San aldığı içeceğiyle bahçede oturmuş arkadaşlarının yanına gidip masaya içeceğini koyarak oraya kuruldu. Mingi'nin bakışlarındaki ağırlığı üstünde hissedince de içeceğinden bir yudum alıp tek kaşını sorun ne dercesine kaldırdı."Lan San, geçen gün kulübün önünde seni şu yanına gittiğin çocukla birlikte görmüşler." dedi Mingi birden. Sabahtan beri bunu söylemek için beklerken masadaki diğer arkadaşlarını da şaşırtmıştı.
"Ee?" dedi San tavrını bozmadan. O gece etrafına bakmadan direkt olarak içeri girmişlerdi telaştan o an görülebileceklerini de düşünmemişlerdi zaten onu düşünecek durumda da değillerdi.
Mingi biraz daha öne eğilerek dikkatini çekmek ister gibi gözlerini ona dikti. "El ele."
"Sevgili misiniz?" Seonghwa sorunca diğerleri de merakla San'ın yüzüne bakmaya başladı.
Hongjoong meraklı bakışlarını arkadaşının üstünde gezdirdi. "Sevgili mi yaptın cidden? Niye bizim haberimiz yok?"
"Öyle bir şey değil," San oturduğu yerde gerilip kollarını masadan çekerek geriledi. "İçeriye girmek için mecbur kaldık aslında. O konu biraz karışık."
"Yeme bizi kesin bir şey olmuştur."
Arkadaşları diretmeye başladığında San hiçbir şey söylemeden onları umursamayarak önüne dönmüştü. Uzun zamandır yanında yabancı birini görmemişlerdi bunu da garipsedikleri için bir kere onların diline düştü mü kurtulması zorlaşacaktı artık. Bunu bildiği için de uzatmamayı seçmişti.
Diğerlerinin aralarında geçen sessiz bakışmadan sonra Mingi tekrardan San'a döndü. "Bak onu görürsem gider kendim sorarım o yüzden kendin söyle."
San gözlerini devirip ofladı. "Boş boş konuşup çocuğu da rahatsız etmeyin."
"Korumacı tavırları başlamış bile bunlar kesin olur ben söyleyeyim." dedi Mingi gülerken bir yandan da yanındakilerini de gazlıyordu sanki. Onlar da alttan alttan gülmeye başladı.
San ona ters bir bakış attı. "Mingi."
Bahçede oturan arkadaş grubu aralarında konuşurken Wooyoung da o sırada okuldan çıktığında gözlerini bahçede gezdirdi, birini arıyor gibi gözüküyordu. Elindeki telefona baktı önce, birini arıyıp aramamakta kararsız gözüküyordu sonra tekrardan başını kaldırıp gözlerini kısarak bir yere baktı.
Mingi'nin bakışları okuldan çıkan kişiye dönünce sırıttı. Göz göze gelmişlerdi hatta. "Tam zamanında."
San kimden bahsettiğini anlamak için başını arkadaşının arkada odaklandığı yere çevirdiğinde Wooyoung'la göz göze gelmişti ve çocuk tam olarak kendisine doğru yürüyordu. Oturuşunu düzeltip onu beklerken acaba ne oldu diye düşünmeden edemedi.
Wooyoung bahçede oturup kendisini izleyen arkadaş grubuna yaklaşıp kafasıyla selam verdikten sonra San'a döndü. "Hyung biraz konuşabilir miyiz?"
San göz ucuyla arkadaşlarına baktıktan sonra tekrardan ona dönüp "Olur." demişti. Ne diyeceğini düşündüğünde tekrardan ikizleriyle ilgili bir durum olabileceğini anladı. Ayağa kalkarak gitmek için hazırlandı.
"Bir dakika," Mingi ikiliyi durdurunca ikisi de ona dönmüştü. Wooyoung'a bakıp konuştu. "Adın neydi senin?"
Önce San'a sonra da arkadaşına dönerek "Wooyoung." demişti çekinen çocuk.
"Wooyoung, bizim bölümün alt sınıfındakilerle tanışmak adına oturup yemek yiyelim diyoruz arkadaşlarınla birlikte bize katılırsan memnun oluruz." Mingi anında kafasında kurduğu planı söylediğinde arkadaşları da ona dönmüştü.