Geceler uzun geçiyordu. Geceler bitmek bilmiyordu. Düşün, düşün bitmiyordu. Aklı ve kalbi karşı karşıya kalmış, bir savaşın içine girmişti. Silahlar çekilmiş, kan gölü bedeninden akıp gidiyordu. Bu savaşın galibi kim olacak bilmiyordu. Kendisi bir kenara çekilmiş sadece uzaktan seyrediyordu.
Ben değilim diyordu Taehyung ona. Ben değildim diyordu. İnanmalı mıydı, bilmiyordu. Asla hatırlamıyordu. Hatırlamak için hafızasını yokluyordu. Hatırlamak istiyordu. Bugüne kadar duyduğu öfkenin, pişmanlığın sebebini merak ediyordu. Kabuslardan uyanmak istiyordu.
Yattığı yerden sağa tarafına doğru döndü. Gözlerini kapattı. Hatırlıyordu.
Akşam olmuştu. Kendimi güzel bir yemek ile taçlandırmıştım. Tek derdim biraz olsun dinlenmekti. Sınav haftası ve çok yoğunum. Bitmek bilmiyor dersler. Asla aklım almıyor. Zaten dolu olan bir şey üzerine başka ne alabilir ki? Benim aklım Taehyung ile dolu. Onu bugün görmedim. Acaba başına bir şey mi geldi? Onu her göremediğimde böyle düşünmem normal mi? Ne olacak? Kesin bir yerlerde yine gününü gün ediyordur. Çok mu salağım yoksa aptal aşık mı? Bilemiyorum. Canım acıyor o başkalarına baktıkça. Canım acıyor o başkalarına güldükçe. Keşke bir kere bana gülse. Kendimi iyice paranoyak bir hale getirdim. Bana göstermediği davranışları sanki bana gösteriyor gibi hissetmeye başladım. Tanrım hiç normal değilim, hem de hiç normal. Ama normal bir insan olmak istiyorum artık. Jungkook'un sözleri hala kulağımda. Bırakmalısın diyordu. Gerçi bunu her zaman söylüyordu ama şimdi sanki daha bir farklıydı. Bu çaresiz aşk seni hiç iyi yerlere götürmüyor diyordu. Sanırım ondan gerçekten vazgeçmeliyim. Sanırım gerçekten bırakmalıyım. Onun da kendi hayatı var. Buna saygı duymalıyım. Zaten çok seven biri buna imkan vermez mi? Sevgilisi özgürce uçabilsin diye ona gökyüzünü açmaz mı? Sanırım onu serbest bırakmalıyım. Dı dıt dı dıt.. O da ne?! Gözlerim yanlış mı görüyor? Gelen mesaj Jimin'den. Taehyung beni mi görmek istiyor? Tanrım neler görüyor gözlerim? Bu bir şaka olmalı. Arıyorum ama açmıyor Jimin. İyi de neden açmıyor ki? Gitsem mi? İyi de nereye gideceğim ki? Ya bir şakaysa? Kaç sefer bu şeylere maruz kaldım hatırlamıyorum. Taehyung şurada hadi Seokjin git. Onu kapıdan çıkarken yakala. Gitmişken seni çağıranın hesabını öde. Hadi Seokjin, Taehyung burada. Koş. Git. Yine yakalayama ve çağıranlara bir şey ısmarla. Babam görse bana fena halde kızardı. Paranı böyle çarçur etme diye fena halde pataklardı. Ama Jimin. O yalan söylemezdi. Hazırlanıyorum. En güzel kıyafetimi giyiyorum. En güzel kokularımı sürüyorum. Abarttım çok kokuyorum. Kesin midesi kalkacak. Duşa mı girsem? Saate bakıyorum. Saat çok geç oldu, yetişemem. Belki koşmam gerekir. Boşver Seokjin, seni kokun yüzünden dinlemeyecekse hiç dinlemesin. Saçmalama. Seni dinleyecek nasıl dinlemesin? Kafamı hızla sallıyorum. Çabuk bırakın beni iyi ve kötü yanım. Evden koşarak çıkıyorum. Nereye gidiyorum, bilmiyorum. dı dıt dı dıt.. Yeniden mesaj var. Nonsense mi? İyi de neden orası? Durduruyorum adımlarımı. Korkuyorum. İyi de neden orası? Yeniden koşuyorum. Mekanın ne önemi var içinde Taehyung olduktan sonra. Gülüyorum. Koşuyorum. Gülüyorum yine koşuyorum. Yol çok uzun. Bitmiyor. Sanki asırlar geçiyor. Bekler mi beni? Koşuyorum. Sanki yaşlandım. Saçlarıma aklar düştü. Zaman bitmiyor. Koşuyorum. Ciğerlerim acıyor. Koşuyorum. Nefesim yetmiyor. Varıyorum.. Su arıyorum etrafta. O da ne? Seyyar satıcı. Önünde portakal suları var. Koş Seokjin. Bir yudum iç ve kendine gel. İçiyorum.. Tadı acı. Neden böyle? Ama çok susadım. İçiyorum. Tadı yine acı. Parasını ödüyorum ve kendime oturacak bir bank arıyorum. Buldum. Köşede duruyor. Hemen oturuyorum. Tanrım Taehyung nerede? Neden burada yok? Belki az sonra gelir. Beklemeye devam ediyorum. Kaç dakika geçti? Yarım saat mi? Beklemeye devam ediyorum. Tanrım başım dönüyor. Hala nefesim düzelmedi. Sık sık, az nefes alıyorum. Nefesim ciğerlerime az geliyor. Tanrım başım dönüyor. Çok hızlı koşmuş olmalıyım, bedenime iyi gelmedi. Tanrım kusacağım galiba. Gözlerim, gözlerim kapanıyor. Açık tutmaya çalışıyorum. Göz kapaklarıma direniyorum. Ama kapanıyor. Tanrım başım çok fena dönüyor. İyi değilim. Hiç iyi değilim. Gözlerime hakim olamıyorum. Sonrası karanlık. Bitmeyen bir karanlık..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VIRAHA
FanfictionHep mi uzak mutluluk yoksa bir elin parmak ucu kadar yakın mı? Peki ya intikam? Soğuk mu yeniyor yoksa her lokmada daha çok mu can yakıyor? Oturduğu yerden kalktı. Karnına giren krambı umursamadı. Vücudu hala çalışıyordu. Şaşkındı ama hala iş görüyo...