Oturduğu sandalyede sinirden dizlerini titretirken hala yaşadığı olayın etkisinden çıkmaya çalışıyordu. Hastanede çalışmak her zaman en büyük hayali olmuştu ve mutluydu ama hergün çeşit çeşit insanla muhatap olmak ise büyük bir sorundu.
Kendisi her zaman güler yüzlü olmaya çalışırdı. Özellikle çocuklar geldiğinde hastane ortamından korktukları için daha çok dikkat ediyordu ama bazen yaşanan olaylar onu bezdiriyordu. Yine de şikayeti yoktu. Bu hayatta çeşit çeşit insan vardı ve herkesi memnun edemezdi.
"Buğra sakinleş oğlum hala mı sinirlisin lan? Kaç kere başımıza geldi"
Arkadaşı gelip yanındaki sandalyeyi çektiğinde Buğra ona bakarak derince soludu. Birazdan sakinleşirdi elbet ama şimdi öfkesi çok tazeydi. İçinde kalmıştı.
"Sinirimi bozdu şerefsiz. Bırakacaksın işte ama neyse. Deli ediyorlar bazen insanı" dedi öfkeyle. Kerim hemen yanına oturup elini omzuna attığında hafifçe sıktı.
"Bazı erkekler öyle oğlum işte yapacak bir şey yok. Karısına dokundurmuyor. Sorsan kadın çalışmaz evde otursun der ama kadın hemşire doktor gelsin diye de ortalığı yıkar. Sıkma canını. Anlamayana laf anlatılmaz"
Arkadaşının tesellisi zerre yardımcı olmuyordu. Bedensel yorgunluktan ziyade psikolojik bir savaş da veriyorlardı. Eğer karşılık verebilse belki bu kadar sinir olmazdı.
"Kadının kolunu açtık amına koyım sanki başka bir şey yapacağız. Bir anda bağırmaya başladı piç. Karısına dokunursam beni öldürürmüş sözde. Doktorlar falan gelince sesimi de çıkaramadım içimde kaldı ondan sinirim geçmiyor. Olay büyümesin diye bir şey diyemedim"
Konuştukça içi biraz olsun rahatlarken Kerim gülmeye başladı. Onun da başına kötü şeyler geldiğini biliyordu ve bir birlerini anlıyorlardı. Daha geçen gün bir çocuğa müdahale ederken ağladı diye ailesi hastaneyi ayağa kaldırmıştı. İşe başlamadan önce bunları biliyordu ama bazen can sıkıyordu. Kafaya takmamayı öğrenmesi gerekiyordu.
"Neyse boşver kafana takma. Seninkiyle nasıl gidiyor?"
Bir anda konu sevgilisine geldiğinde yüzünde hafif tebessüm oldu. Eskiden bir de onunla uğraşmak zorunda kalıyordu ama şimdi onun sayesinde daha iyiydi. Orhan'ın varlığı artık sadece huzurdu.
"İyi gidiyor. Yani seviyorum be, o da beni seviyor" Arkadaşına açıklama yaparken birden ismini duyduğunda şaşkınca arkasına çevirdi başını. Kendileriyle birlikte çalışan hemşire Aylin ona doğru geliyordu.
"Buğra gelsene ablam bir" dedi kadın sağına soluna bakınırken. Yavaşça ayağa kalktığında Kerim de onunla birlikte ayaklandı. Belki de az önce yaşanan olaydan dolayı bir sorun olmuştu.
"Hayırdır noldu?" Diye sordu merakla.
"İçeri bir hasta geldi de seni sordu. İlla Buğra gelsin dedi tanıdığınmış. Kaşı patlamış önemli bir şeyi yok sen gidip baksana neymiş derdi. Adam illa Buğra dedi"
Kadının sözleri ile bir an kalbi hızlanırken yüzünde büyük bir gülümseme oldu. Sevgilisinden başka kimse olamazdı.
"Tamam sağol" diyerek hızla acile ilerlerken keyfi bir anda yerine gelmişti. Ama eğer sırf gelmek için biriyle kavga ettiyse ona hesabını sorardı. Acilden içeri girdiğinde yatakların önünde ilerlerken gözleri hevesle sevgilisini aradı. Göremediği için özlemişti ve onunla sakinleşebilirdi. Bir kaç yatağı geçip sona geldiğinde oturur vaziyette duran tanıdık yüzü gördüğünde adımları durdu.
Şaşkınlığı büyürken gördüğü adamla göz göze geldiğinde yavaşça ayağa kalkmıştı. Onu çağıran o olamazdı. Niye illa Buğra gelsin diyecekti ki. Bir kaç saniye sonra kendisini toplayıp kaşlarını çattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEMŞİR (bxb)
General FictionTAMAMLANDI Mahallesinde kendince mesleğini yapan Buğra ve başına bela olan komşusunun hikayesi Bxb konudur Olaylar ve karakterler tamamen hayal ürünüdür +18, küfür ve şiddet içerir...