65- Emrine Amade

4.3K 392 180
                                        

"Benim düşkünlüğüm sadece sana..."


"Dikkat et oğlum." Annem koluma girip beni yavaşça arabadan indirdiğinde arkamızda ki arabalarda durdu. Herkes inip eve ilerlerken annem beni yavaşça yürütüp içeri götürdü. Valeriy ise kızımızın pusetiyle birlikte yanımızda yürüyordu. "Zorlanmıyorsun değil mi?" Kafamı sağa sola salladım.

"Yok annecim merak etme." Annem iç çekip kapıyı açtığında içeri girdik. "Valeriy oğlum sen Toprağı odaya götür bende misafirlere bakayım." Valeriy kafasını sallayıp elini belime attı. Annem gülümseyip yanımızdan ayrıldığında yavaşça odaya ilerleyip içeri girdik. Valeriy, Eliçini yavaşça kucağına alıp uyandırmadan beşiğine bıraktı ardından yanıma geldi. 

"Sevgilim.." Parmak uçlarımda yükselip kollarımı sıkıca biricik kocamın boynuna doladım.

"Söyle ömrüm söyle." Valeriy burnunu boynuma yaslayıp kokumu derince içine çekti.

"Sana sarılmayı, dudaklarını öpmeyi, kokunu solumayı özledim." Valeriy iç çekip kafasını hafifçe geriye çektiğinde kıkırdayıp dudaklarımı sertçe dudaklarına bastırdım. Valeriy alt dudağımı hafifçe ısırdığında elimi ensesine atıp saçını hafifçe çekiştirdim. Öpüşmemiz daha da hızlanırken kapının tıklatılmasıyla hızlıca ayrıldık. Islak dudaklarımız parlarken dudaklarımı birbirine bastırıp kapıyı açtım. Figen hanım gelmişti.

"Oğlum rahatsız ediyorum kusura bakma. Dilek hanım yulaflı bir tatlı hazırlamış onu getirdim." Gülümseyip Figen hanımın elinde ki tatlıyı aldım.

"Teşekkür ederim anne. Gelmez misin içeri?" Figen hanım kafasını sağa sola sallayıp gülümsedikten sonra salona ilerledi. Bende kapıyı kapatıp elimde ki tatlıdan bir kaşık aldım. Valeriy de beşiğe yaklaşmış uyuyan kızımızın yüzünü izliyordu.

"Toprak çok güzel bir şey bu." Kıkırdayıp yatağa yavaşça oturdum ardından tatlımı yemeye devam ettim. Yulaf, süt yaptığı için annem fazlasıyla koymuştu. "Burnu, kaşları, gözü her şeyi çok güzel." Valeriyle tanıştığım ilk dakikalarda ona yapıştırdığım yeşil gözlü canavar etiketi geldi aklıma. O zamandan bu zamana çok fazla değişmişti. Korkup yeşil gözlü canavar diye nitelendirdiğim adamdan, minik versiyonu olan yeşil gözlü bir canavar doğurmuştum.

"Çünkü bizim bebeğimiz sevgilim. Bunca zorluğa rağmen güzelliğini asla kaybetmeyen minik bebeğimiz o." Valeriy gülümseyip Elçinin saçlarına küçük bir öpücük bıraktı. Elçin beşiğinde hafifçe kıpırdanıp birden ağlamaya başladığında Valeriy geriye çekildi.

"Uyandırdım mı?" Elimde ki tabağı kenara bırakıp ayaklandıktan sonra Elçinin beşiğine ilerleyip minik bedeni kucağıma aldım. Valeriy merakla bizi izlerken sakallı yanağına küçük bir öpücük bırakıp yatağa oturdum. Elçin acıktığı için ağlamaya devam ederken tişörtümü sıyırıp minik kızımı emzirmeye başladım.

"Aşkım, anneme Elçinin mamasını hazırlamasını söyler misin? Süt yetmez çünkü." Valeriy kafasını sallayıp alnıma küçük bir öpücük kondurduktan sonra odadan çıktı. Elçin ise sesli bir şekilde emmeye devam etti. Sürekli acıktığı için sütüm yetmiyordu. Bu yüzden mamayla da desteklemek zorunda kalıyorduk.

"Güzelim getirdim." Valeriy çok geçmeden elinde ki biberonla içeri girdiğinde hafifçe gülümsedim.

"Yanıma otur sevgilim." Valeriy gelip yanıma oturduğunda Elçini göğüslerimden ayırıp babasının kucağına doğru uzattım. Valeriy minik kızımızı incitmeden kucağına alıp bana baktığında biberonun kapağını açıp eline tutuşturdum. "Al sevgilim." Valeriy biberonu alıp Elçinin ağzına götürdüğünde minik kızımız hemen biberonun ağzını kavradı. Valeriy onu parıltılı gözleriyle izlerken gülümseyip kafamı biricik kocamın kaslı koluna yasladım. Valeriynin kızımızı kucağına alma korkusunu yenmesini istiyordum.

RUH ADAM (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin