San yoktu. Wooho yoktu. Sang yoktu.Wooyoung tek başına kalmıştı.
Aileler ikisinin arasındaki durumu bilmiyordu. Diğer kardeşler yaşananlardan bahsederken diğer tarafı ailesine bahsetmemişti kendi başlarına bu işe bulaşıldığı düşünülüyordu.
San ailesine olanları bahsettikten sonra ailesi durumun ne kadar ciddi olduğunu anlamıştı. Sang da hemen tedaviyi kabul ediyorum dediği için daha da geç olmadan hastaneye yatırılmıştı ve yanında San'ı da istediğinden San da destek olma amacıyla onunla gitmişti. Sang okulunu dondurmuştu ama San okulla konuşmuştu, derslere giremese de sınavlara girebilecekti. Arkadaşları ona derslerle ilgili her konuda yardımcı olacaktı.
Woo da yoktu. Abileri Seul'deki arkadaşında kalmaya başladığı için olayın haberini alır almaz her şeyi halledip Wooho'yu almaya gelmişti. O da okulunu dondurmak zorunda kalıp ailesinin yanına gitmişti. Ailesi doktorla görüşmüştü, doktor terapiyle atlatılabileceğini onaylamıştı. Wooho'nun da söylediği gibi birkaç kez kullanmıştı, amaç bunun tekrarlanmasını önlemekti ve Sang gibi vücudu atak geçirmiyordu.
Sang ve Wooho'nun telefonu olmadığı için birbirleriyle iletişim kuramıyorlardı. Sang zaten hastane yönetimi izin vermediği için kullanamıyordu Wooho ise ailesi bu süreçte istediği zaman diretmeden vermişti. Eğer aklına düşerse ve bir yerden bulup kullanırsa diye korkmuşlardı.
Wooyoung tek başına koltukta oturuyordu şu an. Sanki birden bütün hisleri onların gidişiyle birlikte vücudundan çekilip alınmış gibiydi, hissizleşmişti.
Başta San'la vedalaşamadığını fark edince çok ağlamıştı, aynı şehirde olsalar bile aradaki mesafe sürekli kapanıp gelebileceği bir durumu içermiyordu bu yüzden gittiğinden beri hâlâ onu görememişti.
İkiziyle yaşadığı vedalaşmada ise tepki veremeyen taraf Wooho olmuştu, farkında olamayan taraf oydu. Wooyoung o zaman her şeyin farkında olduğu için ağlayabilmiş, rahatlayabilmişti. Her zaman her yerde yanındayken şimdi ikizi onu tek başını bırakmıştı.
Yanında Sang'ın bile olması isterdi, eskisi gibi tartışmalarını isterdi. Üçü birden hayatından çıkınca boşluğa düşmüştü. San'la da sürekli iletişim kuramıyordu.
San uyanınca kardeşinin yanına gidiyordu hastanede akrabalarının tanıdığı olduğu için biraz daha yönetimi onlar için rahat konuma getirmişlerdi. San'la Sang daha sık görüşüyorlardı. San onun aldığı ilaçlardan uyku saatlerine her şeyi biliyordu geri kalan vakitteyse eve dönüp dersleriyle ilgilenip uyuyordu.
Sang'ın baştan beri gösterdiği iyileşmeye yönelik adımları neyseki kimseye sorun çıkarmadığı için San en azından biraz daha rahatlamıştı.
Garip bir şekilde başka bir durum vardı, Wooyoung'la San'ın asıl şaşırdığı durum ise ne Sang'dan ne de Wooho'dan birbirleri hakkından hiçbir soru gelmemesiydi. İkisi de sadece bir kere durumu öğrenip susmuşlardı bir daha da ağızlarını açmamışlardı sanki daha önce birbirlerini tanımamışlar gibi.
Oturduğu koltuktan kalkıp aynanın önüne geçerek daha da uzayan saçlarına şekil vermekle uğraşmamak için arkadan bağladı ve çantasını koluna taktığı gibi evden çıktı.
Artık eskisi gibi çocuklarla muhabbet etmek için biraz daha erken gelmiyordu, ders saatine yakın bir zamanda evden çıkıyordu ve tüm dersler bitince de eve geri geliyordu. Ev ve okul arasında yaşam çizgisi oluşturmuştu kendisine, her ne kadar kendi arkadaşları ve San'ın arkadaşları onu kendi aralarına alıp yanaşmaya çalışsalar da Wooyoung bir şekilde kendine alan çiziyordu.
Ucu ucuna derse yetişip girmiş, arkadaşlarının yanına oturmuş bittiği gibi de onların yanında yürüyerek eve doğru yönelmeye başlamıştı.