bu bölümün şarkısı : FOXY-BABA speed up
GECE KARACA
Sabah gözlerimi açtım ve doğruldum.
- Saat kaç lan?
Komidinin üstünde telefonumu aradım. Telefonu elime aldım ve mesajlara girdim.
İremm: İyi misin niye yazmıyon Gece
Siz: Yeni kalktım zalım.
İremm'i Pöh çiçeği olarak değiştirdiniz
Pöh çiçeği: Hee anladımm
Telefonu yanıma koyup gözlerimi ovuşturdum.
- Pars ka.... Pars! Nerdesin?!
- Mutfakta!
Üstümü değiştirip mutfağa girdim.
- Günaydın güzelim.
Yanağından öptüm.
- Günaydın. Napıyorsun?
- Sen seversin menemeni.
- Sevmem mi.
Bende çayı demledim ve tabakları masaya koydum.
- Otur bakalım.
Sandalyeye oturdum ve menemene daldım direk.
- Bu işi biliyorsun.
- Ağzındaki yut öyle konuş.
Yuttum ve gözlerimi gözlerine çevirdim.
- İşi biliyorsun.
Menemene geri döndüm.
- Tabi ustasından öğrendik.
- Kimden?
- Annemden.
Gözlerimi ona diktim.
- Gerçekten mi?
- Evet niye şaşırdın ki?
- Hoşuma gitti.
🌌
Koltuğa kuruldum.
- Eee küçük hanım. Napıyoruz?
- Bilmem.
- Film izleyelim mi?
- Olur.
Filmi açtıktan sonra yanıma oturdu ve beni kendine çekip koltuğa çarpraz uzandık. Başını boynuma gömdü birkaç defa öptükten sonra yanağımda kaldı.
- Pars filmi izlesene ya.
- Benim filmim burda.
- Romantikliğin tuttu.
- Bak işte.
Başını kaldırdı.
- Ne bak işte.
- Gece kaç defa konuştuk bunu bana şöyle bakma güzelim.
- Nasıl bakmayayım?
- Toprağına gömülüyorum.
Önüme döndüm ve başımı göğsüne bastırdım yerime iyice yerleştim.
- Bitanem.
- Hım?
- Akşam ben olmicam Kayra ve İrem olacak yanında.
- Sen nereye gideceksin?
- Maça güzelim ama söz hızlı gelicem.
- Pars bende gelim mi kimle kimin maçı?
- İki timin maçı.
- Komutanları olarak bende geliyorum.
- Zaten geliyorsun seni denedim sadece.
- Ben hazırlanayım.
- Daha erken ama.
- Doğru.
Bakışlarımı televizyona çevirdim.
🌌
Arabaya bindim. Telefonumu elime aldım yine.
Pöh çiçeği: Biz geldik
Siz: Tamamm
- Hadi bakalım küçük hanım.
Yerimize kurulduktan sonra gözlerim Buket'i aradı.
- Buket nerde?
- Bilmem bi arasana.
Başımla onayladım ve Buket'i aradım.
- Efendim?
- Buket sen ağlıyor musun?
- Hayır.
Burnunu çekti sesi ağlıyor gibi.
- Buket iyi misin?
- Ev....
- Beni kandırma Buket.
Sonra tutmadı kendini.
- Buket noldu?
- Bi insan bir insanı babasından vurabilecek kadar mı acımasız olur ya.
Gözlerim Alpay'ı buldu.
- Geliyoruz canım.
Telefonu kapattım gözlerimi Alpay'dan çekmedim.
- Noldu?
- Ağlıyor biz gidelim bi bakalım. Geliyorum.
Alpay'ın yanına ilerledim.
- Alpay biraz konuşalım mı?
- Tamam.
Onlardan uzaklaştık.
- Buketle kavga ettin mi?
- Evet sabah küçük bir tartışma oldu.
- Babasıyla alakalı bişey söyledin mi?
- Gece noluyor niye sorguya çekiyorsun beni?
- Cevap ver bana Alpay dedin mi demedin mi?
- Dedim ama büyük bişey değildi.
- İyi bok yedin. Oğlum o kızı niye zayıf noktasından vuruyorsun? Biz senle tartışsak beni annemden vurucak mısın?
- Sinirle ağzımdan çıkan bir şeydi ama büyük bişey değildi.
- Onun için öyle.
İlerlerken kolumu tuttu.
- Buket'e bişey mi oldu?
- Oldu.
Kolumu kurtardım ve Pars' ın yanına gittim.
- Buket ağlıyor biz ona bakıp geleceğiz.
- Tamam güzelim bişey oldu mu?
- Orda öğreneceğiz artık.
🌌
Geleli 2 saat oldu hâlâ ağlıyor.
- Tamam Buket halledicem ben.
- Gitmek istiyorum Gece burdan defolup gitmek istiyorum.
- Bende aynısını istiyordum ama bak burdayım ve iyiki burdayım Buket.
- İstemiyorum burda kalmak.
- Alpay yüzünden mi?
- Hayır.
Alpay: Buket nasıl
Siz: İyi canım altı üstü gözünden yaş yerine kan gelmeye başladı
Alpay: Geliyorum
Siz: Hayır Alpay gelme kız gitmek istiyor buralardan defolup gitmek istiyor
Alpay: Off
- Hiçbir yere gitmiyorsun Buket sinirle verilen bi karar bu izin vermicem eğer böyle bir şeye kalkışırsan.
- Gece lütfen.
- Üzgünüm ama olmaz.
Başını geriye attı.
Parss: Güzelim napıyorsun
Siz: Buketi teselli etmeye çalışıyoruz
Parss: Almamı ister misin
Siz: Bugün burdayız
Ağlamaya devam etti.
- Bende isterdim. Bende isterdim iyi bir babam olsun beni sevsin. Ama elimde değil ki işte. Yapabileceğim bişey yok ki. Ağladığım geceler bana gelip teselli versin saçımı okşasın. Ama yok işte olmayınca olmuyor.
- Gel buraya.
Kollarımı bedenine doladım. Ağladı bütün gece. Durduramadık onu. Babası yüzünden ağladı babası yüzünden gözünden yaş yerine kan geldi. Haklıydı onun yapabileceği bişey değildi ki bu.
🌌
- Gece Buket iyi değil mi?
- Nasıl olsun Alpay nasıl iyi olsun.
- Ben o anlamda dememiştim ki onu.
- Ne dedin Alpay bak Buket de söylemiyor.
- Boşver.
Dedi ve kapattı. Senin ben tamam sakin.
🌌
- Pars.
- Efendim güzelim?
- Buket'i yalnız bırakmasa mıydım?
- Biraz yalnız kalmalı güzelim. Hem bugün istemede görürsün onu.
- İsteme?
- İs- isteme Eylül siktir.
- Noluyo Pars?
- Eylül'ü istemeye geliyorlar bugün.
- Kim?
- Ekin. Maalesef. Nah alır kardeşimi.
- Pars.
Dedim uyarırcasına.
- Ama Gece...
- Aması yok.
- Of. Tamam ağzını burnunu kırmayacağım onun.
- Pars.
- Hayır olmaz.
- Evet Pars.
- Ben istemiyorum damat falan ya.
- İstiyorsun.
- Hayır.
- Evet.
🌌
Biz mutfağa geçip kahveleri hazırlarken Pars geldi. Dolapları karıştırdı bir süre.
- Ne arıyorsun?
- Kezzap.
- Of Pars geç içeri.
- Evet abi.
- Durun bi.
Tuzluğu kahveye boşalttı.
- Ebeninki Pars yeter.
Elini tuttum ve bıraktı.
___••_____
- Enişte kızı vermeyecek galiba.
Diye fısıldadı Hamza.
- Valla bana da öyle geliyor ama bakalım.
Dedim ve doğruldum.
- Gelelim sebebimize.
- Gelmesek olmaz mı.
- Nası yani?
- Bana göre....
- Sıçtık.
Diye mırıldandım.
- ....... Yani herkesin kardeşi çok değerlidir benim için de öyle. Kılına zarar gelirse yakarım dünyayı. Ama Ekin iyi insan kaç yıllık arkadaşım. Daha da uzatırsam Ekin'i burda boğarım ama verdim gitti.
Titrek bi nefes bıraktım.
🌌
Siz: Lan sen ne zaman gelecen
Pöh çiçeği: Bilmem
Siz: Ben sıkıldım
Pöh çiçeği: Ay dur geldim
İçeri girdi.
- Yuh İrem.
- Gel dedin geldim.
- Neyse ben çok sıkıldım ya.
BUKET KAYA
Gözyaşlarımı silip kapıya doğru ilerledim.
- Üzgünüm ama..... Gelebilir miyim?
Her ne kadar kızgın ve dargın olsam da elimle geçmesini işaret ettim. Koltuğa oturdu bende çayı masaya koydum ve köşeye oturdum.
- Biliyor musun ben babamı hiç tanımadım.
Bakışlarımı yerden çekip ona diktim.
- Terk etmiş annemle beni ben doğmadan önce.
- Madem öyle niye Alpay?
- Anlık oldu. Babam.....
Sustu kısa bir süre.
- Babam karşıma çıktı.
Kaşlarım çatıldı.
- Ne?
- Detaya gerek yok. O an sana patladım. Biliyorum yanlıştı ama tutamadım. Öfkem senden çıktı.
- Her öfkelendiğinde öfkeni benden mi çıkaracaksın?
- Asla.
Bakışlarımı tekrar yere çevirdim.
- Canını yaktığım için nefret ediyorum kendimden.
Bacaklarımı kendime çektim.
- Bilmem. Belki öfkem kırgınlığım sana değil kendimedir. Belki babam benim yüzümden böyle yapmıştır. Eğer bi seçim hakkım olsaydı böyle olmazdı.
- Hangi çocuğun seçim hakkı oldu ki bu konularda.
Gözlerimi ona çevirdiğimde zaten bana bakıyordu.
- Gidicem buralardan....
- İzin vermicem.
- Neden?
- Hiç sır.
- Sırlarından biri yani Asteğmen?
- Öyle Astsubayım.
- Bu sırrını öğrenebilir miyiz?
- Zamanı gelince evet.
Çayımdan bir yudum aldım.
- Biliyor musun aşka inansam net seni severdim.
- İnanmıyor musun?
- Yani karşıma daha öyle biri çıkmadı e bizimde damat kriterlerimiz var.
- Anlat bakalım Buket hanım.
- Şimdi..
Doğruldum.
- Bizim meslekten olsun beni anlasın. Başka fiziksel özellik belirtmeyeceğim. Anlayışlı, cömert,gerektiğinde küfür eden gerektiğinde nazik ve romantik olan sonra iyi kalpli, çocukları seven,hayvansever olsun yeter galiba.
Güldü.
- Bulursan bana da söyle de bir tane daha devrem çıkar.
- Ne gülüyorsun ya belki bulucam?!
- Sakin ol güzelim sakin.
- Olmam işte ya!
- Çatma kaşlarını.
- Alpay.....
- Efendim?
- Göğsünde uyuyabilir miyim?
- Ta-tamam.
Hafifçe yanaştım ve başımı göğsüne yasladım. Kasıldığını hissedince başımı kaldırdım.
- Yat geri.
Başımı göğsüne bastırdı. Anlamıyordum burası neden ev gibiydi? Neden sıcak ve yumuşaktı? Gözlerimi kapattım yavaşça. Ardından uzandı ve parmak uçlarıyla saçlarımla oynadı.
- Alpay.
- Hım?
- Eve benziyorsun nedenini bilmiyorum ama sıcak burası güvenli. Yalan yok dürüstlük var.
Sustu.
_____________
Başımı göğsünden kaldırdım ve ayağa kalktım. Üstünü örttüm ardından mutfağa adımladım. Kahvaltıyı hazırladıktan sonra uyandı.
- Niye uyandırmadın?
- Bilmem uyuyordun.
- Kaldırsaydın keşke yardım ederdim.
- Otursana.
GECE KARACA
1 aydan 2 hafta kalmıştı ve can sıkıntısından Pars'ı ziyarete geldim. Tabancamı alıp atış odasına gittim. Tüm hedefleri vurduktan sonra kulaklığı çıkardım.
- Gece. Niye burdasın güzelim?
Geriye döndüğümde başım göğsüne çarptı.
- Silahlarla özlem mi gideriyorsun?
- Evet of başım.
Başımı kaldırdım.
- Niye burdasın güzelim?
- İşte. Canım sıkıldı bende geldim.
Elimi tutup ilerledi ve odasına geçtik.
- Gelelim asıl derdimize niye geldin can sıkkınlığından değil güzelim benden ne saklıyorsun?
- Ya sevgilimi özlemiş olamaz mıyım? Hem sen niye bu kadar sorguladın?
- Ne haddime.
Dedi ve koltuğa oturdu.
- Ayakta mı bekleyeceksin güzelim?
Yanına oturdum.
- Anlat bakalım Fenerbahçe güzeli.
- Operasyonda naptınız?
- Her zamanki şeyler.
- Pars.
- Efendim?
- Ben raporumu kısaltırdım.
- Neden bitanem?
- Bacağımı rahatlıkla kullanabiliyorum timde çok başı boş kaldı.
- Tamam senin kararın.
Yanağından öptüm ve ayağa kalktım.
- Nereye?
- Dedim ya bizimkiler çok boş kaldı. Hem üniformamı özledim.
🌌
Aynadan kendime baktım.
- Sonunda
Dinlenme odasına geçip Alpay'ın yanına oturdum.
- Siz hayırdır kavga etmiyorsunuz bu aralar.
- Yaralar aynı olunca kavga edesi gelmiyor insanın.
- Anlattı mı?
- Anlattı.
Bakışlarımı tavana çevirdim.
- Nefis operasyonları kaçırdın.
- Deme atma o oku. Off ya!
Güldü.
- Hemde nasıl operasyonlar. Timin başında sen olacaktın varya.
- Alpay! Bana inat mı yapıyorsun?!
- Evet?
Oflayarak kalktım.
- Alpayğ biz de şimdi operasyona çıkalım nolurrr.
- Oh be hiç sormayacaksın zannettim hadi gidelim.
🌌
- Emirsiz çıktık başımız belaya girecek.
- Yaralanmadığımız ya da ölmediğimiz sürece bişey olmaz. Hem emirsiz değil bi bakıma.
- Nası?
- Bizzat İbrahim Albay istedi.
Ağzını kapattım.
- Sessiz ol burdalar.
Sessizce temizledik ve çıktık.
- Özledim be senle operasyonları.
- E tabi kızım.
🌌
Eve geçtim ve kendimi koltuğa attım.
Parss: Güzelim aşağıya insene
Siz: Niye
Parss: Gel hadi ya bir yere gidecez
Siz: Geliyorum
Aşağıya indim ve arabaya bindim.
- Nereye gidiyoruz?
- Annem seni görmek istedi.
- Anlamadım nasıl?
- Bilmem rüyamda öyle dedi.
Diğer bölümde devam ederiz bu arada Alpay'ın ve Buket'in hayatına biraz değindim nasıl olmuş bölüm. Veeee 400'ü geçtik 500 olursak özel bölüm+ normal bölüm yayınlayacağımm sizi seviyorumm ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEĞMEN
HumorYeni karakola yeni bir tim gelir ama iki timin komutanları son derece inatçı ve dik kafalıdır ikisi de en yakınını şehit haberiyle sarsılır. Gece yetimhanede büyür çok küçük yaşta hayat onu yere serer. Pars ise babasıyla büyür ama sevgiyi çok az bil...