54. Bölüm

266 40 75
                                    


San tekrardan Wooyoung'un ders çıkışına yetişebildiği için bahçeye doğru ilerlemiş ve oturan Mingi'yi görmüştü ama ondan önce arkadaşına selam vermemesini sağlayan bir şey olmuştu, Wooyoung ve arkadaşları arkadan gelirken Yeonjun da yanlarındaydı San'ın yürüyüşü oraya doğru dönerken Mingi kendisine gelmeyen, yönünü değiştiren arkadaşına odaklandı.

Wooyoung'a doğru attığı her adımda vücudunu baştan aşağı kaplamaya başlayan o garip hisle yüzleşmeye çalışıyordu. Onun yanında görmeye ne yazık ki alıştığı bu kişiyi bir an önce yanından yollaması gerekiyordu. Sonuçta geçmişte her ne kadar takılsalar da San'ın bu düşünceyi aklından atamaması yüzünden Yeonjun'un zihninde de hâlâ Wooyoung'a karşı bir şeyler hissettiğini düşünüyordu.

Wooyoung kendisine gelen adamı görünce gülümsemişti hemen. San ifadesini bozmadan Yeonjun'a attığı sinirli bakışlarını az da olsa yumuşatmayı başarırken Wooyoung'un tam önüne doğru gelerek gözlerini tek bir noktaya odaklamıştı.

"Yeni mi gel-"

San onun iki yanağını kavrayarak dudaklarını ona bastırırken çocuğun cümlesi yarım kalmış, arkadaşlarını ve en önemlisi Yeonjun'u şaşırtarak yaptığı bu hareketinden sonra geri çekilmemiş, dudaklarını oynatmaya başlatmıştı. Şu an tek düşündüğü oydu ve aynen onun istediği gibi başkalarını düşünmeden yapmıştı.

Wooyoung herkesin içinde bunu yaptığı için başta şaşırsa da ellerini onun bileklerine çıkarırken San geriye çekilip Yeonjun'a çaktırmadan bakmıştı, kimse beklemediği gibi onun da bunu beklemediği yüzünden okunuyordu. San memnuniyetle gülümsedi. Wooyoung'un kendisiyle olduğunu bile bile, şansını denemeye çalışan biriydi onun için ve bu durumdan hiç memnun değildi.

"Yeni geldim evet." dedi gözlerini ondan çekmeden. Gözlerindeki mutluluğu görmüştü şimdiden. Yeni uzamış saçlarını gözünün önünden çekerken bir yandan da yanında duran adamı kovmamak için zor duruyordu.

Kıskançlığı tüm bedenine yayılmaya başlarken inatla Wooyoung'dan ilgisini çekmeyerek sakinleşmeye çalışıp yanındaki kişiye daha gitmek için ne bekliyorsun dememek için kendisini tuttu.

Yunho, Yeosang ve Jongho birbirleriyle bakıştıktan sonra Yunho hemen oradan ayrılmak için adımladı. "Mingi bekliyor gidiyorum ben." diyip yürümeye başlayınca diğer iki arkadaşı da hızlıca onun peşine takılmıştı.

"Geliyoruz." dedi Wooyoung onlara bakarken, bakışları tekrardan yanaklarını avuçlarının içinde tutan adama dönünce kendisinden ilgisini çekmeyerek gözlerinin içine baktığını fark edince utandı.

"Şimdi geliyoruz hatta." diyerek San onun elini tuttuğu gibi yanındaki çocuğa bakmadan arkasına doğru dönüp yürümeye başladı. Ne diye yanlarında durmaya devam ediyordu ki?

Mingi arkadaşını görür görmez ayağa kalkıp avucunu açarak ona uzattı. "Wooyoung'un korumalığını yaptığım için çalışma ücretimi alayım."

Wooyoung önce elini tutan adama daha sonra Mingi'ye bakıp dudak büzdü. Her şeyi biliyordu ama bilmemezlikten gelir gibi konuştu. "Bu yüzden mi etrafımdaydın? Kırıldım."

"Mingi? Böyle bir şey mi vardı?" dedi Yunho cevap vermesini beklemeden.

"Şakasına takılıyorum niye bu kadar ciddiye aldınız ki şimdi?" Ona uzattığı elini geriye çekip belinin iki yanına ellerini yerleştirerek iç çekti. "Paramdan da oldum."

San onun susmayacağını çok iyi biliyordu bu yüzden elini Wooyoung'unkinden ayırıp cüzdanını çıkararak içinden eline gelen nakit parayı çıkarıp masaya koyarak Mingi'ye gözleriyle işaret etti. "Al."

twins |woosan|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin