Eve giriş yaparken bir yandan da San'ın üstündeki montu çıkarıp üstünden fırlatır gibi atarken elini ensesine koyarak kendisine yaslayıp dudaklarını buluşturarak kendisine doğru çekiştirirken San bu hamleyi beklediği için gülerek ona karşılık vermişti."Ders çalıştır dedin." demişti almaya çalıştığı nefeslerinin arasında sonra tekrardan ensesine aldığı baskıyla dudaklarını buluşturmuştu.
Wooyoung tekrardan nefes almak için geriye çekilirken bir yandan da San'ın kazağından çekiştirip üstüne doğru çekerek kendi odasına doğru yönlendiriyordu. "Çalıştırıyorsun işte."
San'ın dudakları yukarıya kıvrıldı. "Seni öperek mi?"
"Evet." Wooyoung tekrardan onu öptü, geriye itleyerek kendiden uzaklaştırırken çıkan sesle gülümsedi. "Bu da..." Tekrardan öpmeye başladı ve tekrardan uzaklaştı. "...bir..." Tekrardan öpüp uzaklaştı. "...motive sonuçta."
Tekrardan öpüp uzaklaşırken San onu sıkıca sarmaya çalışırken Wooyoung ellerini onun göğsüne koyarak kendisinden uzaklaştırarak San soluklandı, ne yapmaya çalıştığına dikkatlice baktı. Wooyoung kendi boynundaki kolyeyi çıkartıp onun boynundan geçirerek kazağının üstüne bıraktığında San bir cevap bekledi ve diğeri omuz silkti.
"Neden kolyemi geri taktın?"
"Böylesi daha iyi." Wooyoung sırıtıp parmaklarını kolyeye doladığı gibi kendisine çekerek tekrardan dudaklarını buluştururken günler önce yaptığı gibi kendisine doğru çekmeye devam ediyordu.
San canı acıdığı için inleyerek geriye çekildi. "Boynumda iz bırakmak hoşuna gidiyor yani?"
"Olabilir." Wooyoung gülerken bu kez daha hafif çekmeye devam edip acıyan yeri öptü.
***
Sang konuşmak için Wooho'yu eve çağırmayı başarabilmişti ve sakin yaklaşımı diğerini etkileyebildiği gibi barışmaya olan yakınlığını da devam ettirmişti hatta bir süre sonra durum yalvarmaya kadar gitmişti. Wooho'nun bu durumda hiçbir şey yapmasına gerek kalmamıştı Sang sadece her şeyin açıklamasını yaparak ondan özür dilemeye başlamıştı.
Zorlamadan, baskı yapmadan aynı San'ın dediği gibi ilerlediğinde Wooho'nun daha da yumuşadığını gördükçe kendisi de bu yolda devam etmişti.
"Aptalım ben." Sang tekrardan devam ettikçe Wooho yatakta uzanmış karşıya bakmaya devam ediyordu. Sang tuttuğu eli okşamaya devam ediyordu.
"Evet." Wooho onu onayladı.
"Beynimi yıkadılar sanki, anlamadım ben hiçbir şeyi. Senden nasıl uzak kalabildim ki?" Sang resmen kendi kendine konuşuyor gibiydi.
"Evet."
"Ne dersen de haklısın. Sen de söv bana ses çıkarmam."
Wooho başını ona çevirip gözlerinin içine baktı. "Sang ben senin iyiliğin için konuştum sense onları dinledin. Ne zaman senin için konuşsam hep kötü adamı ben olarak gösterdiler, sen ne yaptın? Hiçbir şey."
"Haklıydın." Sang onun elini yukarı kaldırıp kendi yüzünü üstüne yaslayıp ona bakmaya başladı. Wooho'nun onun bu haline dayanamayacağından emindi.
Wooho başını yana eğip yutkundu. "O zaman neden beni kendinden uzaklaştırdın?"
"Uzaklaştırmak istemedim. Tartışma ortasında konu ayrılmaya gelince öyle oldu. Gerçekten senden ayrılmak istemedim ben."