55

4.6K 264 69
                                    

Buğra yüzündeki keyifli sırıtışla telefona bakarken yeniden mesajları okudu. Anıl ve Kerim'in attıklarını okumak fazla zevkli oluyordu. Arkadaşı oğlanı kıskanıyordu ve Anıl ona trip attığı için resmen çocuk gibi kavga ediyorlardı. Gülüyordu hallerine.

Oturduğu yerde tekrar gelen mesaja gülerken bir an bakışları odadan çıkan sevgilisine kaydı. Yine öfkeli görünüyordu ve kaşlarını çatmıştı. Orhan sinirle karşısına geldiğinde Buğra elindeki telefonu koltuğa bırakıp yavaşça ayağa kalktı.

"Neyin var senin. Niye sinirlendin?" Dedi merakla. Orhan adeta burnundan soluyarak bir kendisine bir telefona baktı. Anlamamıştı nedenini.

"Kiminle konuşuyorsun sen iki saattir. Odadan bağırdım duymayacak kadar dalmışsın hemde"

Orhan dişlerinin arasından öfkeyle çıkıştığında Buğra bir an afalladı. Şimdi niye delirmişti anlamıyordu bile. O sırada telefona tekrar mesaj geldiğinde Orhan hızla eğilip koltuktan aldı. Bir anda nasıl deliriyordu aklı almadı. Sevgilisi ekrana bakıp sinirle gülerken "şimdi de Anıl mı?" Dediğinde Buğra baştan aşağı ürperdiğini hissetti.

"Ne.. ne demek istiyorsun sen Orhan?" Diye sordu şokla. Orhan'ın bakışları o an gözlerine değdiğinde sanki bedeni buz kesti. Aynı o gün evden kovarken gördüğü ifade vardı yüzünde. Yine öfkeli ve delirmiş gibiydi.

"Ulan ben sana hiç güvenemeyecek miyim lan. Arkamı döndüğümde sürekli biriyle yazışıyorsun. Önce Turan şimdi de Anıl mı başladı?"

Orhan deli bir öfkeyle bağırıp birden telefonu fırlattığında Buğra şokla yerinde sekti. Bu duydukları gerçek olamazdı. Gözleri korkuyla büyürken Orhan yine kendisine dönüp sertçe çenesinden tuttu.

"Seni yanıma alarak hata mı ettim ben Buğra. Günlerdir görüyorum seni. Telefondan başını kaldırmıyorsun. Sesimi bile duymadın. Ulan yine mi aynı bok. İlla katil mi olayım senin yüzünden?"

Orhan yüzüne doğru sinirle fısıldarken Buğra çenesindeki ağrı ile elinden kurtulmaya çalıştı. Şoktan ağzını bile açamıyordu. Bedeni yine zangır zangır titremeye başlarken Orhan ona biraz daha eğildi. Yüzünde garip bir ifade vardı. Sanki iğrenti doluydu.

"Çok mu hoşuna gidiyor ona buna konuşmak. Günlerce bekledim adam olursun diye ama sen hiç değişmiyorsun. Önce Turan'ı şimdi de Anıl'ı. Sırada kim var. Arkamı dönünce kime yılışacaksın?"

Onun sözleri bir bıçak gibi kalbini keserken Buğra nefesini tuttu. Birden bire ne olmuştu anlamıyordu. Anıl ve Kerimle neden konuştuğunu ve aralarında olanı zaten biliyordu. Yüzüne bir tokat gibi inen sözler yüzünden tekrar gözleri dolmaya başlarken hızla onun elinden kurtulup geri geri gitti. Sanki karşısındaki adam Orhan değildi.

"Ne diyorsun lan sen. Orhan delirdin mi. Neden konuştuğumu bilmiyor musun? Nasıl böyle söylersin lan bana?" Dedi şokla. Sesi tittemişti ama inanamıyordu.

Orhan sözleri ile sanki daha çok delirmiş gibi sinirle gülmeye başladı. Aynı o günkü hali vardı üstünde. Eskiye dönmek istemiyordu. Bu sözleri kabul etmezdi.

"Bir kere yapan her zaman yapar. Aptallık bende ki seninle ayrı eve çıktım. Şimdi ne diyeceksin. Kerim için mi konuşuyorum. Ulan ben biliyordum zaten. Dedim güvenemem diye. Arkamı döndüğüm an birine yazıyorsun lan. Gördüm seni ona bakarken kıskanıyorsun da belki de. Bu defa da beni öperken Anıl'ı mı hayal ediyorsun yoksa. Hiç şaşırmam emin ol"

Orhan sanki iğrenir gibi konuştuğunda Buğra şoktan kaskatı kesildi. Yine aynı şeyleri duyamazdı. Kalbi sıkışmaya başladı. Sanki nefesi kesiliyordu. Sevgilisi ona alayla gülerken Buğra yaşadığı şokla elini kaldırıp sertçe yüzüne tokadını savurdu. Bir daha bunlara katlanamazdı. Ne zaman bile ağladığını fark etmeden derin derin solurken Orhan vurmasının etkisiyle sanki daha çok delirmiş gibi oldu. İnanamıyordu bu sözlerine.

HEMŞİR (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin