HEMŞİR (bxb)

30

Smut içerir...

....

Orhan karşısında kendisine sırıtan oğlana öfkeyle bakarken dişlerini öyle sıkıyordu ki delirmemek için zor durmuştu. Onun başka bir erkeğe kardeşçe dokunması bile çıldırmasına neden oluyordu. Ona bir adım atacağı sırada Buğra keyifli şekilde gülmeye başladı. O güldüğü anda birden kalbinin ritmi değişti. Bir insan böyle güzel olmamalıydı.

"Orhan niye öldürecek gibi bakıyorsun. Valla korkuyorum"

O korkuyorum dese de sesi fazla neşeliydi. Zaten onun asla korkmasını istemiyordu. Ama uyarısını da yapacaktı. Çünkü sevdiği kimseye dokunamazdı. Ona doğru bir adım yaklaştığında Buğra da bir adım geri gidip sırtını dış kapıya yasladı.

"Benden başka bir erkeğe dokunursan ben deliririm bilmiyor musun yavrum sen?" Dedi kısık sesiyle. Buğra karşısında bir anda gülmeyi kestiğinde heyecanlandığını anlamıştı. Ve sevgilisinin gözleri dudaklarına indi. Orhan ona bir adım daha attı.

Heyecanlandığını hissediyordu. Bedenleri değmese de burunları bir birine sürtecek şekilde yüzünü yaklaştırdı. Orhan gözlerinin içine bakarken yavaşça burnuna sürtünüp derin bir nefes aldı. Bu oğlana dayanamıyordu.

"Kerim kardeşim sayılır gördün işte. Kıskanma artık" Onun kısık sesi bile etkilendiğini gösteriyordu. Orhan içinde oluşan yoğun duygu ile yavaşça başını salladı. Zaten başka bir şey olsa o oğlanı eve sokmak değil yanına bile yaklaştırmazdı. Ama Kerim iyi adamdı. Yine de bu kıskanmayacağı anlamına gelmiyordu.

Onun hızlanan nefesi dudağına vururken Orhan aşırı hırçın olma isteğiyle yanıp tutuştu. Daha önce de ilişkisi olmuştu ama Buğra farklıydı. Onu öperken bile sanki yetmiyor daha çoğunu istiyordu. Acıyla kıvrandırmak ve ismini haykırdığını duymak istiyordu. Gözleri bir kaç saniye gözlerinde turlarken onun istekle kavrulan ifadesi ile sanki sabrının taştığını hissetti.

"Artık hırçın olacağım yavrum haberin olsun. Seni gerçekten yiyeceğim" dediğinde Buğra hızla başını salladı. Onun heyecanı hafif sırıtmasına neden olurken dişlerini sıkıp tükenen sabrı ile dudaklarına eğildi.

Anında kavradığı yumuşak dudaklar aklını başından alırken sevgilisi de aynı hırçınlıkla karşılık verdi. Bedenini ona yaslamadan önce kollarını beline dolayıp hızla kendisine çekti. Buğra'nın ağzına giren dili onun tadını almak için hırçın şekilde hareket ederken, Orhan bir yandan onu kendisine bastırdı.

İlk yapışlarında sevgilisi için yavaş olmuştu ama artık olmayacaktı. Belki zevkten ağlatacak ve deliye döndüğünü görecekti. Buğra sırtına daha sıkı tutunurken dudaklarını emmeye başladı. Kendisi gibi onunda istekli olmasını seviyordu.

Kapının önünde olmak bile umrunda değildi. Evin her yerinde onunla yapabilirdi. Her köşesinde anıları olacaktı. Başını yana eğip dudaklarını daha hırçın emerken ellerini kalçalarına indirdi. Elini doldurması hoşuna gidiyordu. Sıkı ve güzeldi. Avuçları arasında sıkarken onu aletine daha çok bastırdı. Buğra o an bir bacağını kaldırıp beline doladığında Orhan dudaklarından ayrılmadan hafif dizlerini büktü.

Nefesleri çok hızlıydı ve içine girmek istiyordu. Ama önce onu çıldırtması gerekiyordu. Buğra zevkten kıvrandıkça sanki kendisi tatmin oluyordu. Kalçalarını sertçe okşarken hafif sertleşmiş aletini tam deliğine denk getirip sanki sokuyor gibi kendisini itti.

Aldığı hazla sevgilisinin dudaklarına daha sert yapışırken Buğra boğuk şekilde inledi. Duymak istediği buydu. Onu inletmek istiyordu. Kendisini bastırıp bastırıp çekerken onun bedeni yukarı doğru savruluyordu. Böyle sarsmak bile hazzını katlıyordu.