Wooho biten dersinden bir an önce çıkmak için eşyalarını çantasına yerleştirirken arkadaşları etrafını sarmaya başlamıştı. Ne oluyor diye bakmak için başını kaldırdığında meraklı gözlerin kendisini izlediğini fark etti. Okula döndüğünden beri çoğu kişinin sorularından kaçmak için kaçamak cevaplar veriyordu. Tatil sürecinde hatta tedavi sürecinde de herkesten uzaklaşmış olması başkalarıyla konuşmasını, kendisini anlatmasını zorlaştırmaya başlamıştı."Alışabildin mi tekrardan okula?" demişti gruplarından birisi merakla.
"Evet." Wooho başını salladı. Arkadaşlarının neler olduğunu merak ettiğini biliyordu ancak bu konu hakkında tek kelime dahi edecek hali yoktu, o günleri hafızasından silip atmıştı. Özellikle Sang'sız kaldığı günleri.
Bakışları konuşmaya hazırlanan diğer arkadaşına kaydı.
"Sang'la olanları herkes duydu yani tahmin ettik diyelim. Sang'ın arkadaş çevresi o birden kaybolunca açıklamaya çalıştı ama her şey belliydi. Zaten onların nasıl birileri olduğunu tüm okul biliyor senin ne kadar mücadele verdiğini biliyoruz."
"Evet aynen öyle." Bir başka arkadaşı daha konuşunca Wooho onlara karşılık gülümsedi.
"Geçmişte kaldı." dedi kendisine atılan bakışların farkındaydı acınası gibi değil de daha çok merhamet edilmesi gereken sokakta kalmış bir kediymiş gibi bakıyorlardı. İnsanların bunu bilerek rahatsız ettirmek için yaptıklarını düşünmüyordu ama merak etmeleri bu sonuca çıkmıştı.
"Evet mezun oldular zaten sen de iyiysen sorun yok." Herkes başını sallayıp gülümsemeye çalıştı rahatsız hissettirmemek için etrafını biraz daha açmışlardı. Arada sırada birbirlerine attıkları bakışların da farkındaydı.
"İyiyim. Sang da öyle." Wooho ayağa kalkıp çantasını koluna takarak oturduğu sırasından çıkmak için yana kaydığında arkadaşının sesini duydu.
"Sang gelmiş."
"Ne zamandır orada acaba?" dedi bir diğeri.
Diğerlerinin birbirlerine attığı imalı kaçamak bakışlara karşın Wooho utanarak gülmüştü. Bakışları kapıdaki Sang'la kesişti, pür dikkat kendisini izliyordu. Sang sınıftakiler çıktıktan sonra iyice kapıya yanaşmış farkında olmasa bile deminden beri onu izliyordu.
"Sang değişmiş duruyor," İlk konuşan arkadaşı tekrardan konuşunca Wooho ona döndü, bakışları birleşti. "İyi anlamda. Böyle olmanıza sevindim."
Wooho tekrardan yüzünü düşürdü ve kafa sallayarak arkadaşlarına veda edip kapıya doğru yürüdü. Bu sorulardan kaçamayacaktı, tanıdığı herkes neden gittiğini neler olduğunu hep soracaktı ne kadar kaçsa hatta ne kadar cevap verse bile bir o kadar da detaya inip meraklarını yok etmek isteyeceklerdi.
Sang onun ifadesini görünce tek kaşını kaldırdı. Tam önünde durmuş çocuğun çenesini tutup önce arkadaşlarına sonra ona baktı. "Ne bu surat?"
Wooho omuz silkti. "İnsanlar hâlâ konuşuyor. Bunun olacağını biliyorduk tabii ki ama ne zaman son bulacak? Kaçıp durduğum için ilk kez bugün sorabildiler, ya soramayanlar? Sürekli aramızdakileri konuştuklarını biliyorum, yaptık bir hata bitti gitti."
"Aldırış etme, bir süre daha böyle gidecek sonra alışırlar. Ayrıca onca şeye rağmen hâlâ birlikteyiz bence asıl bunu konuşsunlar." dediğinde Wooho'nun ifadesini yumuşatmayı çok bildiği için sonuç olarak da başarmıştı.