"Sonunda seni de Leyla olarak görmek çok garip lan" dedi arkadaşı gülerken. Ama ona kızamıyordu çünkü doğruydu. Hayatına aniden giren bir çocuk yüzünden resmen Leyla gibi olmuştu. Buğra keyifle omzuna kolunu attığında onun neşesi ile kendisi de sevindi.
Son zamanlarda Buğra çok daha iyiydi ve bu tüm hayatına olumlu şekilde yansıyordu. Orhanla arası kötüyken yaşadığı psikolojik bunalımdan eser kalmamıştı.
"Orhan nasıl. Sana iyi davranıyor mu?" Diye sordu acilin kapısına yürürken. Buğra'nın yüzünde gerçekten samimi bir gülümseme oluştu.
"Yani çok iyi artık. Zaten korkusu var biliyorum. Onu bırakıp gideceğimi düşünüyor adamda travma oluştu kıyamıyorum ona"
Arkadaşı hafif güldüğünde Kerim yan yan yüzüne baktı. Kendisi de olsa aynı korkuyu kesinlikle yaşardı. Çünkü Orhan çok seviyordu arkadaşını. Gözünün önünde nasıl çocuk gibi hıçkıra hıçkıra ağladığını hala unutmuyordu.
"Ben bile etkilendim oğlum düşün. Adam çok ağladı sen yokken. Neyse kötü şeyler konuşmayalım artık. Bir daha sana hata yapacağını sanmıyorum. Seviyor seni. Bir ara onu da al gel" dedi dışarı çıktığında.
"Ben alıp geleyim de senin gözün bizi görmüyor. Anıl nasıl etkilediyse artık"
Buğra yeniden gülmeye başladığında kendisi de sırıttı. Bunu asla inkar edemezdi. O oğlanın tavrı ve konuşmasına acayip bir çekim hissediyordu. Ona karşı hissettiği şeyin ne olduğunu tam olarak kendisi de bilmiyordu ya da hala kabul edemiyordu ama artık sürekli görmek istediğine emindi. Zaten öpücükten ileriye de gidememişti. Zamanla kendisini açacağına inanıyordu.
İkisi arabalarına doğru yürürken Kerim gözlerini arabalara doğru çevirdi. Yine onu bekleyen oğlanı gördüğünde hissettiği kalp çarpıntısı ile hafif gülümsedi. Anıl gececi olduğu için üstüne giydiği kotu ve hafif yana düşmüş bol tişörtü ile çok sevimli duruyordu. Bir erkeğe bakıp böyle iç geçirmek onun için hala garipti ama sevmişti. Anıl sanki farklıydı.
"Seninki gelmiş yine. Valla aferin çocuğa sende insan gibi davran bak üzme sakın Kerim onu. Anıl iyi çocuk"
Arkadaşı yine kendisini tembihlerken Anıl yüzündeki utangaç gülümseme ile onlara doğru yürüdü. Zaten Kerim hiç sert bir adam olmamıştı. Sevdiği insana da çevresine de hep sıcaktı ve severdi insanları. Ama ilk başlarda Anıl'ı üzdüğünü biliyordu. İçindeki heyecan artarken Anıl karşılarına geldiğinde ona aşkla bakıp Buğra'ya döndü.
"Buğra abi nasılsın?" Anıl yine kibar kibar konuşurken Kerim güzel yüzünü süzdü. Bembeyaz teni hoşuna gidiyordu. Dudakları sanki şeker yemiş gibi hep kırmızı oluyordu ve saf bir ifadesi vardı. İnsan bu çocuğu kırmaya korkardı.
"İyiyim asıl sen nasılsın?"
Onlar kendi arasında konuşurken Anıl yavaş yavaş kendisine doğru yaklaştı. Bu çocukta ciddi anlamda temas etme hastalığı olabilirdi. Hem Buğra'ya cevap verip hem de omzuna yaklaştığında Kerim içten içe sırıttı. İtmek de gelmiyordu içinden artık. Sonra parmaklarını elinde hissettiğinde kaşlarını kaldırıp ellerine baktı.
Bu oğlanı her defasında daha cesur görüyordu. Aslında kendisi ondan daha cesurdu ve kimseyi takmazdı ama içindeki çelişkiden hala tam olarak kurtulmuş sayılmazdı. Anıl bir an elini tutmak istediğinde Kerim istemsizce elini çekip üniformanın cebine soktu. Henüz onunla dışarda el ele dolaşacak kadar kendisini açamıyordu.
Onun yanakları hafif pembeleşirken asılan suratını gördü. Böyle olsun istemiyordu ama zaman istemişti ondan. Ve bu zamanın ne kadar olduğunu bilmiyordu. Anlayışlı olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEMŞİR (bxb)
General FictionTAMAMLANDI Mahallesinde kendince mesleğini yapan Buğra ve başına bela olan komşusunun hikayesi Bxb konudur Olaylar ve karakterler tamamen hayal ürünüdür +18, küfür ve şiddet içerir...