Birlikte uyudukları günden beri San'ın hareketleri değişmeye başlamıştı. Wooyoung'u ne zaman evinden alıp okula götürüp tekrardan eve getirse bu süreçte göz teması kurmaktan kaçınıyordu ve bu durum Wooyoung'un nasıl davranması gerektiği konusunda kafasını karıştırmıştı.Yol boyunca rahatsız olmaya başladı, başka işleri var benimle daha fazla uğraşmasın diye düşünmeye başlıyordu. Kendini bir yerde yük gibi görmeye başlamıştı. Zaten bir yere kadar bu böyle gidecekti sonrasında yine tek başına gidip gelmeliydi.
Okulun bahçesinden geçip içeriye girdiklerinde Wooyoung gitmek üzere olan büyüğüne baktığında San onunla anca göz göze gelebilmişti.
"Artık beni getirip götürmene gerek yok zaten o da gelmiyor." demişti Wooyoung ve onun konuşmasına izin vermeden devam etmişti. "Ben derse gideyim."
San kabul etmedi. "Birden bunu bırakamam aklımızın sende olduğunu biliyorsun ayrıca içim hiç-"
Wooyoung tekrardan arkasına dönüp ikna etmeye çalıştı. "Sorun değil gerçekten." demişti ama cümlesi ima doluydu. Sorun yok derken bile sorunun olduğunu San havada kapardı.
O dersine giderken San arkasından sessizce bakmaya başladı. Garip davrandığı fark edilmişti tabii ki, o da bunu bekliyordu. O akşam neler yaptığını hatırlıyordu onu çizdiğini de hatırlıyordu ama ne söylediğini bilmiyordu.
Wooyoung'la yan yana uyumuş olmaları ve onun izniyle dokunmuş olması bir günde peş peşe yaşandığı için ne yapması gerektiği konusundaki tüm cevapları birden önüne yığmıştı.
Ertesi günlerde çocukların ağzını aramaya başlasa da doğru düzgün cevap alamamıştı, onlar kendisinden daha sarhoş olduğu için ve odada sadece Wooyoung'la kaldığı için zaten bilmeleri imkansızdı.
San dinlemedi, kendi dersinin çıkışında Wooyoung'a yetişebilmişti. Kapıda sigarasını içtikten sonra onun geldiğini görmesiyle ayaklı küllüğe bastırıp sigarayı söndürerek birkaç adımla yanında bitmişti. Aklı sürekli ondaydı zaten özellikle tehlikedeyken birden arkasını dönüp gitmeyecekti.
Wooyoung onu görünce kaşını kaldırdı. Gerçekten kendisinden uzak kalmak istediği için bıktığından böyle davrandığını düşünüyordu. "Hyung ben giderim demiştim."
"Biliyorum."
San başka bir şey demedi, Wooyoung da konuşmaya devam etmedi ve evin yolunu tuttular. Kaldırımda yürürlerken insanların sesleri, arabaların sesleri ve adım sesleri birbirine dolanırken Wooyoung göz ucuyla ona baktı, yine dümdüz bir şekilde karşıya bakıp yürüyordu.
"Ne oluyor?" dedi birden. San'ın verdiği tepkiyle bakışları, davranışları çok farklıydı. Eskisi gibi olmamasına sinir olmuştu çünkü kendi davranışlarını da kontrol edemiyordu.
San yandan ona bakarak "Ne gibi?" diyip önüne dönmüşken üstüne doğru yürüyen birine yol vermek için Wooyoung'un önüne geçerken kolunu da arkaya uzatmıştı, ona zarar vereceklermiş gibi de sanki bir yandan diğerini de koruyormuş gibiydi.
Tekrardan eski pozisyonlarına geldiklerinde Wooyoung eski yerine geçti. Kendisine itiraf edecekti ki onun böyle davranmasını seviyordu.
"İyi misin?" San sormuştu.
Az önce hiçbir şey olmadığı halde mi soruyordu yoksa gerçekten geçen günlerde doğru düzgün ilgilenmediği için miydi, Wooyoung kafasında bunları düşünmeye başlarken "Evet." diyerek geçiştirdi.
Yol boyunca sessizlikleri devam etti. Wooyoung her zamanki gibi teşekkür ederek apartmanın içine girdi, San'da iyi olduğundan emin olduğunda yoluna devam etmişti.