Buğra yanındaki adamın zoruyla yediği yemekten sonra bulaşıkları makineye dizip kahveleri yapmaya geçmişti. Orhan gerçekten inatçı bir adamdı ve onunla baş etmek zordu. Eğer yemek yemezse çıkıp gideceğini ve küseceğini söylediği için haline gülerek yemişti yemeği. Hem sert hem komikti. Garip bir adamdı ama hoşuna gidiyordu. Onunla böyle güzel anlaşabiliyor olmayı sevmişti.
O koltukta oturmuş telefondan bir şeyler yazarken anında kaşları çatıldı. Ne kadar kendisi dile getirmese de kıskançtı ama bu konuda Orhan kadar olamazdı. Sessizce kahve bardaklarını aldı ve yanına ilerledi. Telefona öyle dalmıştı ki geldiğini bile görmedi. İçinde oluşan kıskançlıkla bedeni kasılırken yanına geçip telefonla yüzü arasına doğru kahve bardağını uzattı. Kendisinden başka kimseyle yazışsın istemiyordu.
Orhan sanki yeni farkına varır gibi şaşkın şaşkın bardağa baktı sonra başını kendisine çevirdi. Çok sevimliydi şerefsiz. Sinir bile olamıyordu. Mavi gözleri aklını alıyordu.
"Kurban olduğum ağzıma soksaydın direkt öyle olmaz"
O saf saf elinden bardağı alırken sinirli olsa da yamuk şekilde sırıtıp "O da olur bir gün" Diye mırıldandı. Ama Orhan neyse ki duymamıştı. Şimdilik onu korkutmak istemiyordu.
"Kiminle yazışıyorsun 2 saattir dalmışsın" dedi gözlerine bakarken. Orhan ona tek bir açıklama bile yapmadan telefonu önüne doğru uzattığında bir an afalladı. Bunu yapacağını düşünmemişti.
"Beni kıskanma yavrum al oku istiyorsan. Turan yazmış."
Buğra şaşırsa da içinde oluşan sevinçle mesajlara göz gezdirdi. Anladığı kadarıyla arkadaşı onu evine davet etmişti ve Orhan gelmeyeceğini ve kendi yanında olduğunu söylemişti. Bu yaptığı bile aşırı hoşuna giderken ona bakıp içtenlikle gülümsedi. Bu adamı çok sevecekti hissediyordu.
"Arkadaşların beni biliyor mu yani bizi?" Diye sordu merakla. Onun çevresi hakkında çok bildiği yoktu. Orhan telefonu koltuğa bırakıp ona doğru kaydı ve hemen dibine oturdu. Yandan bedeni tamamen ona temas ediyordu şimdi.
"Sadece seni sevdiğimi söyledim. Yani detayları anlatacak değilim ikimizin özeli sonuçta. Yakında herkes bilecek ama önce annemle konuşacağım"
Orhan ona yandan bakarken Buğra heyecanla gözlerinin içine bakmaya devam etti. Yüzleri yakın olduğundan yine her zerresini izleyebiliyordu ama onun muhatabı mavilerdi.
"Annen kızar mı sence. Yani sen düz bir adamdın sonuçta. Şaşıracaktır" kısık sesi ile konuştuğunda Orhan ona doğru eğilip yanağına dudaklarını bastırdı. Ayrılmadan önce yine burnundan derince soluduğunu duydu. Hoşuna gidiyordu temasları.
Onun öpüp çekilmesini beklerken içi yine huzurla doldu. Artık eskisi kadar yalnız hissetmiyordu. Orhan bu evi doldurmuştu sanki. O yavaşça dudaklarını çektiğinde kendisi de derin bir nefes aldı.
"Onun bana karışacağı yaşı çoktan geçtim. Ayrıca kimi sevdiğimin önemi yok onun için oğlu olmam yeter. Ha eğer olur da karşı çıkarsa da yapacak bir şeyim yok. Zamanla alışır. Ama annem iyidir merak etme."
Orhan ona sanki güven vermek ister gibi konuşurken Buğra hayranlıkla baktı yüzüne. Gerçekten Orhan cesur adamdı. Sadece kendisine karşı korkak olmuştu ama onu da anlayabiliyordu.
"Peki o kız dedin kimdi?" Aklına yine o sözleri geldiğinde kalbi hızlandı. Onu artık başka biriyle düşünmek istemiyordu. Orhan kahveden bir yudum alıp önüne döndü.
"Sen buraya gelmeden önceydi. Yani öyle görüp beğendiğim birisi ama adını bile anmaya gerek yok. Çünkü şimdi evli ve bir çocuğu var. İçimde ona karşı en ufak bir şey yok olamazda. Seni görünce bitti herşey. Zaten düğünlerine bile gittim düşün. Ben yani"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEMŞİR (bxb)
General FictionTAMAMLANDI Mahallesinde kendince mesleğini yapan Buğra ve başına bela olan komşusunun hikayesi Bxb konudur Olaylar ve karakterler tamamen hayal ürünüdür +18, küfür ve şiddet içerir...