50- Hatalar

7.8K 686 258
                                        

"Bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur..."


Ne kadar süre geçti bilmiyorum ancak sonunda kendime gelip karşımda ki adamın kollarından çıkmaya çalıştığımda Valeriy buna engel olup burnunu boynuma dayadı. Kokumu derince içine çekip dudaklarını ince deriye bastıracakken kafamı hızlıca geriye çektim. Buna hazır değildim. Ona sarılmış olmam onu affettiğimden değil fazlasıyla özlediğimdendi. Valeriynin yanlış anlamasını istemiyordum ancak onun çoktan gözleri dolmuştu. Bu haline içimin gideceğini bildiğim için daha fazla yüzüne bakmadan yanından geçip dışarı çıktım. 

Merdivenlere yönelip mutfağa girdiğimde kendime bir bardak su doldurdum. Soğuk sıvı boğazımda ki kuruluğu giderirken aklıma Valeriynin dolmuş gözleri geldi. Ona çok aşıktım. Buna, içimde aşkımın tohumunun yeşerdiğini öğrendiğimden beri daha bir emin olmuştum. Valeriy benim için çok başka bir yerdeydi bunu inkar edemezdim ancak ona her baktığımda düğün günümüzde beni terk ettiği geliyordu aklıma. Anlattıklarını ve yapmak zorunda olduğu şeyleri yargılamıyordum. Ben bunu bile bile onunla bu yola baş koymuştum. Ölüme çok yakın olduğumun bilinceydim ancak bu oyunun içimde bıraktığı yıkımı göz ardı edemiyordum. Sorun Valeriyi affetmek değildi. Bir daha böyle bir şey yaşayacak mıyım düşüncesiydi.

"Bir şey mi istediniz efendim?" Tatlı teyze mutfağa girip yanıma yaklaştığında hafifçe gülümsedim.

"Fıstıklı çikolata almaya gelmiştim." Kadın kafasını sallayıp çekmeceden iki paket çikolata çıkardı ardından gülümseyerek paketleri bana doğru uzattı. "Teşekkür ederim."

"Rica ederim efendim, afiyet olsun."  Gülümseyip çikolata paketini açtım. "Umarım sorduğum soruyu yanlış anlamazsınız tamamen merakımdan soruyorum. Çok mu fazla bulantınız oluyor?" Kafamı iç çekerek salladım. Yemek seçmemden anlamış olmalıydı kadın.

"Çok oluyor, ilaç kullanmaya başlayınca azaldı biraz ama tamamen kesilmedi." Kadın kafasını salladı. "Bu arada adınız ne?"

"Selma efendim." Kafamı sallayıp gülümsedim.

" Ben size Selma teyze diyeyim sizde bana Toprak oğlum deyin olur mu?" Selma teyze gülümseyip kafasını salladığında daha fazla işine mani olmamak için kolay gelsin deyip mutfaktan çıktım. Elimde ki çikolatayla odaya geçtiğimde Valeriyi odanın ortasında üstünü değiştirirken gördüm. Göz göze geldiğimiz için hızlıca kafamı eğdim. Altında gri bir eşofman vardı ancak üstü çıplaktı. 

"Çikolatayı buldun mu?" Kafamı sallayıp sertçe yutkunduğumda Valeriy elinde ki tişörtü üstüne geçirip yavaş adımlarla yanıma yaklaştı. "Bir şey olursa seslenirsin. İyi geceler."

"Sana da." Valeriy bana iç çekerek bakıp dudaklarını ıslattığında gözlerimi kaçırıp boğazımı temizledim. "Bu arada yarın sabah eve döneceğim, bugünlük geç olduğu için kalıyorum." Valeriynin kaşları çatılsa da kafasını yavaşça salladı ardından yanımdan geçip odadan çıktı. Bende yavaş yavaş bastıran uykuyla daha fazla oyalanmadan yatağa girip pikeyi kafama kadar çektim. Hamilelik beraberinde uykuyu da getiriyordu. Daha başlarında olsam da şimdiden bu durum beni zorlamaya başlamıştı ve içimde ki minik beni daha da zorlayacak gibi duruyordu...

...

Sabah uyanır uyanmaz ilk iş banyoya koşup kusmadan dişlerimi burada kullandığım fırça ve macunla fırçaladım ardından yüzümü yıkayıp geri odaya girdim. Dolaba yaklaşıp geçen sefer bıraktığım kıyafetlerimden rastgele siyah bir pantolon ve siyah bir kazak çıkarttım. Ne çok bana ait olan şey bırakmıştım bu oda da... İç çekip üstümü hızlıca değiştirdikten sonra aşağıya indim. Valeriy salonda ki büyük masa da oturmuş kahvaltı yapıyordu. Her ne kadar rahatsız etmek istemesem de haber vermek için yanına yaklaşıp boğazımı temizledim. Anında bakışları bana dönmüştü.

RUH ADAM (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin