"Nereye?"San yukarıya doğru yürüyen adamın kolundan hafifçe tutup durdurarak kendisine doğru döndürmüştü. Wooyoung ona doğru dönerken önce arkasındaki arabaya baktı sonra da ona baktı ama ne olduğunu anlamadı.
"Bir şey mi unuttuk?"
"Unuttun." diye düzeltti ve ona doğru uzandı.
Sang'la Wooho çoktan yukarıya eşyaları almaya çıktığı için tek kalma fırsatını kullanmak istemişti San.
Wooyoung telaşla geriye doğru adımladı. "San bıraksana biri görecek." demişti hızlıca. Apartman girişine doğru yaklaşmışlardı ve her an biri görebilirdi. Ellerini kalkan olarak kullanıyormuş gibi ortalarında tutuyordu ancak onun sarışıyla kollarında kaybolmuştu.
"Uzun süre göremeyeceğim seni, özlerim." San düğün telaşları yüzünden bu düşünceye kendisini o kadar odaklaştı ki onun telaşını bile göremiyordu.
Girişteki duvara iyice yaslanmışlardı eve girmeden önce sıkıca sarılıp boynundan öpmeye çalışırken Wooyoung onun ilerlemeye başladığını anladığı gibi daha da telaş olup onu itmeye çalıştı.
"Ben de ama." dese de San'ın yalvaran bakışlarına bir şey diyemeyecek gibiydi hatta diyemedi. Başını yana çevirirken San kafasını oraya gömmüştü Wooyoung hu hareketle gıdıklanınca iyice büzüşüp elini onun omzuna bastırdı. "San."
"San."
Wooyoung'un sesi durdurmamıştı belki ama babasının sesi onu olduğu yerde durmasını sağlamıştı. Wooyoung elini iyice onun omzuna bastırarak geriye çekilmesini sağlarken San bakışlarını dış kapının önünde durmuş babasına yönlendirdiğinde adamın gördüğü şey yüzünden aklının bulandığını fark etmişti. Geriye doğru bir adım atıp bakışlarını babasından çekemedi, Wooyoung'a bakmasına dahi gerek olmadığını biliyordu çünkü şimdiden telaşlanmaya başladığını biliyordu.
"Yukarı gelin hadi." diyip apartmanın içine geriye dönmüştü babası.
Babasının arkasından öylece bakıyordu San. Wooyoung'un kendisine kızacağını mı düşünmeliydi yoksa tam tersi babasının bunu yapacağını mı kafası karışmıştı. Kendisinden çok karşısındakinin hislerini düşünüyordu. Suçlulukla Wooyoung'a geri döndü. Gözlerini onun üstünde gezdirirken bile özür diliyordu.
Elleriyle yüzünü sıvazlayıp saçlarını geriye atan Wooyoung ona oflayarak baktı. "Gittikçe herkes öğrenmeye başlıyor."
San hiçbir şey demedi. Eşyalarını eline aldı ve "Yukarı çıkalım." diyerek apartmana yöneldi.
"San baban gördü."
"Biliyorum."
"Ne yapacağız? Bir şey olacak. Bu öğrenen üçüncü kişi. Ne yapmam lazım?"
"Wooyoung eve gidelim." San bastırarak söyleyince Wooyoung'u yerinde duraksatıp ne yaptığının anca farkına vardırmıştı. Telaşlı çocuk onu onaylayıp peşinden içeriye doğru yöneldi.
Eve girdikten sonra Wooyoung'la Wooho'yu evlerine San bırakacaktı ama babası hemen onları bırakmadığı için gidememiş, bir odada beklemek zorunda kalmışlardı. San babasıyla bir odada konuşurken Sang'da bir kenarda duruyordu. Dakikalarca bu konuşma bitmek bilmedi. San başını eğdi. Sang araya girmek istedi babaları izin vermiyordu bir türlü. İçeridekilerin ne kadar meraklandığını bildiği için en sonunda Sang kalkıp içeriye geçmişti.
Kapıyı açtığı gibi iki kişinin ne kadar gerildiğini fark edebiliyordu.
Wooho onu görünce oturduğu yerden kalktı. "Ne oldu? Neden tek geldin?" İkizine döndü telaşla. "Onun hakkında bir şey dedi mi?"