orda bekletti. Kollarını belime sarıp geriye doğru uzandı. Kapı çalınca kalkmaya çalıştım. İzin vermedi beyimiz.
- Kapı çaldı.
- Çalsın işim var şuan.
- Ne işi?
- Şuan yaptığım iş.
Dedi ve tekrar öptü. Kapı tekrar çaldığında zor da olsa üstünden kalktım. Oflayarak kapıyı açmaya gitti. Ardından gittim.
- Böreğimi çok seversin sen diye börek yaptım sana.
- Seninle alakalı değildi kişisel algılanacak birşey de değildi.
- Olsun....
Bakışları bana döndü. Öfkeyle bakıyordu bana nefretle. O an üstümde onun tişörtü olduğu aklıma geldi.
- ..... Sen al yine de.
- Üzgünüm ama kalsın. Bir daha rahatsız etmezseniz de sevirim.
Çatlaaa! Sus sen bi ya. Kadını süzdüm. Abartı dekolteli giymişti. Eğlenmeye gidecektir. Eteği de fazla kısaydı. Ya sabırrr. Amin. Kapıyı kapattığında içeri geçtim. Koltuğa çarprazlama bir şekilde oturdum yanıma oturdu ve sadece baktı.
- Cidden onu kıskanmadın değil mi?
- Hayır. Ben kimseyi bedenimle etkilemeye çalışmam.
- Beden?
- Kadının giydikleri fazla dekolteliydi. Ve kısa.
- Giydiklerine mi baktın?
- Pars seni burda keserim.
Kolunu koltuğun üstüne koydu.
- Hadi ama onu kıskanmış olamazsın.
- Ben ağır dekolteyle başka birinin evine gitsem sözde börek yaptım diye.
- Yapma lütfen.
- Bu da aynı.
Üstüme doğru eğildi.
- Sana bakışlarını gördüm.....
Biraz daha yaklaştı.
- Kim görse yanlış anlar zaten. Ama onunki farklıydı. Nefretle bakıyordu sana. Belki seni sevdiğim için öyle bakıyordur bilemem orasını zaten beni de ilgilendirmez.
Biraz daha yaklaştı.
- Gece....
- Efen.....
Dudaklarını dudaklarımda hissettim. Başım oturduğumuz yerle buluşurken ellerim başına gitti ve saçlarını okşadım. Bir kolunu başımın yanına sabitledi diğerini belime sardı.
- Pars.
- Güzelim?
Derin bi nefes aldım.
- Aa bak aklıma gelmişken sorayım senin odanda niye çift kişilik yatak var?
- Atma o zehirli oku. Off babam geldiğinde kendisi tek kişilikte uyuyamıyor.
- Anladım.
Başını boynuma yaklaştırdı. Birkaç defa öptükten sonra üstümden kalktı bende doğruldum.
Alpay: Şu arkadaşına bişey söyle yoksa ben delireceğim
Siz: Noldu??
Alpay: Kafama çorba döktü!!
Gülme krizine girerken mesajları okuttum Pars'a.
- Gidelim şunlara bi bakalım.
🌌
- Az bile yapmışım keşke kafanda parçalayaydım!
Tuzlu çekirdekten aldım.
- Lan ben naptın?!
Buket Astsubay Kıdemli Başçavuştu. Timime yeni gelmişti Harp Okulindan tanıyordum.
- Naptım diyor ya! Ben duştayken giren sendin?!
- YOK EBENİN NİKAHI!!
Bi saniye Alpay niye bizdeydi?
- Ya öyle bişey değil. Dosyayı imzalatmak için geldim kapıyı İrem açtı. Gelir şimdi dedim ben seni beklerken o da gitti nereye gitti Allah bilir. Üst üste 2 gün nöbet tuttum uyku sıfır. Yüzümü yıkayayım dedim. Sonuç bu!
Parsla birbirimize baktık.
- Ben işimi yapayım artık.
Onlara döndüm.
- Bana bakın beynimi siktiniz zaten. Geçin içeri. Gelicem ben.
- G....
- Bu bir emirdir!
Onları içeriye kitleyip Pars'ın yanına oturdum.
- Sende alışkanlık yaptın iyice bunu.
- Eğlenceli.
Masum bir şekilde sırıttım.
- Masumca bakma bana.
Yanağımdan öptü önce sonra boynumdan öptü. Beni altına alırken nolduğunu anlamadım önce.
- Alpay ve Buket var.
- Olabilir.
Birkaç defa öptü boynumu.
- Pars kalk üstümden be adam aaa gideyim bizim inatçılara bakayım.
Gülüp kalktı.
- Kaç bakalım sen.
Uyuz bir ifadeyle sırıtıp ayağa kalktım. Kapıyı açtığımda sadece susuyorlardı. Gözlerine bakıyorlardı.
- Ben gideyim siz keyfinize bakın.
- G....
Kapıyı tekrar kitledim. İçeriye girdiğimde boş gözlerle tavana bakıyordu. Sessizce ilerledim.
- Güzelim.
Dudaklarımı birbirine bastırdım. Yavaşça yanına ilerledim ve kucağına oturdum başını kaldırıp bana baktı ardından ellerini belime koydu. Biraz daha yaklaştım.
- Noldu güzelim?
- Susuyorlardı.
Kollarımı boynuna doladım.
- Gece! Açar mısın kapıyı!?
Derin bir nefes alıp kalktım ve kapıyı açtım.
- Geçin içeri.
Asık suratla içeri girdiler.
- Bana bakın timinde kavga gürültü istemiyorum.
- G....
- Lan beni delirtmeyin! Özel hayatınızda ne bok yerseniz yiyin! Ama timimde istemiyorum.
- Gece....
- Sabır.
Diyip tabancamı elime aldım. Şarjördeki mermileri saydıktan sonra Alpay tabancayı aldı.
- Sende dursun bu manyağın napacağı belli olmaz.
Dedi ve Pars'ın yanına koydu.
- Gece yani şey.
- Ney Alpay ağzında geveleme.
- Annen geldi.
Kaşlarım çatıldı ona döndüm.
- Ne?
- Duydun.
Tabancamı aldım ve kapıya yöneldim.
- Nereye?
- Gidelim bakalım derdi neymiş bunlar sana emanet kavga ettikleri an istediğini yapabilirsin.
Dedim ve çıktım. Sandalyeyi kendime çektim ve oturdum.
- Dinliyorum.
Bir adam dikkatimi çekti. Elindeki çanta özellikle.
- Bak kızım. Askerlik sana göre değil vazgeç gel yanıma....
- Askerliğime karışmak kimsenin haddine değil özellikle senin.
Gözlerimi o adamda sabitledim.
- Gec.....
- Haddine değil. Nerdeydin? 5 yaşında yetimhaneye bıraktın beni. Sonra ben neler çektim haberin var mı? Yok. Şimdi karşıma çıkıp haddine olmayan şeyleri sorgulayamazsın.
Elimi tabancamın üstüne koydum ve bekledim. Ardından tabanca çıktı ve sıkmaya başladı.
Devamı diğer bölümde. Ben kaçtım diğer bölümü yazacağım ♥️❤️

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEĞMEN
HumorYeni karakola yeni bir tim gelir ama iki timin komutanları son derece inatçı ve dik kafalıdır ikisi de en yakınını şehit haberiyle sarsılır. Gece yetimhanede büyür çok küçük yaşta hayat onu yere serer. Pars ise babasıyla büyür ama sevgiyi çok az bil...