37

4.8K 274 133
                                    

Bir an olsun dibinden ayrılmayan adamın varlığı içinde büyük huzur oluştursa da karşısında oturan adamın bakışları yüzünden de aşırı huzursuz hissediyordu. Önüne gelen yemek bile umrunda değildi. Bir de hemen arkasındaki kadının varlığı eklenince içindeki iğrenç duygu daha da artmıştı.

Ama Orhan için onun gerçekten bir öneminin olmadığını biliyordu. Zaten geldiklerinden beri kendilerine dönen bir sürü garip bakış vardı ama Orhan umursamıyordu. Bu adama asla haksızlık etmezdi. Ve üzülmesini de istemiyordu. O yüzden Turan konusunu sessizce halledecekti.

"Orhan ben bir lavaboya gideyim. Gelirim"

Turan hala yüzündeki o garip ifade ile ayağa kalktığında Buğra yüzündeki iğrentiyi saklamadan gidişini izledi. Orhan ona böyle yardım ederken kim bilir onun aklından neler geçiyordu. Buğra dikkatle arkasından bakarken Turan bir anda adımlarını durdurup onların arkasına baktığında Buğra kimi beklediğini anlamıştı.

Yelda giydiği topuklunun üstüne sanki sert sert basarken ikisi orta yolda buluştu. Kadın neredeyse onların boyunda sayılırdı ve fazla göz alıcı olduğu bir gerçekti. Turan sinirli bir şekilde onunla konuşurken yanındaki adama çevirdi başını. Orhan hiç onlara bakmamıştı bile.

"Seni rahatsız etmiyor mu lan bu. Arkadaşın onunla konuşuyor" dedi sinirle. O sırada Orhan sanki yeni fark etmiş gibi gözlerini onlara çevirip başını sağa sola salladı. Bakışları fazla boştu sanki.

"Beni bağlamaz kimin ne bok yediği. Hakkımda konuşmadıkları sürece istediklerini yapabilirler yavrum"

Onun rahat açıklaması yüzünden ağzını açtı ama diyecek bir şey bulamadı. Zaten Orhan için bir değeri olsa ikisine de öfkeyle bakacağına emindi. Buğra tekrar başını onlara çevireceğinde Orhan'ın eli çenesine çıktığı için tekrar ona dönmek zorunda kaldı.

"Buğra yeter artık. Allah belamı versin kalkıp onu kovmamak için zor duruyorum. Eğer sen böyle surat asmaya devam edersen hepimiz rezil olacağız. Ha benim için sıkıntı yok ama o bir kadın sonuçta. İnsanların önünde rezil etmek istemiyorum. Zaten benimle ilgisi bile yok durduk yere olay çıkarmış olurum. Tamam mı yavrum?"

Orhan'ın sesindeki sinir yüzünden kendisi de sinir olsa da ağzını açmadan başını salladı. Dediği doğruydu. O bir kadındı ve ne olursa olsun ona göre davranmalılardı. Orhan keskin mavileri ile gözünün içine bakarken "Tamam. Yarın Turan kaçta gidecek alçıyı çıkarmak için?" Diye sordu. Şuan o kadından çok Turan piçi önemliydi.

"Öğlene doğru gidecekmiş. Ben götüreyim dedim ama kabul etmedi. Kendi işini halledebilir artık zaten. Sonra da evine gidecek"

Sevgilisinin sözleri ile içten içe hafifçe güldü. Ama alaylıydı. O piçle konuşmanın tek yolu evde yalnız yakalamaktı. Orhan varken yapamazdı. Sevgilisi duyarsa ne olacağını kestiremiyordu.

Orhan'ın bakışları dudaklarına indiğinde Buğra sinirli olsa da yamuk şekilde sırıttı. Şerefsize dayanması çok zordu. Gözlerinin arsızca yüzünde dolaşması hoşuna gidiyordu.

"Orhan. Aklımı karıştırma" dedi güzel gözlerine bakarken.

"Doğru burda olmaz. Şimdi biri laf falan. Eve gidince öperim bol bol" Sevgilisinin sözleriyle biraz olsun keyfi yerine gelirken Buğra uzanıp yanağından öptü. Ona kızgın olmak haksızlıktı. Orhan varlığını her şekilde hissettiriyordu. Ama kıskanma konusunda bir şey yapamazdı.

Sevgilisi önüne döndüğünde bir kaç saniye sonra ağzına uzatılan çatalla afallarken istemsizce gülmeye başladı.

"Yavrum yemezsen gitmeyiz. Ye hadi. Turan gelince de gideriz. Zaten hoşuma gitmedi burası bir daha da gelmeyelim"

HEMŞİR (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin