Toprak Türel.
Kabuslar, benim hayatımı sikti.
Bir insan uyumaya korkar mıydı? Ben korkuyorum. Belki de korkmak doğru kelime değil. Bilmiyorum. Bildiğim tek şey; gecesine başımı yastığa koyduğum vakit, unutmak istediğim hayaletlerin bana durmadan musallat olması canımdan bezdirdi beni artık. İçiyorum, kaçıyorum, sınırlarda geziniyor, şansımı zorluyorum. Bunların hepsi, belki bir umut rahat nefes alırım diye. Annemi üzüntüden hastanelere düşürecek kadar hız yapıyorum motor kullandığımda. Niye? Çünkü canımla kumar oynamak iyi hissettiriyor. Yani hissettiriyordu. Eskiden. O, bu eve gelmeden önce. Meraklı gözlerle her hareketimi izlemeden önce.
Sen bana öyle bakarken ben şimdi canımla nasıl kumar oynayayım Mahinev?
Ben iğrenç bir adamım. Ama öyle bir bakıyorsun ki bana, acaba diyorum. Acaba bana öyle hayranlıkla bakmana sebep olacak neyim var?
Ayaklarımı yataktan sarkıttım, topuğuma ezilmiş birkaç izmarit yapıştı. Oda bok gibiydi, temizlemem lazımdı ama üşeniyordum. Cehennem gibi uykum vardı, ne sikime kalktığımı da bilmediğim için sinirlerim gevşedi. El yordamıyla paketimi ararken yatağın üzerindeki birkaç parça eşya yere düştü. Paketi de bulamadım, hepten kudurup ayaklandım. Perdeleri çekip dışarıya baktım, daha gün aydınlanmamıştı. Bu saatte sikseler uyanmazdım, bu yüzden kulak kesilip bekledim. Birkaç saniye geçti, sonra odamın önünden yükselen adım seslerini işittim.
"Şimdi siktim belanı Egemen..." Masanın üzerinde duran içecek şişelerinden birini boynundan kavradım. Egemen'i defalarca uyarmıştım; uykum hafif, odanın önünde dolaşma demiştim ona. Bu sefer dayağı yiyecekti benden. Öyle muazzam bir dayak olacaktı ki sittin sene acısını unutamayacaktı. Bu sayede ben de biraz rahatlardım, adam dövmeyeli uzun zaman oluyordu.
"Ah ulan Egemen..." Kapı kulpunu yavaşça tuttum. "Hep eceline susardın küçükken de böyle." Kapıyı hızlıca açıp karanlığa doğru ilerledim. Harbiden de biri vardı odamın önünde, tek farkla, Egemen'in cüssesinde değildi. Beynim bunu iki saniye daha geç fark etti. Bu sırada sol elimle belirsiz şeklin başını yakalamış, içecek şişesini boğazına dayamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVERA
ChickLitMahinev, yalnızlıkla arkadaş bir kızdı. Doğduğunda yalnızdı, acı çekerken yalnızdı, büyürken yalnızdı. Böyle öleceğini düşünüyordu ta ki bir ailesi olduğunu öğrenene kadar. Aynı şehrin içinde, kendisinden kilometrelerce uzakta; annesi, babası, abile...