- Anne ya!
- Anneye ya denmez.
- Babamla çok takılıyorsun.
- Farkettim.
Yanağından öpüp odama çıktım. Yine iyi yırttım.
- Anca kaç zaten!
- Abi?
Diye yanıma geldi Asel.
- Hı?
- Masal ablayı özledim ben.
Gülümsedim ister istemez.
- Sarıl bakalım abiye.
Sarıldı sıkıca.
- Gelirler birazdan.
- Arda'yı da özledim.
Gözlerim açıldı.
- Arda?
- Arda.
- Arda.
Üzgünüm güzelim ama Arda falan yok olmaz istemem. İçeri giren Masal'a döndüm.
- Özlemiş birileri beni.
Ona gitti koşarak.
- Sattı hemen beni görürsün bundan sonra.
- Yengeme gittim yabancıya değil.
Kitledim kaldım bir süre Masal gibi. Yanarız be Asel yapma. Oturduğum yerden doğruldum koşarak uzaklaştı o ise.
- Yenge mi dedi bana?
- Yenge dedi galiba.
Kaşları havalandı.
- Güzelmiş.
Alt kattan dedemin sesi yükseldi.
- Oğlum gelin hadi!
Yanağımdan öpüp aşağıya indi.
- Noluyor lan?
Mutfağa indim direk.
- Dede.. annem sizi kesecek.
- Evet bence de. Ee napıcaz?
- Büyük olan sensin?
- Oğlum büyük olan benim de annenin yanında pek bi hükmüm kalmıyor cadı.
- Anneme cadı? Anneme?
- Oğlum küçükken fenaydı o. Bi gelirdi askeriyeye en son bizim yüzbaşı şınav çekiyordu?
- Anneme bak ya hiç de anlatmadı.
Mutfağı topladık ve dedemler çıktı bana döndü Masal.
- Gece abla da yani.
Güldüm.
- Anneme bak ya.
- Annene çekmişsin.
- O niyeymiş?
- Sende inatçısın.
Ona döndüm.
- Neyde inat etmişim?
Sırtımı duvara yasladım.
- İnatçısın kabul et.
- Neyde Masal?
- Herşeyde! Diyorum ki yanlış oldu o işlem sen diyorsun ki doğru oldu.
Güldüm.
- Eh birazcık. Bizim inadımız da sana kırılıyor be Masal.
Güldü ve sarıldı sıkıca yine. Kollarımı bedenine sardım bende başımı boynuna gömdüm ve kokusunu içime çektim. Saçlarıma götürdü elini. Boynundan öptüm yanağından öptü.
- Onu biliyoruz bizde.
Geri çekildi.
- Ee Masal hanım devam et ben nasıl biriyim?
- Dik başlı.
- Devam.
- Bazen sinir bozucu.
- Eee.
Dedim gülerek.
- Böyle arada bi sinirlenen.
- Seni görünce yumuşayan.
Güldü yine.
- Sen gülünce gülen.
- Of tamam yeter nerelere getirdin konuyu hadi içeri geçelim.
Kapıya ilerlerken kendime çevirdim ve alnından öpüp içeri geçtim.
- Dede!
- Oğlum.
Yanına kuruldum hemen.
- Dede anılarınızı anlatsanıza.
- Gelin yanıma.
Hepimiz kurulduk yine yanına onu dinledik uzun uzun. Anılarını, zorluklarını, hoşuna giden yerlerini.
- Ben Asel'i uyutucam durun uslu uslu.
- Bizde mi uyusak biraz?
- Fena olmaz.
Boynunu esnetti.
- Arda?
Çoktan uyumuştu.
- Ben alırım onu.
Arda'yı aldım kucağıma ve yukarı çıktık kendi yatağıma yatırdım onu üstünü örttüm.
- Gel hadi sende uyu.
- Yok gerek yok.
- Hadi ama Masal gözlerin gidiyor yavaş yavaş.
- Olabilir?
Bileğinden çekiştirdim.
- Dede Masal nerde uyuyacak?
Dirseğini karnıma geçirdi hafifçe.
- Gerek yok iyiyim ben.
Boş gözlerle baktı dedem.
- Tamam sizi kendi halinize bırakıyorum.
Bahçeye çıktı Masal'a döndüm bende.
- Gel işte uyu.
- Yok dedim ya Allah Allah.
- Hadi dedim Masal.
- Küfür ettirme bana.
Yerinden doğruldu yavaşça.
- Masal hadi dedim.
- Bana ne? İstemiyorum hem.
- Korkuyorsun değil mi?
Başını kaldırdı.
- Gel kabuslarından bile koruyacağım seni.
- Söz mü?
- Söz.
Yanıma yaklaştı ve annemlerin odasına geçtik. Yanıma uzandı yavaşça. Kollarımı ona sardım ve dediğimi yaptım kabuslarından bile korudum onu. Uyandığımda yüzümü okşuyordu.
- Günaydın.
- Günaydın.
Zihnim yavaş yavaş yerine geldi.
- Masal.
- Hım?
Elini çekmedi yanağımdan.
- Biraz daha uyusak olmaz mı böyle?
- Böyle?
- Sen kollarımda olsan yine böyle.
- Uyuyalım.
- Ateş! Masal kalkın hadi!
Oflayarak kalktım ve aşağıya indim.
- Dede?
Çenesiyle Asel'i gösterdi. Bakışlarımı çevirdim o yöne.
- Oha Asel bırak çocuğun kolunu.
- Olmaz abi! Tokamı aldı.
Toka haa.
- Arda tokayı bırakır mısın?
Toka lafının üstünü vurguladım. Tokayı uzattı o da.
- Arda olmaz.
- Sana da olmaz.
Masal girdi içeri.
- Ne olmaz?
Geç geldin güzelim üzgünüm. Sonrası oyunlarla geçti zaten. Annemler geldi sonra yemek yedik falan filan.
- Masal. Bugün burda kalın annenler görevde.
- Peki Gece abla.
Herkes uyuyunca yanına gittim yanına uzandım sarıldım ona. Sarılmamla yüzüme dirsek yemem bir oldu.
- Napıyorsun kızım!
Ağzımı kapattı sıkıca.
- Ödüm koptu lan. Sus bağırma acıdı mı?
Başımla onayladım.
- Öpersen geçer.
Yanağımdan öptü direk ve elini çekti.
- Ne işin var burda?
- Uyku tutmadı yanına geleyim dedim.
- Geleyim de burnumu kırdırttırayım dedin herhalde.
Güldüm ve onu kendime çektim.
- Biraz.
Ellerini omuzlarıma yerleştirdi.
- İyi demişsin.
Yanıma sokuldu biraz daha.
- Ben de uyuyamadım.
- Aklın hâlâ mı onda?
- Napayım Ateş olmuyor unutamıyorum o rüyayı.
Yanağından öptüm.
- Uyu şimdi.
Gözlerini kapattı.Sabah gözlerimi yine yanında açtım. Hep öyle olsa keşke. Yanağından öpüp yanından kalktım ve aşağıya indim. Koltuğa kuruldum ardından Asel geldi yanıma başını göğsüme yasladı.
- Günaydın abi.
- Günaydın güzelim.
Saçlarından öptüm.
- Annemler gitti mi?
- Yok uyuyorlar daha.
Masal geldi yanımıza.
- Günaydın.
- Günaydın.
- Günaydın Masal abla.
- İyi uyudun umarım.
Cevabını zaten biliyordum mala bakar gibi baktı.
- Hıhım.
Geriye yaslandı.
- Oğlum siz ne zaman kalktınız?
- Yeni anne.
- Arda nerde?
Saate baktı Masal.
- Daha uyur o Gece abla.
- Kahvaltıyı hazırlayayım ben biz çıkarız birazdan deden de gelir.
- Tamam.
Başımı geriye yasladığımda Asel'in yanımdan gittiğini hissettim.
- Yorgun musun?
- Çok değil.
- Ama yorgunsun.
- Eh işte.
Yanıma oturdu ve baktı bir süre.
- Noldu?
- Ne?
- Noldu diyorum. Dün gece niye geldin yanıma?
- Özlemiş olamaz mıyım.
Gülümsedi hafifçe ve sırtını arkasındaki küçük yastığa yasladı.
- Bence başka bişey var.
- Ne varmış?
- Onu sen söyleyeceksin.
- Bişey yok. Özledim sadece. Hem uyamıyorsun diye geldim işte yanına.
- Teşekkür ederim.
- Ne için?
- Rahat bi uyku oldu.
Kahvaltıdan sonra dedem geldi. O Asel ve Arda ile uğraşırken yukarı çıktık ve ödevleri hallettik.
- Ateş! Olmaz ama bak öyle ya!
- Neden olmasın aynı şeye çıkıyor ha 4 ile çarpıp sonra 2 ile çarpmışın ha tam tersi ne farkeder?
- Kafam karıştı benim ama ya sonra soru gidiyor.
Güldüm ve baştan anlattım.
- Tamam oldu mu şimdi güzelim?
- Güzelim?
- Güzelim.
Başını eğdi yanakları kızarmaya başlamıştı. Yanağından öptüm.
- Utandın mı sen?
- Of dalga geçme.
Güldüm.
- Dalga geçmiyorum ki güzelim.
Göz ucuyla baktı.
- Bazen seni boğasım geliyor.
- Sevmedin mi güzelimi?
- Sevdim.
Soruya döndü. Arkasına geçtim ve saçlarını okşadım sonra örmeye başladım. Başını kaldırdı duruşunu dikleştirdi.
- Tokanı versene.
Tokayı uzattı. Bitirdiğimde yanağından öpüp geri çekildim. Gülümsedi bu sefer o öptü yanağımdan sonra soruya döndü.
Korkuyordum yalan yoktu ondan ayrılmaktan korkuyordum onu izledim bir süre sonra bende işime döndüm.
Evettt görüşmeyeli nasılsınızz??? TEĞMEN Ailesi 2600'ü geçtikkkkkk sizi seviyorum diğer özel bölümde de söylediğim gibi yazın Ateş ve Masal'a özel ikinci kitap mı olsun yoksa duralım mı onu siz belirleyeceksiniz sizi gerçekten çok seviyorum Ateş için turuncu kalp bırakıyorummm🧡🧡
Kendinize iyi bakın diğer özel bölümde görüşürüz canlarım bi de Pars'a özel mavi kalp bırakayım💙💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEĞMEN
HumorYeni karakola yeni bir tim gelir ama iki timin komutanları son derece inatçı ve dik kafalıdır ikisi de en yakınını şehit haberiyle sarsılır. Gece yetimhanede büyür çok küçük yaşta hayat onu yere serer. Pars ise babasıyla büyür ama sevgiyi çok az bil...