14- Cenk

10.9K 950 163
                                    


Dışarıda duyduğum sesler yüzünden uyanıp gözlerimi hafifçe araladım. Doğrulmaya çalıştığımda belime dolanan büyük kollar yüzünden yerimden birazcık bile kıpırdayamadım. Kafamı hafifçe kaldırdığımda burun buruna geldiğim Valeriyle hızlıca geri çekildim. Beni kaçıran adamın kollarında uyanmam kaçıncı seviye bir saçmalıktı?

"Valeriy..." Kolunu hafifçe dürttüğümde herhangi bir tepki alamadığım için bu sefer göğsüne vurdum. "Uyan dışarıdan sesler geliyor." Valeriy yerinde rahatsızca kıpırdanıp gözlerini araladığında ilk bir kaç saniye bana baktı ardından şuan ki vaziyetimiz doğal olarak ona da saçma gelmiş olacak ki uzandığı yerden hızlıca doğruldu.

"Ne sesi?" Üstümde ki pikeyi kenara bırakıp hızlıca ayaklandım. Fazlasıyla utanmıştım.

"Bilmiyorum ama-" Diyeceğim şey yumruklanan kapı yüzünden kesildiğinde Valeriy hızlıca ayaklanıp yanıma geldi. Beni arkasına alıp çakısını çıkardıktan sonra kapıya doğru siper aldı.

"Kimse var mı?" Kapının tekrardan yumruklanmasıyla Valeriy bana döndü.

"Korkma..." Gözlerimi aralayıp Valeriye baktığım sırada kapı bir hışımla açıldı. Barikat olarak koyduğumuz şifonyer kırılırken içeriye ona yakın takım elbiseli adam girdi. Bir dakika bunlar Valeriynin adamlarıydı...

"Efendim!" Korumalar kafasını eğip Valeriyi selamladığında rahat bir nefes aldım. Hem adamların Valeriynin adamları olduğuna hem de buradan kurtulacak olmamıza sevinmiştim.

"Buradan çıktığımda hepinizle teker teker ilgileneceğim." Valeriynin dediği şeyle korumalar kafalarını biraz daha eğdi. 

"Efendim arzu ederseniz çıkalım, arabalar biraz ileride bekliyor." Valeriy kafasını sallayıp bana döndüğünde gözlerine merakla baktım.

"Gidiyoruz..." Valeriynin dediği şeyle kafamı usulca sallayıp kenarda duran ayakkabılarımı giymek için eğildim. "Önünüze dönün lan! Kafanızı yerden kaldırdığınızı görmeyeceğim." Valeriynin adeta kükremesiyle irkilip ayakkabılarımı hızlıca giydim. Ürkek bakışlarımı yüzüne çevirdiğimde adamlarına sinirle baktığını fark ettim. Yine neye sinirlenmişti acaba?

"Efendim babanız dikkatli olmanızı istiyor." Valeriy kafasını sallayıp bana döndükten sonra uzun kabanını uzattı.

"Giy şunu hava soğuk." Şuan fazlasıyla sinirli olduğu için birde bana çatmaması adına itiraz etmeden kabanı alıp üstüme geçirdim. Valeriy bana kısa bir bakış atıp evden çıktığında peşine takılıp ona ayak uydurdum. O sırada yanımda yürüyen Cenkle gülümseyip tamamen ona döndüm.

"Bizi nasıl buldunuz?" Cenk bana bakmadan kafası eğik bir şekilde boğazını temizledi.

"İzinizi takip ettik efendim, biraz geç oldu ama bulduk." Kafamı usulca sallayıp gülümsedim.

"Nerelisin?" Gurbet ellerde Türk birini bulmak ve onunla sohbet etmek her Türkün yapacağı bir şeydi bence.

"Ankaralıyım efendim." Hmmlayıp üşüyen ellerimi kabanın ceplerine soktum.

"Kaç yaşındasın? Evli misin? Evliysen çocuğun var mı?" Sorularımı ardı ardına sıraladığımda Cenk bana kısa bir bakış atıp gülümsedi.

"32 yaşındayım efendim. Evliyim ve bir tane kızım var." Gülümseyip kafamı salladım.

"Kızınla eşin Türkiye de mi?" Cenk kafasını salladı. "Özlemiyor musun onları?"

"Özlüyorum ama işimi de yapmak mecburiyetindeyim." Arkalarında bıraktıkları bir aileleri olmasına rağmen bu kadar riskli bir iş yapmaları onlar için oldukça kötü olmalıydı. Aklıma Valeriynin yaralanan kolu geldiğinde Cenke döndüm. Haber vermem iyi olacaktı.

"Cenk, Valeriy kolundan vuruldu." Cenk dediğim şeyle birlikte bana döndüğünde endişeli bakışlarımla karşılaşıp hızlıca Valeriynin yanına ilerledi. O yanımdan gidince bu sefer sarışın, mavi gözlü bir koruma bana eşlik etmeye başladı. Arka arkaya sıralanmış arabaların önüne geldiğimizde ise Cenk ve Valeriynin hararetli bir şekilde konuştuğunu gördüm. Parmak uçlarımda yürüyüp yanlarına ulaştığımda Cenk kafasını eğip kapıyı açtı.

"Buyurun efendim..." Valeriy binmeden bana yol verdiğinde kafamı eğip arabaya bindim. O da hemen peşimden bindiğinde araba hemen hareket etmeye başladı. 

"Nereye gidiyoruz?" diye sordum merakla. Artık oradan oraya savrulmak istemiyordum.

"Piste." Valeriynin dediği şeyi kafamda tartmaya çalıştım ancak anlamlandıramadım.

"Nasıl yani?" Valeriy bacak bacak üstüne atıp elinde ki tabletten başını kaldırdı.

"Yanisi hemen şimdi Türkiyeye dönüyoruz. Daha fazla burada kalmamız -buna sende dahil- bizim için ölümü getirmekten başka bir işe yaramaz." Valeriy bana kısa bir bakış atıp tekrardan önünde ki tabletine döndüğünde yutkunup bakışlarımı kucağımda ki ellerime indirdim. Bu sefer gideceğimizi gerçekten de hissediyordum...


                              Devam Edecek

inş gidecekler artık :)

RUH ADAM (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin