51

5.3K 293 72
                                    

İçindeki heyecanla geldiği yabancı evin önünde durduklarında yüzünde hafif bir gülümseme oluştu. Müstakil küçük bir ev vardı karşısında ve şimdiden sevmişti. Zaten Buğra isterse her yerde yaşardı. Onun kendisinden daha heyecanlı olduğunu da biliyordu. Sırf ikisi yalnız kalsın diye arkadaşını bile yollamıştı.

Orhan acısı olsa da belli etmemeye çalışırken Buğra arabadan inip kendi tarafına geldi. Hareket etmekte zorlanıyordu o yüzden sevdiğini beklemekten başka çaresi yoktu. Ona çok fazla yük olduğunu biliyordu ama elinden başka türlüsü gelmiyordu. O piçin açtığı yaralar yüzünden kendi başına bile hareket edemiyordu.

Buğra kapısını açtığında derin bir nefes alıp uzattığı elini tuttu. Mahçup hissediyordu kendisini. Ona bir bebek gibi bakmak isterken şimdi kendisi bakılacak hale düşmüştü. Ve Buğra buna mecbur bile değildi. Karnındaki sargıların rahatsızlığı ile yavaşça arabadan çıkarken yüzü acıyla buruşsa da sesini çıkarmadı. Sevdiğinin panik yaptığını biliyordu.

"Orhan. Ağırlığını bana versene" Buğra kolunun altından tuttuğunda Orhan çok hafif Ona doğru kendisini bıraktı. Keşke arkadaşının yardım teklifini kabul etseydi ama onun heyecanını da anlıyordu. Derin nefesler alarak eve doğru yürürken acıdan alnı terlemeye başladı. Sinir oluyordu. O piçe bunun hesabını elbet soracaktı.

"İyi misin. Ağrıyor biliyorum ama az kaldı. Koltukta yer yapmıştım senin için uzanınca rahat edeceksin"

Sevdiğinin sözleri içini daha çok sızlatırken Ona yük olmanın ağırlığı ile sessizce başını salladı. Alışık değildi bu duruma. Kendisi her zaman yükleri sırtlanan adamdı. Sevdiği de olsa buna mecbur kaldığı için üzülüyordu.

Bir kaç dakikalık yolu yürürken gözleri küçük bahçede turladı. Bu mahalle Kerim'in oturduğu mahalleye daha yakın ve sessizdi. Bilirdi buraları ama bu evi görmemişti. Biraz bakımsız olsa da güzeldi. Buğra ile yaşadığı her yer zaten güzeldi. Yüzünde istemsizce gülümseme olurken kapıya geldiklerinde Buğra hızla açtı. Acı çekmemesi için aceleciydi.

Sonunda kapı açıldığında Orhan burnuna gelen temiz kokuyu içine çekti. Yeni ev gibi kokuyordu sanki. Buğra ondan önce girip kendisine destek olurken içindeki heyecanla içeri girdi. Yeni evini merak ediyordu.

"Ev sahibi eşyalı verdi neyse ki. Zamanım olsa ben alacaktım her şeyi ama şimdilik böyle olsun. Sen iyi olunca kendimiz istediğimiz gibi yaparız evi bebeğim. Bence güzel oldu gibi"

Sevdiği ona açıklama yaparken Orhan giydiği spor ayakkabıları zorlanmadan çıkarıp içeri doğru ilerledi. Küçük bir giriş vardı. Vestiyer dışında eşya görmemişti. Tam bir bekar evi olacaktı. Buğra'nın meraklı bakışlarını üstünde hissederken salona geçtiklerinde gördüğü görüntü ile hafifçe güldü. Sade ama düzenliydi. Kendi evinden çok farklı olsa da Buğra yaptığı için çok güzel gelmişti.

Üçlü koltuğun üstüne kendisi için serilen temiz çarşaf vardı. Biraz soğuk bir havası olsa da ilerde ikisi bu evi canlı yapacaktı. Buğra ile güzelleşecekti.

"Ee beğendin mi bir şey söylesene. Kısa zamanda ancak bu kadar oldu" Sevdiği sabırsızca konuşurken Orhan aksini bile düşünmeden yavaşça başını salladı.

"Çok güzel yavrum. Sen yaparsan ben beğenirim elbet. Çok beğendim. İkimizin sonuçta bu yeter" dedi. Gözleri etrafı turlarken gözüne salonun iç tarafında duran mutfak takıldı. Fazla büyük değildi ama güzeldi. İkisi için iş görürdü.

Artık ayakta durmaktan acısı artarken Buğra ondan önce davranıp koltuğa yürüdü. Bir an önce uzanmak istiyordu. Doktor bir kaç haftaya toparlayacağını söylemişti ama o kadar uzun süre yatamazdı. Bu oğlana zaten fazla acı vermişken bir de maddi yük olursa kendisini iğrenç hissederdi.

HEMŞİR (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin