Saat gece yarısını geçmişti. Wooyoung kardeşini o kadar merak etmişti ki artık evin içini turlamaya başlamıştı.Sang'la takıldıktan sonra eve gelecekti, birlikte akşam yemeği yiyeceklerdi ama geç kalacağını anlayınca yemeği hazırlayıp onu beklemişti ve saatlerce ikizi gelmemişti. Telefonunu arıyordu onu da açmıyordu.
Wooho'nun arkadaşlarını, takıldığını kişileri pek bilmiyordu daha doğrusu Wooyoung'un hoşuna gitmeyeceği tarzda insanlar oldukları için Wooho arkadaşlarından bahsetmemişti, zamanında hayatına aldığı insanları söylemediği gibi.
Artık yapacak bir şeyi kalmamıştı Wooyoung'un, gözlerini cevap gelir diye diktiği telefonundan ayırmadan daha fazla dayanamayıp tek hamleyeyle eline alarak San'ı arayıp kulağına tutmuştu telefonunu bir yandan da odanın içini turlamaya başlamıştı.
Birkaç çalıştan sonra karşı taraf telefonu açtı.
"Hyung müsait misin?" demişti Wooyoung birden telaşlı bir ses tonuyla. Gecenin köründe neden arıyorsun diye kızmazdı umarım diye de içinden geçiriyordu.
"Müsaitim de bu ses ne Wooyoung ne oldu?" San onun ses tonundaki telaşı anlayıp aynı onun gibi telaşa kapılırken kardeşiyle ilgili bir şey olduğunu fark etmişti bile. San'ın sesi de uykulu çıkıyordu büyük ihtimalle uykusundan uyandırmıştı.
"Ben Wooho'ya ulaşamıyorum. Sang'la birlikte sizin evde mi?"
San hemen odasından çıkıp ışıkları yakarak kardeşinin odasına, mutfağa, banyoya baktı. "Ben evde tekim, Sang da evde değil."
"Nerde olabilir?" Çaresiz bir şekilde sormuştu Wooyoung cevabı bildiğinden değildi, kendi kendine konuşmaktansa onunla konuşmayı tercih etmişti.
Arayacak kimsesi yoktu, gidecek kontrol edecek bir mekan da bilmiyordu. Wooho onu her zaman atlatıp detay vermediği için bir kez daha içinden kızmıştı.
"Birlikte olduklarına eminsin değil mi?" demişti San, kardeşinin genelde çocuklarla takıldığını biliyordu ama Wooho ile birlikte onlarla takılıyor olma düşüncesi de aklının bir köşesine yerleşmişti.
"Evet, eminim." dedi aceleyle San'a. "Onunla buluştuktan sonra akşam yemeğini birlikte yiyecektik ama bu saate kadar bir türlü eve gelmedi."
"Bildiğim birkaç yer var sanırım." dedi San aklına gelen mekanları düşünürken. Hepsi de Sang'ın takıldığı mekanlardı ve büyük ihtimalle o da evde olmadığına göre onlardan birindeydi.
"Neresi? Hemen gidip bakmam lazım."
"Olmaz," San hemen telaşlı çocuğu durdururken telefondan aceleyle hazırlandığını belli eden sesler duyuluyordu. "Tek başına gidebileceğin yerler değil benim de gelmem lazım. Ayrıca saatlerdir ulaşamıyorsan bir şey olmuş olabilir. Benim de Sang'ı almam gerekecek."
Sözlerinin sonuna doğru karşı tarafı iyice telaşa soktuğunu bilmiyordu. Bir şey olmuştur dediği gibi Wooyoung'un kalp atışları korkuyla hızlanmaya başladı.
Hemen eşyalarını alıp kalın ceketini üstüne geçirdi. "Ben nereye geleyim?"
"Arkadaşımın arabasını alıp geliyorum. Bana konumunu at seni ordan alırım."
San evden çıkıp arkadaşının evine doğru ilerlerken Wooyoung onu onaylayıp konum atmış telefonu kapatıp binanın önünde San'ı beklemeye başlamıştı. Beklediği her saniye telaşı daha da büyüyordu. Daha önce geç saatlerde başka yerlerde takıldığı oluyordu ama telefonuna cevap verirdi ya da hangi bölgede olduğunu söyler sonra döneceğini haber verirdi.