Hayatı boyunca her zaman bu evde yaşamıştı. Doğduğundan beri buradaydı ve hep severdi bu evi. Babasının hatıraları, annesinin ufak dokunuşları baktığı her yerdeydi. Hep eve gelirken heyecan duyardı. Annesi kendisini aradığında bir gün bile gelmemezlik yapmamıştı.
Ama hayatında ilk kez bu evden nefret ettiğini hissetti. Çünkü anne ve babasının anılarının yanına şimdi bir de o eklenmişti. Arabanın önünde dikilmiş belki de yarım saatten fazladır evi izliyordu ama ne girebiliyor ne gidebiliyordu. Onun içerde olmadığını bilse de olmuyordu.
Kapıya bakarken tekrar gözünün yaşardığını hissettiğinde hızla gözünü silip "amına koyım" Diye söylendi. Onunla yaptığı konuşmadan sonra bir türlü kendisine engel olamıyordu. Koskoca adam ağlamaktan ne halde olduğunu bile bilmiyordu. Ama canı yanıyordu.
Ona söylediği bütün sözler bir bir sanki boğazına takılmıştı. Çok ağır konuştuğunu biliyordu ama öfke ve kıskançlık Orhan'ın en büyük düşmanıydı. Zehri çevresine de zarar vermişti. Acaba nereye gitmişti onu bile bilmiyordu. O oğlanın telefonu olsa arayıp soracaktı ama yoktu. Evine de gitmezdi. Bu saatten sonra onu bir daha görmeyecekti çünkü unutmak en doğrusuydu.
Aklından geçen düşünceye kendisi bile alayla güldü. Onu gerçekten unutabileceğini düşünmesi tam bir aptallıktı. İçi dışı Buğra diye haykırırken mümkün değildi. Gelen geçenin garip bakışları artık kendisini huzursuz ederken eve doğru bir adım attı ama biraz ilerisinde duran araba yüzünden başını çevirdi.
Kimin geldiğini gördüğünde yüzünde alaylı bir gülüş oldu. Beklediğinden uzun sürmüştü gelmesi. Orhan umursamaz bir tavırla tekrar eve doğru baktığında onun yanına doğru koştuğunu hissetti.
"Orhan. Nerdesin oğlum bütün gündür aradım seni. Ulan aklım çıktı sana bir şey oldu diye. İyi misin kardeşim?"
Turan nefes nefese yanına geldiğinde Orhan yamuk şekilde gülümseyip başını salladı. Ama yine gözünün ıslanmasına engel olamamıştı.
"Orhan. Noldu lan. Gitti mi ne yaptın? Niye burda duruyorsun?" Arkadaş dediği adam ona bir adım attığında Orhan elini yumruk yapıp dişlerini sıktı.
"Sakın Turan. Sakın hiç bir şey olmamış gibi davranma. Eğer buradan çekip gitmezsen yeminim olsun senin nefesini keserim. Artık yoksun benim için" dedi. Yine öfke bedenini ele geçirmişti. Onun şaşırdığını biliyordu ama yüzüne bakmadı.
"Niye oğlum. Noldu Orhan. Bilmeden bir şey mi yaptım?" Turan'ın sorusu ile yüzünü buruşturup hızla gözlerine baktı. Öyle çok öfkeliydi ki başını koparıp atsa içi soğumazdı.
"Sen yaptın yapacağını. Onu bu evden kovup seni alacağım mı sandın lan? Yüzsüz. Onu silerken senin yüzüne güler miyim oğlum?" Ona doğru öyle yüksek bir sesle bağırdı ki mahallede sesi yankılanmıştı. Turan karşısında afallarken Orhan bir kez daha acıyla yüzünü buruşturdu. Bugün sadece sevdiğini değil en iyi dostunu da kaybetmişti.
"Or..Orhan. niye lan. Kardeşim anlattım sana durumu biliyorsun. Yapma böyle gözünü seveyim. Ben gösterdim sana hepsini"
13 yıllık tanıdığı dostu karşısında şokla kendisine bakarken Orhan tekrar gözünü elinin tersiyle silip derin bir nefes aldı.
"Bundan sonra yolun yoluma çıkmayacak. İşleri ayıracağım. Kapımın önünden dahi geçmeyeceksin. Eğer sana elimi kaldırmıyorsam 13 yılın hatırınadır. Ama sağda solda onunla yada benimle ilgili tek bir laf ettiğini duyayım gelir seni bulur kafanı koparırım. Andım olsun seni mahvederim. Şimdi git buradan. Artık ne dostum ne düşmanımsın. Yabancı olacaksın. Hadi selametle"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEMŞİR (bxb)
General FictionTAMAMLANDI Mahallesinde kendince mesleğini yapan Buğra ve başına bela olan komşusunun hikayesi Bxb konudur Olaylar ve karakterler tamamen hayal ürünüdür +18, küfür ve şiddet içerir...