3. Bölüm

528 58 66
                                    


Wooho yorgunlukla Sang'ın üstünden çekilip yanına yatarken nefesini düzene sokmaya çalışarak sırtı ona dönecek şekilde uzanmıştı.

Hiçbir şekilde kafasını bir türlü rahat bırakmayan düşünceleri yüzünden kafayı yiycek gibiydi. Sabah Wooyoung'la çok büyük bir kavga ettikleri için çok mutsuzdu, Sang'ın yanına gelir gelmez de birlikte olmuşlardı.

"Sarı saç çok yakışmış." Sang koluna uzanmış olan Wooho'yu iyice sararken sarı saçlarına kafasını gömerek öpücük bırakmıştı ama ondan bir tepki gelmediğini fark edince endişeyle geriye çekildi. "Ne düşünüyorsun öyle?"

Sang, o eve geldiğinde hiçbir şey sormadan sadece kendisini iyi hissettirmek için çabalamıştı ama onu böyle gördükçe üzülüyordu artık.

"Wooyoung'u," İç çekmişti sarı saçlı çocuk, bedenini Sang'la yüz yüze gelecek şekilde döndürüp ona bakmıştı. "Beni düşünmekten kendi hayatını yaşayamadığını hissediyorum."

"Bir şey mi oldu?"

"Biriyle görüşüyordu, benim yüzümden bozulmuş. O öyle demedi tabii ki ama sözlerinden belliydi."

"Bu senin suçun değil, o öyle olmak istiyordur belki." demişti Sang ama bu çabası işe yaramadı tekrardan onu düşünceli görünce aklını dağıtmak için çenesini kavrayarak göz göze gelecek şekilde kendisine baktırdı. "Fazla güzelsin."

Wooho onun beklediği gibi bir tepki verip göz devirerek gülmüştü. "Sang."

"Sonunda güldüğünü görebildim." diyerek derin bir iç çekmişti Sang.

Sang da Wooho gibiydi, ikisi de biriyle yakınlaşınca aldıkları darbeler yüzünden çok umursamadıklarını gösterir gibi yapsalar da en çok yara alan onlar oluyordu bu yüzden bir gün birbirleriyle tek kaldıkları bir ortamda duygularını paylaşırlarken her şey orda gerçekleşmişti.

Wooho iki kolunu da ona sarıp iyice kendisine çekerek öpmüştü.

Sang geriye çekilerek ona şefkatle bakmıştı. "Bu kadar kafana takmanı istemiyorum sadece anı yaşayalım lütfen."

"Haklısın."

***

Güzel Sanatlar öğrencilerinden gönüllü olanları bugün okullarının yanına yakın olan anaokulundaki duvar boyamaları için okuldan çıkarmışlardı. Bunun için onlara ekstra not ekleneceği için San tabii ki bu durumu asla kaçırmazdı, ona asıl ilginç gelen Wooyoung'un da orda olmasıydı. Onun da kendisi gibi notlarla kafayı bozduğunu düşünmemişti.

Okula gelindiğinden beri bakışları öğretmenin anlattıklarının yanı sıra ara ara Wooyoung'a kayıyordu.

Wooyoung iş yapacağı için saçlarının yarısını toplamıştı, önden birkaç tutamı bırakmıştı ve bol üstüyle içinde kayboluyormuş gibi durduğu için San'ın bu görüntünün tatlılığı karşısında dudakları yukarıya kıvrılmıştı.

"Planı anladığınıza göre her şey tamamdır. İstediğinizden başlayabilirsiniz, alt sınıflar son sınıflara yardım etsin ve lütfen boyaları taşırmayın."

Wooyoung'un bakışları deminden beri kaçmaya çalıştığı San'la buluştuğu an gerildi çünkü San bir an olsun gözünü ayırmadan ona baktığı için kendisine bakıldığına fark etmemişti bile.

twins |woosan|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin