Bir hafta sonra..
...
İşten yorgun geldiğinde onu rahatlatan en güzel şey hep duş almak oluyordu. İlk başlarda Turan var diye rahat edememişti ama şuan sevgilisi de evde olduğu için sorun etmiyordu. Aslında önce yemeğe yardım etmek istemişti ama Orhan izin vermeden odaya yolladı. Ondan önce gelip zaten bütün işi yapıyordu.
Hafif ıslak saçları ile dolabın önüne geldiğinde kendisine kıyafet seçmek için kapağı açtı. Gözleri tişörtlerin üstünde dolaşırken sevgilisinin sözleri aklına geldiğinde hafif kaşları çatıldı. Günlerdir aklına gelmemişti ama düzenli şekilde duran çamaşırları kontrol etti.
Sürekli evde giydiği bir kaç tişörtü gerçektende yoktu. Kendi evinde yalnız olsa mutlaka bir yerden çıkıyordu. Ama bu evde sağa sola da atmıyordu. Kıstığı gözlerle dolabın içinde her köşeye baktı ama eksikler bir bir gözüne çarpmıştı. Anlamıyordu ne olduğunu ama mutlaka ortaya çıkardı.
Fazla oyalanmamak için eline gelen ilk tişörtü ve eşofmanı alıp üstüne geçirdi. Şuan saçlarını taramakla uğraşmak istemiyordu. Beyaz tişörtü boynundan geçirip sonunda rahat bir nefes alırken aniden açılan odanın kapısı ile hızla başını çevirdi.
"Yavrum iki saat oldu niye gelmiyorsun? Merak ettim seni"
Orhan içeri girip kapıyı kapattığında Buğra anında gelen enerjisi ile hafifçe sırıttı. Orhan'ın o konuşmadan sonra üstüne daha fazla düşmesi gözünden kaçmamıştı. Sürekli mesaj atıp arıyor ve kendisini belli ediyordu. Gerçekten ona yaptığı haksızlığın farkındaydı.
Zaten Orhan'ın sevgisinden şüphesi hiç yoktu ama bu kıskanmasına engel olmuyordu. Onu gerçekten seviyordu. Orhan hemen önüne geldiğinde gözleri yine saçlarına çıkmıştı.
"Gel otur ben yaparım saçlarını"
Orhan iki omzundan tutup onu çocuk gibi yatağa sürüklerken keyifle uyum sağladı. Zaten onun yapmasına alıştığı için artık uğraşmak bile istemiyordu. Yatağa oturduğunda Orhan da arkasına geçti. O yine saçları ile uğraşmaya başladığında içerdeki adamın varlığı aklına geldi.
"Turan nerede?" Diye sordu.
"İçerde o. Seni bekliyorduk bizde. Bir kaç güne alçısı çıkacak gitmek istiyor evine. Adam da haklı yani fazla bize maruz kaldı"
Orhan'ın sözleri ile kaşları çatılsa da ters bir şey söylemek istemedi. Onun homofobik olduğuna fazla inanıyordu sevgilisi.
"Gitsin daha iyi işte. Seninle yalnız kalmak istiyorum" dediğinde sevgilisinin parmaklarını saçında hissetti. Hoşuna gidiyordu bu his. Gözleri istemsizce kapanmıştı.
"Turan gitmeden önce bizi zorla yemeğe götürmek istiyor. Teşekkür etmek için. Ben olmaz dedim de çok ısrar etti. Belki gideriz sende istersen yavrum. Ama şimdiden söyleyeyim içki falan içemezsin dışarda"
Orhan yine onu tembihlerken kapalı gözleri ile gülmeye başladı. Şerefsiz sanki çocuğuyla konuşuyordu.
"Olmaz içmem lazım. Hatta sarhoş olacağım. İçki bağımlısıyım sonuçta biliyorsun" dedi.
"Buğra!"
Onun uyarıcı sesi ile daha çok güldü. Eskiden olsa bu şekilde kısıtlanmak asla hoşuna gitmezdi. Ama Orhan olunca ona karşı gelemiyordu. Belki de böyle yapması artık hoşuna bile gidiyordu.
"Eğer Orhan senin içtiğini görürsem mahvederim ona göre. Ağzına sürmeyeceksin" dedi.
"Beni çok kısıtlıyorsun yavrum sen. Yakında evden de çıkma dersin gibi geliyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEMŞİR (bxb)
Ficción GeneralTAMAMLANDI Mahallesinde kendince mesleğini yapan Buğra ve başına bela olan komşusunun hikayesi Bxb konudur Olaylar ve karakterler tamamen hayal ürünüdür +18, küfür ve şiddet içerir...