Wooyoung gözlerini aralarken aklına gelen farkındalıkla üstündeki yorganı kafasının üstüne kadar çekmişti. Dün akşam San onu öptüğü için yine çok fazla onu düşünüp rüya görmüştü ama bu kez öptüğünü görmemişti, en azından o kadar masum değildi.Rüyasında kendisini dışardan bir göz gibi izliyordu, arkadan San gelip büyük cüssesiyle onun bedenini tamamen kaplarken belini sararak sırtını kendi göğsüne yapıştırıp eğilmiş, çıplak omzuna öpücük kondurmuştu. Gerisini hatırlamıyordu, bulanıktı ama ne olduğunu az çok anlayabiliyordu.
San onu almaya gelmeden önce üstündekini hemen atıp hızla banyoya gitmek zorunda kalmıştı. Bu rüyalarının bir sonu gelmezse nasıl başa çıkacağını bilmiyordu, her şekilde ona itiliyordu sanki.
Sıcak su yaralarına gelmesin diye yüzünü geriye doğru çekmeye çalışmış, tenine değen her sıcaklıkla daha da yanmaya başlamıştı. Soğuk suyu açıp çıkmaya başlayan ateşini dindirmeye çalışırsa da hasta olacaktı. Bu şekilde kendisiyle ilgilenmeye çalışırken vücudunun da aklı kadar San'la dolduğu kesinleşmiş oldu.
İşi bittiğinde banyodan çıkarken gelen soğuk havayla balkon kapısının açık olduğunu fark edip kapatmak için oraya yönelmişti ama balkonda elinde sigarasıyla duran Wooho'yu görünce duraksadı.
"Ne zamandır sigara içiyorsun?" demişti. Her ne kadar doğru düzgün konuşmasa da, kırgın olsa da sorma gereği duymuştu.
Wooho onun sesini duyunca yüzünde hiçbir ifade değişmeden tekrardan önüne döndü. "Bir süredir."
Wooyoung hiçbir şey söylemedi. Henüz kurumamış vücudu üşüdüğü için kendi odasına yönelip üstünü giyinmeye başladı.
Gördüğü rüya ve banyoda yaşadığı şeyi aklından çıkaramıyordu bir türlü. Kahvaltısını hazırlarken, yerken, kitaplarını çantasına atarken bile sürekli kafasında San'la ilgili şeyler dönmeye başlamıştı. Üstelik yarım kalmış, dün akşam çizimini bitiremediği resim de gözünün önünde durunca gözü yatağına kaydı. Dün akşam öpmüştü ve Wooyoung bunu düşünerek rüyasına o şekilde yansıtarak etkilenmişti.
Derin bir iç çekti.
Bir öpücükle bu hale geldiyse devamını şimdiden düşünmese iyi olacaktı.
Telefonuna gelen San'ın mesajıyla kendisine anca gelirken aşağıda olduğu için daha fazla oyalanmayıp hızlı hareketlerle evden çıkmıştı. Wooho onu çıkarken gördüğü için bir şey demedi. Wooyoung'da onun bugün dersi olmadığını bildiği için yoluna devam etti.
Apartman kapısını açıp yanda duvara yaslanmış onu bekleyen San'la yüz yüze gelince nasıl bir yaklaşımda olması gerektiğini bilemediği için değişik bir halde duruyordu. Öne atılmaya çalışmalı mıydı geri mi durmalıydı emin olamayıp en sonunda yanına geçip yürümek için bir hale yaptı.
San onun tavırlarının değiştiğini fark edince güldü. "Ne yapıyorsun şu an?"
"Ne gibi?" Wooyoung hâlâ köşede dururken yürümesini bekliyordu ama San hiç oralı değildi, duvara yaslanmış onun halini izlemeye devam ediyordu.
"Gel." San kolunu ona doğru uzattı.
Wooyoung önce etrafına baktı, ne olacağını anlamasa da sarılacak herhalde diye düşünerek öne çıktı. San onu sardığı gibi kendisine çekerken öpeceğini düşünüp eli ayağına dolaşacaktı ki yüzünü tutup yaralarını incelemeye başlamıştı.