35°

5.7K 575 136
                                    

Bedenini başka biri kontrol ediyor gibi hissediyordu. Sanki elleri ve bacaklarında bağlı ipler vardı. Bu ipler onu Tahir'in peşinden onun ofisine kadar sürüklemişti. İplerin egemenliği ise Tahir'in ofisinin tam ortasına geldiklerinde bitmişti. İki beden de çalışma masasının önünde ayakta duruyorlardı. Aralarındaki fark ise Tahir onu izliyordu ama Atakan etrafa bakmakla meşguldü. Bu hareketinin sebebi odanın mimarisini çok beğendiğinden falan değildi. Zaten oda sıradan bir ofisti. Asıl sebep ne yapacağını bilememesiydi. Daha biraz önce son derece kendisinden emin konuşuyordu ama şimdi çok özgüvensizdi.

"Yine gitmeyeceksin, değil mi?" Aslında bunu düşünmüştü. Onu bu sefer durduran şey ise hayatında ilk defa bir değişiklik için adım atmak istemesiydi. Tahir'i istemişti. Sonuçlarını göz ardı etmiş ve karşısındaki bu adamı tanımak istemişti.

"Hayır."

"O zaman yüzüme bakar mısın?" Atakan onun dediğini yaptı. Başını hafifçe yukarı kaldırıp mavi gözlere odaklandı. "Oturmak istemez misin?" Atakan bu kibarlığa alışkın değildi.

"Böyle daha iyi." Oturunca üzerine daha çok ağırlık biniyordu. Psikolojik olarak böyle daha rahat hissediyordu.

"Peki." Tahir ofise girdiklerinde sadece led ışıkları açmıştı. Bu yüzden ortam biraz loştu. "Nasıl başlayacağımı bilmiyorum." Tahir'in gergince ensesini kaşıdığını görünce Atakan o zaman bir şeyi fark etti. Tahir Zeybek de en az kendisi kadar gergindi. "İlk tanıştığımızda sana nasıl davrandığımı biliyorum. Seni azarladım, kalbini kırdım. Tıpkı diğer çalışanlarıma davrandığım gibi davrandım ama sonra bir şey değişti." Tahir cümlesini bitirdikten sonra derin bir nefes almıştı. "Nasıl konuşmam gerektiğini bilmiyorum, Atakan." dedi çaresizce. Böyle davranması Atakan için bir ilkti.

"Sizin ilk defa bu kadar gerildiğinizi görüyorum." Onun biraz olsun rahatlamasını istediği için araya girmişti.

"Bana ne yaptığını gör işte." Görüyordu ve bu durum işleri iyice yokuşa sürüyordu. Tahir de konuşmazsa Atakan aralarındaki bu şeyi yok sayardı. Üzerine gitmezdi. Çünkü sarışın çocuk için duygularını unutmak, yaşamaktan daha kolaydı.

"Neden ben?" Atakan bunu gerçekten merak ediyordu. Tahir neden onu seçmişti? Atakan'ın ne özelliği vardı?

"Kendini hiç görmüyorsun değil mi?" dedi Tahir yumuşak bir sesle. Atakan onun bu sorusuna karşılık omuz silkti. "İlk, senin benden bu kadar farklı olman ilgimi çekti. Herkese karşı kibarsın, kimsenin kalbini kırmıyorsun. İnsanlar seni kullansa da göz yumuyorsun Atakan ki bu çok sinir bozucu. Kimseye hayır diyemiyorsun."

"Bunlar benim iyi özelliklerim mi?" Atakan bunların iyi olduğunu hiç sanmıyordu.

"Bu özelliklerin olmasaydı ilgimi çekmezdin." Atakan duyduğu cümleden sonra yine bakışlarını kaçırdı. Emindi ki suratı da kıpkırmızı olmuştu. "Etrafımdaki herkes bencil, çıkarları için yaşayan insanlar ama söyle öyle değilsin. Tanıdığım kişiler arasında parlıyorsun. Sana bakmamak için çaba gösteriyorum ama karşı koyamıyorum." Tahir yaklaşıp büyük elleriyle Atakan'ın yüzünü kavradığında sarışın çocuk nefesi tuttu. "Her şeyinle çok güzelsin."

Atakan sanırım bayılcaktı. Bu adam onun bedenini öyle çok etkiliyordu ki midesi bulanıyor, bacakları titriyordu. Avuç içlerinden yayılan sıcaklık Atakan'ın yüzünü daha çok ısıtıyordu ama bırakmasını istemiyordu. Bu dokunuşlar bedenine çok yabancı olsa da bir o kadar da güvende hissettiriyordu.

"Bundan emin misiniz?"

"Neden emin miyim?" Tahir ellerini yüzünden boynuna doğru kaydırdı. Atakan'ın ensesindeki saçlarla oynamaya başladığında sarışın çocuk onu sınadığını düşünüyordu.

"Benden sıkılırsanız gidersiniz ve engel olmam. Bu yüzden emin misiniz?" Atakan korkuyordu. Bir şeyleri en başından belirlemek nasıl etki edecekti, bilmiyordu ama söylemek istemişti.

Tahir ellerini geri çektiğinde ise boşluğa düştü. Tahir'in ne cevap vereceğini beklerken stresten dudaklarını dişlemeye başlamıştı ama Tahir konuşmuyordu. Sadece uzun uzun Atakan'ı izliyordu.

"Senden hoşlanıyorum, Atakan." Sarışın çocuk tüm hareketlerini kesti. Buna nefes almak da dahildi. "Sonu ne olacak, yapabilecek miyiz, bilmiyorum. Umrumda da değil. Denemek istiyorum. Seni hayatımda istiyorum. Bence sen de önemsiz soruları kafanda dolaştırıp durmayı bırak ve cevap ver. Sen de istiyor musun?"

İstiyor muydu? Tahir gibi yapabilir miydi? Atakan da yetişkindi. Cesaretli olmalıydı. Hayatı boyunca böyle mi yaşayacaktı? Yalnız. Hayır, yalnız olmaz istemiyordu. Yanında birini istiyordu. Peki, bu kişi Tahir miydi? Bilmiyordu. Ama ilişkiye başlamadan önce bunu bilen biri var mıydı ki? İnsanlar mutlu da olabiliyordu. Atakan da olabilirdi. Kötü biri değildi. Sarışın çocuk da mutluluğu hak ediyordu. Yapması gereken tek şey bir adım atmaktı. Gerisini hayat gösterecekti.

O adımı hem kafasında hem de fiziksel olarak attı. Onu izleyen mavi gözlerin sahibine yaklaşıp ellerini Tahir'in omuzlarına koyup parmak ucunda yükselerek sol yanağına dudaklarını bastırıp geri çekildi. Yanağındaki sakallar rahatsız ediciydi ama hoşuna gitmişti. Tahir Zeybek'i yanağından öpmüştü ve hoşuna gitmişti.

"Evet." dedi ellerini Tahir'in omuzlarından çekip geriye bir adım atarken. "İstiyorum." Karşındaki adamın şaşkınlığına şaşırmıyordu. Çünkü az önce yaptığı şeye kendisi bile inanamıyordu. Bundan sonra nasıl olacaktı, tahmin edemiyordu. Sadece Tahir'in onu üzmemesi için dua ediyordu.









-T

Sıfır HataHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin