"Buğra kalk yavrum. Hay ağzıma sıçayım ben ya"
Kulağının dibinde söylenen adamla zorlukla kendisine gelmeye çalışırken yanağına dokunan dudaklarla hafifçe sırıttı. Bedeni sanki bir pelte gibi ağır ve sızı içindeydi. Onun yumuşak dudaklarının dokunuşu ile mayışırken bir anda aklına gelen gerçeklik ile hızla gözlerini açtı. O an güneş ışıkları gözüne girerken sevgilisi baş ucunda tekrar yanağını öpüp doğrulduğunda hızla sağına soluna bakındı.
"Hassiktir saat kaç?" Dedi kalbi hızlanırken. Ona sorsa da yastığın hemen yanına bıraktığı telefonu alıp ekrana baktığında görüntüsü netleşsin diye bir kaç kere gözlerini kırptı. O an gördüğü saatle gözleri büyürken kendisine suçlu bir çocuk gibi bakan adama çevirdi başını.
"Orhan saat 11 olmuş. Niye uyandırmadın beni?" Hızla yataktan kalkmaya çalışırken kalçasına saplanan acıyla dişlerini sıktığında Orhan omuzlarından tutup tekrar yatmasını sağladı. Şerefsiz bir de durmuş izliyordu.
"Yavrum valla bende yeni uyandım. Özür dilerim gerçekten. Uzan krem sürelim kalkma."
Sevgilisi hızla yataktan kalkıp komodine doğru yürürken kendisi seslice oflayıp tekrar telefona baktı. Bir sürü cevapsız arama vardı ama çoğu Kerimdendi. Bu işe girdiğinden beri ilk defa geç kalıyordu ve içi pişmanlıkla doldu. Orhan eline aldığı kremle ona gelirken kaşlarını çatıp yüzüne baktı.
Gece resmen canını çıkarmıştı. Yaptıktan sonra son diyerek tekrar tekrar yaptıklarında en son saatin sabah 4 olduğunu hatırlıyordu. Aslında ona kızamazdı çünkü kendisi de istemişti. Ama bir daha hafta içi böyle bir şey yapmayacaktı.
"Buğra öyle bakmasana yavrum. Ben uyanırım sandım yemin ederim. Artık nasıl yorulduysam ölü gibi yatmışım. Kusura bakma gerçekten"
Onun sözleri ile kaşları daha çok çatılırken cevap vermek için ağzını açtı ama Orhan belinden tutup hızla yatakta dönmesini sağlayınca susmak zorunda kaldı. Yatakta yüz üstü uzandığında onun da hemen yanına oturduğunu hissetti. O kadar deliğini zorlayıp bir de krem sürüyordu ama etkili olduğu da söylenemezdi. Ağrı kesici almak istemişti ama Orhan öyle hevesle yapıyordu ki engel olmadı.
"Ne olacak şimdi kovarlar mı seni. Belki işe gelme bir daha derler. Öyle olursa üzülme yavrum gitmesende olur. Oturursun evde ben sevinirim buna. Çalışmasan da olur biliyorsun yani"
Orhan eşofmanını aşağı doğru sıyırırken başını yastığa bastırıp gülmeye başladı. Şerefsize sinirli bile kalamıyordu. Bu saatten sonra işe gidemezdi ama arayıp haber vermesi gerekecekti. Zaten gidecek hali bile yoktu.
"Orhan kovulmayacağım boşuna heveslenme. İşimi seviyorum ve evde oturmam alış buna. Sevmesem de oturmam yani" dedi gülerken. Resmen evde otursun istiyordu.
O an kalçası açığa çıktığında deliğinde hissettiği soğuk parmakla derince soludu. Sanki çevresi ve içi yara olmuş gibi yanıyordu. Tahriş olduğunu biliyordu. Orhan parmağını yavaşça deliğine sürterken çıplak sırtında dudaklarını hissetti. Dudaklarının sıcaklığına zıt olarak soğuk kremin hissi hoşuna giderken birden deliğine giren parmakla acı ile dişlerini sıktı.
"Orhan lütfen. Acıyor yapma" dedi nefesi hızlanırken. Bir kaç gün bu acıyı çekeceğine emindi. Sevgilisi sırtını öperken "Tamam yavrum bir şey yapmayacağım" dediğinde parmağını geri çekti. Bir kaç saniye deliğinin çevresini soğuk kremle rahatlattığında Buğra eşofmanının tekrar yukarı çekilmesi ile rahat bir nefes aldı.
Aslında işe gitmek isterdi ama bu saatten sonra anlamı yoktu. Fırsatı değerlendirip dinlenebilirdi. Orhan yataktan tekrar kalktığında kendisi de sırt üstü dönüp kollarını ve bacaklarını ayırdı koca yatakta. Şuan hiç kalkmak bile istemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEMŞİR (bxb)
قصص عامةTAMAMLANDI Mahallesinde kendince mesleğini yapan Buğra ve başına bela olan komşusunun hikayesi Bxb konudur Olaylar ve karakterler tamamen hayal ürünüdür +18, küfür ve şiddet içerir...