28.

13.2K 932 510
                                    

🌠

"Beni affettin değil mi? Tekrardan fikrini değiştirmezsin, değil mi?"

Uzandığım yerde dönüp Atlas'la göz göze geldim. "Affettim Atlas." dedim televizyondaki diziyi gözardı ederek. "Merak etme, fikrimi değiştirmeyeceğim."

Parmakları saçlarıma doğru uzandı, eskiden olsa bu hareketi karşısında irkilirdim ama artık bana zarar vermeyeceğini biliyordum. Saçlarımı okşamaya başladığında haklı olduğumu anladım. Yavaşça, çocuksu bir merakla saçlarımı dağıtmaya başladı. O hâlâ 15 yaşında, diye hatırlattım kendime. Zaten küçük bir çocuk. Ona daha iyi davranmalıyım.

"Yakını mı görmüyorsun uzağı mı?" Kucağındaki gözlükleri elime alıp inceledim. "Takabilir miyim?"

Atlas daha rahat yerleşebilmek için koltukta kaydı. "Takabilirsin, numarası büyük değil zaten, kitap okurken kullanıyorum sadece."

Gözlükleri takıp yüzümü ona çevirdim. "Nasıl oldu? Yakıştı mı?"

Sırıttı. "Sana yakışmayacak bir şey düşünemiyorum."

Ama sen böyle konuşursan ben seni yerim.

İşaret parmağımı yanağının yakınındaki belli belirsiz çukura bastırdım. "Bak sen...Ne laflar varmış sende öyle."

Elini salladı, parmaklarının arasındaki saçlarım sağa sola uçuştu. "Beni seviyorsun değil mi Mahinev?"

Neden abla demekten vazgeçti? "Seni seviyorum Atlas." dedim belki de yüzüncü defa. Tekrar tekrar, sanki önceden sorduğunu unutuyormuş gibi yineliyordu sorusunu. Ve ben de her seferinde, bıkmadan aynı cevabı veriyordum ona. Değil yüz, bin kere de sorsa cevap verirdim ona çünkü Atlas'ın bunu duymaya ihtiyacı olduğunu görebiliyordum. O hâlâ bir çocuk. 15 yaşında. Ona daha iyi davranmalıyım. Sevgimi hissettirmeliyim.

"Sarılalım mı?" Kollarımı kaldırmaya çalıştım ama saçlarımla oynadığı için düğüm haline geldik. "Çok sarılasım geldi şu an."

Benim 15 yaşındaki veletim, bedenimin çoğunu ezerek üstüme uzandı ve kafasını göğsüme yasladı. Saçlarım her yerdeydi, saçları her yerdeydi ve huzurlu yüz ifadesi, bir nebze de olsa içimi rahatlatmıştı. Kollarımı sırtına koyup birleştirdim, sıkıca sarıldım ki bana inansın, onu sevdiğimi anlasın.

Bir süre televizyondaki diziyi izledik, ikimiz de konuşmadık. Ancak mırıldandığını işittiğimde dikkatim dağıldı. "Okula gitmek istemiyorum." dedi Atlas. "Hep böyle kalsak olmaz mı? Sonsuza kadar?"

"Üniversiteye gitmek istemiyor musun?" Yumuşacık saçlarını okşadım. "Daha lise 1'desin velet, bıkmak için sence de çok erken değil mi?"

MAVERAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin