Uzun zaman sonra sanki ilk defa kendisini yenilenmiş gibi hissetti. Vücuduna bugün içki girmemişti ve azda olsa yemek yiyebildi. Aslında yemeyecekti ama artık mide bulantısı dayanılmaz olmuştu. Arabanın içindeki dikiz aynasını kendisine çevirdiğinde gördüğü adamı kendisi bile zor tanıdı. Berbat bir halde olduğu inkar edilemezdi.
Beyaz tenli olduğundan gözlerinin altı resmen mosmor görünüyordu. Sanki zayıflamıştı da. Günlerdir alkol tüketmekten başka ne olacaktı. Beyni resmen çürüyecek gibiydi ama artık bırakacaktı. Ne içki istiyordu ne de başka bir şey. Aptal gibi davranmak istemiyordu. Artık değişecekti.
Arabanın kapısını açıp dışarı çıktığında hafif bir baş dönmesi yaşadı. Böyle güçsüz olmayı artık kendisine yakıştırmıyordu. Eski Orhan olmanın zamanı gelmişti. Ama önce yapması gereken bir şey vardı. Hafif karanlık havada göğsü yine özlemle sıkışırken hızla binaya ilerledi. Önce Kerimle konuşması gerekiyordu. O adamın kendisi için yaptığını unutmayacaktı. Yıllarca dost bildikleri ona bıçak saplarken Kerim evini açmıştı.
Vücudu hala içkinin verdiği o iğrenç his yüzünden arada titrese de tek tek merdivenleri çıktı. Buraya gelmek bile kalbini çarptırıyordu. Güzel sevdiği bu evde kaldığı için her yerinde onun izleri olduğunu biliyordu. Sonunda onun kapısına geldiğinde günlerdir ağlamaktan sızlayan gözlerini ovuşturup yumruğunu kapıya vurdu.
Gözleri sürekli oturduğu merdivene kaydığında tekrar sızladı içi. Günlerdir derdine bir tek beton parçası ortak olmuştu. Yalnız başına çok ağlamıştı. Ama şikayet etmeye hakkı yoktu. Bu yalnızlığa kendisi mahkum olmuşken suçlayacağı tek kişi de kendisiydi. Eğer ahmak bir adam olmasa şuan sevdiğiyle birlikte kendi evlerinde olacaklardı. Ama o bambaşka bir yerde, kendisi bambaşka bir yerde savrulup gidiyordu.
Ama oturup artık aptallığına ağlayacak değildi. Yaptığı hatayı düzeltmesi gerekiyordu. Buğra'nın yüzüne hiç söyleme şansı olmamıştı ama artık her fırsatta söyleyecekti. Pişmanlığını ağlayıp sızlayarak göstermek istemiyordu.
Kapı bir kaç saniye sonunda açıldığında Orhan kendisine şaşkın şaşkın bakan adamla göz göze geldi. Yine sarhoş görmeyi beklediğini biliyordu. Ama artık içki hayatına girmeyecekti.
"Hassiktir. Ayık mısın cidden lan? Gerçek mi görüyorum?"
Kerim ona şaşkınca bağırdığında mahçup şekilde başını salladı. Bu adama karşı kimseye olmadığı kadar mahçup hissediyordu.
"Müsaade var mı iki dakika geçeyim" dedi sert sesiyle. Kerim onu baştan aşağı süzüp sırıtarak kapıyı daha çok açtı. Günlerdir ne giydiğini bile bilmiyordu ama bugün farklıydı. Uzun zaman sonra yine gömlek giymiş ve biraz olsun ağırlığını hissetmişti.
"Gel tabii gel. Çok sevindim seni böyle gördüğüme"
Oğlan onu yine kibar şekilde içeri davet ettiğinde Orhan girip ayakkabısını çıkardı. Bu eve hiç ayıkken gelmemişti o yüzden şimdi daha çok heyecanlıydı. Gözleri özlemle etrafı süzdü. Sevdiğinin izlerinin burada olduğunu bilmek bile gözlerinin dolmasına neden oluyordu.
"Geç otur kahve içer misin yapayım" Kerim yanına geldiğinde Orhan yavaşça başını sağa sola salladı. Aslında Buğra kahveyi seviyordu ve ilerde onunla birlikte içecekti. Kendince bazı ilklerini sevdiğine saklamak istiyordu. Gözleri heyecanla sağa sola bakınırken koltuğa geçtiğinde ona ait bir koku aradı ama yoktu. Günler haftalar geçiyordu ve silinmeye başlamıştı.
Kerim de meraklı gözlerle onu izlerken tam karşısına geçtiğinde Orhan derin bir nefes aldı. Bu oğlanı sırf Buğra için bile sevmeye başlamıştı. Güzel sevdiğine kendisi sahip çıkmayıp kovarken Kerim onu sorgusuz kabul etmişti. O yüzden minnet duyuyordu ona.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEMŞİR (bxb)
Ficção GeralTAMAMLANDI Mahallesinde kendince mesleğini yapan Buğra ve başına bela olan komşusunun hikayesi Bxb konudur Olaylar ve karakterler tamamen hayal ürünüdür +18, küfür ve şiddet içerir...