Eski Kocam Erkek Başrol Oldu

Bölüm 49: Flört Yetişkinler Tarafından Yapılacak

"Görüyorum ki adımı biliyorsun."

“…”

Onun adını hatırlaması ve onu çağırması Aileen'in kalp atışlarının her zamankinden daha hızlı atmasına neden oldu. İlk görüşte aşk böyle mi hissettirir? Hayatında ilk kez nedenini bilmeden bir duyguya kapılmıştı. Bunun birbirleriyle ve evlilik hakkında konuşmaları için bir fırsat olabileceğini düşündü.

Aileen yanakları kızararak konuşmaya devam etti: "Yolculuğunuzdan yeni döndüğünüzü duydum. Yakında seni ziyaret etmeyi planlıyordum ve...”

“Ashia.”

“…”

'Ashia' mı?'

Adamın ağzından başka birinin adı çıktığında Aileen'in gözleri genişledi.

Kaligo başını Ashia'nın tereddüt ettiği kapıya çevirdi. Aileen de şaşkın bir bakışla kapıya doğru baktı. Ağzı yavaşça açıldı.

İksir dükkanında tanıştığı kadın kapının önünde duruyordu.

–Kaligo!

Kapıdan girerken Büyük Dük'ün adını nasıl söylediğini hatırladı.

'Beklendiği gibi birbirlerini tanıyorlar.'

Aileen tekrar Kaligo'ya baktı.

'Hayır... Sadece birbirlerini tanıdıklarını söyleyemem...'

Bakışları ona baktığı zamanki bakışlarından tamamen farklıydı. Daha önce de bu tür bir bakış görmüştü. Kraliyet ziyafetlerinde arada bir tiyatro gösterileri yapılıyordu ve aşık olan iki ana karakterin gözleri aynen böyle görünüyordu.

Aileen utançla bakışlarını ondan çevirdi.

Kaligo daha sonra doğrudan Ashia'ya yürüdü. “Ashia.”

"Ah, Kaligo..."

Ashia'nın çenesini kaldırdı ve yüzünü dikkatle inceledi. "İyi misin? Magic Tower'da her şey yolunda gitti mi? Bir yerin yaralandı mı?”

"Evet. Ben iyiyim."

Kaligo Aileen'i geride bırakıp ona döndüğünde utanan kişi Ashia'ydı.

'Bu nedir? Ne oldu?'

Ashia hızla Kaligo'nun arkasında duran Aileen'e baktı. Biraz irkilen Aillen, ince havaya bakarken hareketsiz durdu.

“Ashia mı?”

"İyi misin?"

"Ben de iyiyim. Ben yaralanmadım."

"Hayır, incinip yaralanmamanla ilgili değil."

Onun incinecek biri olmadığını biliyordu. Bariyeri aşabilecek kadar zayıf olan kişi Sihir Kulesi'nin Efendisi Lisa olsa bile ona rakip olamaz. Orijinal romanda kadın başrolün de saldırgan eğilimleri olmadığı söyleniyordu. Başka bir deyişle bu konakta şu anda Kaligo'ya zarar verebilecek hiç kimse yoktu. Ashia'nın endişelendiği şey vücudundaki yaralar değildi.

"Daha sonra?"

“Diyorum ki...”

Sözlerine devam etmeye dayanamadı. Burası orijinal romanı gündeme getirecek en iyi yer değildi.

Kaligo sanki Ashia'nın en derin duygularını deliyormuş gibi kaşlarını kaldırdı.

"Ah…"

“…”

Gözlerini kapatıp gülümsedi. Sonra yavaşça başını indirdi ve Ashia'nın kulağına fısıldadı, "Kadın başrole aşık olmak... Bunun için mi endişelendin?"

“…”

Yavaşça güldü. Kaligo tekrar sırtını kaldırdı ve devam etti: "Sana bunun asla olmayacağını söylemiştim."

"…Evet."

“Ben etkilenmedim. Beni bu dünyada yönlendirebilecek tek kişi sensin," alçak sesi yumuşak bir şekilde çınladı, büyük bir el dikkatlice Ashia'nın boynunun arkasına yerleşti.

Parmak uçlarının sıcaklığının onu yavaşça rahatlattığını hissetti.

"Majesteleri Prenses Aileen."

Şaşıran Aileen yavaşça ona doğru döndü ama o sadece Ashia'ya bakıyordu.

“Karhan İmparatorluğunun Büyük Dükü Etous, Perthenian İmparatorluğunun evlenme teklifini saygıyla reddediyor.”

“…”

“Bu benim cevabım. Ayrıca."

“…”

"Yakın arkadaşın olan Sihir Kulesi'nin Ustası."

Ashia bu sözler üzerine Aileen'e baktı.

'İksir almaya gittiği hasta arkadaşı Lisa mıydı?'

"Eğer Veliaht Prens'e bir kez daha kirli oyunlar oynarsan, bugünkü gibi yalnız bırakılmayacaksın... Bunu ona söylersen çok sevinirim."

"Kirli tuzaklar?"

"Sanırım bunu kendi başına duymalısın."

“…”

Kaligo, Aileen'e tek bir bakış bile atmadan Ashia'nın omzuna sarıldı. "Hadi gidelim."

"H-hayır, bekle."

Ashia Aileen'e bakmak için başını çevirdi. Yüzünde şok olmuş bir ifadeyle orada duruyordu; Kaligo ve Ashia'ya bile bakmadan.

Oturma odasından çıkıp koridorda yürüdüklerinde Kaligo ona yavaşça fısıldadı: "Beklentilerim doğruydu."

"Evet?"

Ashia başını kaldırıp ona baktı. Kaligo yürürken Ashia'ya bakamıyordu, sadece dümdüz ileri bakıyordu.

“…Çok daha güzel olacağını söylediğimde.”

"Ah…"

Ashia ağır bir şekilde öksürürken Kaligo da öksürdü. Konuşmak ister garip ister utanç verici olsun, ikisi birbirlerinin yüzlerine bile bakmadan koridora doğru yürüdüler.

Theros, onlar ortaya çıkar çıkmaz sanki bekliyormuş gibi onlara doğru koştu. "Noona...?"

"Tero."