Madrigal, Sen ya da Hiç
🌠
Kalbimde bir delik varmış gibi hissediyorum.
Sonradan değil de, doğduğumdan beri sahipmişim gibi buna. Ne yapsam da kapatamamışım, orada öylece durmaya devam etmiş. Her boşluk bir gün kapanır, her yara bir gün iyileşir ama bazıları için çaba göstermeniz, emek vermeniz gerekir.
İşte ben de kendi hayatım için çaba göstermeye başladığım yerdeyim.
Tanrım, nolur yardım et.
Taksicinin tuhaf bakışları eşliğinde araçtan indiğimde, ayağımın altındaki ıslak çimlerle baş başa kaldım. Fevri hareketlerim hayatımı çok zorlaştırıyordu, özellikle bir sinirle aldığım kararlar sonucunda başım hep belaya giriyordu. Toprak'a karşı içimde biriktirdiğim inat, Pamir'e olan özlemimle birikince artık alışkanlık haline getirdiğim evden kaçışlarımdan birini gerçekleştirmiştim ama bu sefer bir çift ayakkabı giymeyi akıl edecek kadar kafam yerinde değildi. Çıplak ayaklarım, kırmızı pijamam ve avcumda sımsıkı tuttuğum telefonumla ilerlerken kendimi iğrenç hissediyordum. Pamir'in yaşadığı eve doğru yaklaşırken bu his arttı, midem bulanmaya başladı. Toprak'tan uzaklaşmam gerekiyordu, onunla aynı evde durmaya dayanamamıştım. Ama keşke üzerime daha uygun bir şeyler giyseydim...onun karşısına böyle çıkma fikri beni utandırıyordu ama en baştan düşünecek olursak bunların tüm sorumlusu oydu! Telefonunu açıp bana neler olduğunu anlatacak iki kelime sarf etseydi; tamamen kafayı yemiş biri gibi kapısının önüne dikilmezdim! Tüm suç Pamir'deydi! Beni üzmüş, tedirgin etmiş ve şüpheye düşürmüştü. Şu an bu halimle kapısının önünde durmamın sağlıklı bir davranış olmadığının bilincindeydim ama kime neydi ki? Neredeyse Ecrin'le empati yapacak düzeye gelecektim. Neredeyse. Bazen manyaklaşmak ve bir çılgın gibi davranmak gerekiyordu. Sırf insanlara kolay lokma olmadığınızı ve sonsuza kadar yanlarında kalmayacağınızı hatırlatmak için. Pamir'e varlığımı hatırlatmak için buradayım. Eğer bir sevgilisi olduğunu hatırlaması için kapısını kırmam gerekiyorsa, öyle olsun, bunu seve seve yaparım.
Dış kapının önünde, elim yumruk olmuş vaziyette beklerken derin nefesler aldım. Sonra kapıyı çaldım. İki kere. Üçüncü kez çalmama fırsat kalmadan orta yaşlı, takım elbiseli bir adam kapıyı açtı. Saçları gri, yüz ifadesi sabit ve nedense varlığımdan rahatsız olmuş gibiydi. Beni baştan aşağıya süzmek gibi rahatsız edici bir davranışta bulunmasa da kıyafetlerimin absürtlüğünü fark etmemesi olanaksızdı. Boğazımı temizledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVERA
ChickLitMahinev, yalnızlıkla arkadaş bir kızdı. Doğduğunda yalnızdı, acı çekerken yalnızdı, büyürken yalnızdı. Böyle öleceğini düşünüyordu ta ki bir ailesi olduğunu öğrenene kadar. Aynı şehrin içinde, kendisinden kilometrelerce uzakta; annesi, babası, abile...