32- İlk Öpücük

11.1K 1K 320
                                    

Valeriy beni kucağından indirmeden arabaya bindiğinde diğer korumalarla birlikte Mark bey geride kaldı bizde iki koruma eşliğinde yola çıktık. Ağlamalarım yavaş yavaş iç çekişlere dönerken Valeriy sakinleşmem adına elini saçılarıma atıp okşamaya başladı.

"İyisin değil mi?" Kafamı usulca sallayıp burnumu çektim.

"Sen iyi misin? Yaran çok kötü değil dimi?" Valeriy dudaklarını tekrardan boynuma bastırıp şah damarımın üstüne küçük bir öpücük bıraktı.

"İyiyim ben merak etme." Kafamı hafifçe kaldırıp dolu gözlerimle yeşilin elli tonu olan ve baktıkça insanı içine çeken yeşillere baktım. "Onca korumanın arasından nasıl kaçırdı seni bilmiyorum. Buna engel olamadığım için kendime de çok sinirliyim." Hızlıca kafamı sağa sola salladım.

"Hayır düşünme öyle o haldeyken beni nasıl düşünebilirdin?" Valeriy iç çekti. "Ben çok korktum Valeriy. Sana bir şey olacak diye çok korktum." Valeriy sağ gözümden düşen damlayı yanaklarıma düşmeden yakaladı.

"Bende çok korktum Toprak. İlk defa bu kadar korktuğumu hissettim." Burnumu çekip ıslak yanaklarımı sildim. 

"Valeriy ben özür dilerim." Valeriy büyük ve damarlı ellerini yanaklarıma sabitledi. Adamın eline bakmaktan diyeceğim şeyi unutmuş olabilirdim.

"Neden?" İç çekip dudaklarımı ıslattım.

"Söylediğim şeyler yüzünden." Valeriy alnıma küçük bir öpücük bıraktığında kalbimin teklediğini hissettim. Bu küçük temaslı ellerimin titremesine sebep oluyordu.

"Asıl ben özür dilerim, affet beni." Hafifçe gülümseyip bende dudaklarımı Valeriynin yanağına bastırdım. Ben Valeriyi ölümle burun buranayken fark etmiştim. Geç olmuştu belki ama olmuştu. Onu kanlar içinde gördüğüm an canımdan can gitmişti sanki. Basit duygular değildi hissettiklerim. Bağlılıktı hatta sevgiyle karışık hayranlıktı. Valeriy bana her şeyi unutturacak güzellikteydi. Kalbime nasıl dokunmuştu bilmiyordum ancak orada hüküm sürmeye başlamıştı bile.

"Affederim." diye mırıldandım ardından titreyen ellerimi Valeriynin yanaklarına çıkartıp hafifçe okşadım. Kucağında, kollarında olduğum adamla güvende hissediyordum. Her şeyi geriye bırakıp onunla soluklanmak istiyordum.

"Efendim geldik." Korumanın seslenmesiyle Valeriy gözlerini gözlerimden çekmeden boğazını temizledi.

"İn sen." Koruma kafasını sallayıp arabadan indiğinde Valeriy ellerini belime sabitleyip burnunu boynuma yaklaştırdı ardından içimi titremesine neden olacak kadar derin bir nefes aldı. "Kokun nasıl güzel anlatamam." Gülümsedim. 

"Valeriy.." İsmini mırıldanmak bile çok güzeldi. Söz konusu Valeriyse her şey çok güzeldi.

"Ölsün sana Valeriy." Dudaklarımı birbirine bastırıp kafamı hafifçe geriye çektim. Valeriy kafasını kaldırıp yüzüme baktığında öpmek için can attığım dudaklarına kapandım aniden ancak hareket etmeden öylece bekledim. Dudaklarında nefeslendim. Orada can buldum..

"Öp beni Valeriy." Dudaklarımın arasında ki dudaklar hareket etmeye başladığında ağzımı hafifçe araladım. Dillerimiz birbirine dolanırken dudaklarımız birbiriyle uyum içinde dans etmeye başladı. Valeriy beni kendine iyice çektikten sonra dudaklarımı iştahla öpmeye devam etti. Nefesimiz tükenene kadar dakikalarca öpüştük ardından dudaklarımızı ayırıp nefeslenmeye başladık.

"Minik dudakların benim için yaratılmış Toprak." Hafifçe gülümsedim. Sadece dudaklarımız değil her şeyimiz birbirimiz için yaratılmıştı sanki.

RUH ADAM (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin